Paris’te oluşturulan moda kreasyonları gibi kentimde yerlere tükürmek moda oldu.
Kanımca bu moda erkekler arasında daha da yaygın. Beş yaşındaki çocuktan tutun, yetmiş beş yaşındaki amcaya kadar tükürmeyen yok. Bir de büyük marifetmiş gibi böbürlenerek yürüyüşü değişen insanlara sahip bir toplumuz.
Söze ne hacet!
Alt tarafı çok yazık diyorum…
Geçenlerde yolda yürüyorum, önümde orta yaşta bir insan evladı(!), güzelce öksürüp boğazını temizledikten sonra pat diye önüme tükürmesin mi?
Tam da Fidangör "sokağının" orta yerinde…
Olacak iş değil!
İşte o anda kolumdaki çantayı tuttuğum gibi kafasına geçirmek istedim. İstedim diyorum, çünkü bu düşüncemi eyleme dönüştürmedim.
Bilirsiniz Ordu’nun Fidangör’ü İstanbul’un İstiklal Caddesi niyetinde.
Bizim farkımız var tabi ki!
Yer yer yollarımızda bozulma nedeniyle oluşan ya da bir şeyler yapılmak üzere açılan çukurlarımız var.
Çöp kovası niyetiyle de kullanılır bu çukurları!
Ayrıca sinek ve nice haşerelere de ev sahipliği yapmakta bu çukurlarımız…
Bunlara bir yenisi de tükürme artısı(?) eklendi.
Adab-ı muaşeret kuralları vardı bir zamanlar. Bileniniz var mı?
Bırakın sokağa tükürmeyi, boğazını gıcık tutup öksüren bir insanın sesi bile çekingen çıkardı.
Şimdi nerede?
Eskiye dönük olup eskici olmak değil niyetim. Sadece geçmişten örneklerle toplum seviyemizin düştüğünü ve giderek de düşeceğini vurgulamak!
Hani bazen her şey den yakınıyoruz ya, şu yok bu yok, keşke olsaydı…
Hemen her şeye bir kulp kanat takmakta üstümüze yokken; şimdi en ufak tükürme meselesi de hayli ağır gelmeye başladı bana.
Özellikle genç ve orta yaş kısımlı vatandaşlarımın da aralarında olması da geri kalmışlığımızın bir göstergesidir.
Bir ara yerlere tükürmek yasak diye bir kanun mu çıkmıştı yoksa ben mi yanlış hatırlıyorum!
Bir de;
Adab-ı muaşeret kuralları vardı bir zamanlar. Bileniniz var mı?