Türkiye Şeker Fabrikaları AŞ bünyesindeki, 25 şeker fabrikasından 14’ü satılıyor. Özelleştirme ilanları yayınlandı.
Geçen hafta yazdığımız gibi, şeker fabrikalarının özelleştirilmesi sadece fabrika binalarının satılması, arazilerinin ranta açılması değil. Asıl, yapılmak istenen şeker piyasasını yeniden düzenlemektir.
Piyasanın düzenlenebilmesi için şeker fabrikalarının özelleştirilmesi, pancar üretiminin azaltılarak Türkiye’nin nişasta bazlı şekere muhtaç hale getirilmesi gerekiyor. Yeni piyasa düzeni için yapılacak özelleştirme kime ne yarar sağlayacak?
Bu soruya net yanıt verilebilirse yapılmak istenen özelleştirmenin asıl amacı daha iyi anlaşılacaktır.
“Şekerde özelleştirme sadece fabrikaların satılması değil” başlığı ile şekerde özelleştirme konusunu 28 Şubat 2018’de ayrıntılı olarak yazdık. Yazının yayınlandığı gün Nişasta ve Glikoz Üreticileri Derneği (NÜD) Başkanı Rint Akyüz aradı. Uzun sayılabilecek sohbetten öne çıkan konuları paylaşmakta yarar var.
NBŞ üretiminden çok daha fazlası ithal ediliyor
Nişasta bazlı şeker üreticileri olarak, şeker fabrikalarının özelleştirilmesinin Cargill ve nişasta üretimi ile ilişkilendirilmesinden rahatsız olduklarını belirten Rint Akyüz şunları anlattı: “Türkiye’de 1 milyon ton civarında nişasta bazlı şeker üretim kapasitesi var. Şeker Yasası ile bize verilen kota 232 bin ton. Dönemin Başbakan Yardımcısı Mesut Yılmaz bize kotayı 4 yılda kaldıracaklarına dair söz verdi. Aradan 18 yıl geçti. Biz kotanın kaldırılmasını bekliyoruz. Bugüne gelindiğinde bize verilen üretim kotası 300 bin ton civarında. Türkiye’nin nişasta bazlı şeker tüketimi 1 milyon ton. Biz bu ihtiyacın üçte birini üretiyoruz. Kalan üçte ikisinin şeker pancarından elde edilen şekerden karşılandığını mı sanıyorsunuz? Hayır. Bu üçte ikilik bölümü başkaları karşılıyor. Büyük gıda firmaları ilgili bakanlığa giderek mağdur olduklarını, sıvı şeker bulamadıklarını söyleyerek yüzde 15 gümrükle ithalat hakkı elde ettiler. Büyük firmalar kendi ihtiyaçlarını düşük vergi ile ithal ediyor. Kota ile yerli sanayiye ürettirilmeyen glikoz ve izoglikoz, ithalatla karşılanıyor. Ayrıca birçok ülke ile serbest ticaret anlaşması var. Bu anlaşmalar çerçevesinde ithalat yapılıyor.”
Mısır veriminde büyük artış var
Geçen yıl ilk kez kota artışı alamadıklarını belirten Rint Akyüz, başka yollardan da Türkiye’ye nişasta bazlı şeker girişi olduğunu iddia etti. Türkiye’deki sanayiciye “yerli mısırla üretim zorunluluğu” getirildiğini hatırlatan Akyüz, Amerika’da dekara 600-750 kilo mısır verimi olmasına karşın, Konya’da damla sulama ile dekara 2 ton verim alındığını ve mısır üreticisinin bu başarısının göz ardı edilmemesi gerektiğinin de altını çizdi.
Rint Akyüz’ün anlattıklarından, hükümete sunulan raporlardan da anlaşılacağı üzere nişasta bazlı şeker üreticileri her dönem hükümet nezdinde kota pazarlığı içerisinde. Verilen ve yerine getirilmeyen sözler var. Şeker fabrikalarının özelleştirilmesi ile bu sözler yerine getirilecek.
Cumhurbaşkanı müdahil olmayacak
AKP Merkez Karar ve Yönetim Kurulu toplantısından sonra basın toplantısı düzenleyen Parti Sözcüsü Mahir Ünal, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın şeker fabrikalarının özelleştirilmesine müdahale etmeyeceğini açıkladı. Her konuya müdahil olan Cumhurbaşkanı Erdoğan, ülke tarımını, insan sağlığını, ülkenin geleceğini bu denli yakından ilgilendiren bir konuda, üstelik Baş Danışman Yiğit Bulut’un “Cumhurbaşkanı bu özelleştirmeye izin vermez” açıklamalarına rağmen neden müdahil olmuyor?
Cumhurbaşkanı’nın müdahil olmaması şeker fabrikalarının satılacağı anlamına mı geliyor?
Sadece şeker fabrikalarının olduğu illerde değil, ülke genelinde özelleştirmeye karşı büyük tepki var. Hükümet, şeker fabrikalarının özelleştirilmesine karşı oluşan bu toplumsal muhalefetten rahatsız. Mahir Ünal’ın açıklamalarından bu net olarak anlaşılıyor. Ünal, partinin ve hükümetin görüşünü tekrarlayarak, fabrikaların “zarar” ettiği için satılacağını, özelleştirmeden şeker pancarı üretiminin etkilenmeyeceğini, çalışanların mağdur edilmeyeceğini söyledi.
Et, süt ve yem özelleştirmelerinden ders alınsın
Geçmişte tarım konusunda yapılan özelleştirmelere bakıldığında, bundan en çok üretimin, üreticilerin ve çalışanların olumsuz etkilendiği çok açık olarak görülüyor. Daha önce de yazdığımız gibi önümüzde hayvancılık konusundaki özelleştirme örneği var. Et ve Süt Kurumu’nun birçok kombinası, Süt Endüstrisi Kurumu’nun fabrikaları, Yem Sanayi fabrikaları özelleştirildi. Ne oldu?
Türkiye hayvancılıkta tamamen dışa bağımlı bir ülke oldu. Dün haber olarak yazdık. Avrupa’nın birinci, dünyanın yedinci büyük tarım ülkesi olduğu iddia edilen Türkiye, Avrupa Birliği’nin sığır pazarı oldu. Avrupa Birliği, hayvancılıkta düştüğü krizi, Türkiye’ye ithalat yaparak atlattı. Avrupa Birliği’nin en çok sığır ihraç ettiği Türkiye, bu haberimizin yayınlandığı gün 60 bin başlık yeni bir sığır ithalat ihalesi açtı.
Hayvancılıktaki özelleştirme Türkiye’yi dışa bağımlı, her yıl milyarlarca dolar ithalat yapan ülke konumuna getirdi. Avrupa’nın sığır pazarı olduk. Şeker Fabrikalarının özelleştirilmesi ile Amerika’nın nişasta bazlı şeker pazarı mı olacağız?