Bodrum Kent Konseyi, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın Erzurum konuşmasında Bodrum’un yanlış algılanmasına neden olacak konuşmasına yanıt verdiler. Ben de izinleri ile bu anlamlı yanıtı köşemde yayınlıyorum.
Bodrum Kent Konseyi tarafından yazılan mektubun tam metni şu şekilde;
Sayın Başbakan,
Erzurum’da kitlelere seslenirken Taksim olaylarına katılanlar için “Bunlar var ya, bu kadar seviyesizler. İşte bunlar bu kadar terbiyesizler. Bunlar güya sosyalist. Ama milleti böyle tahkir ederler. Bu sosyalist geçinenler var ya, bunları şöyle arayın. Çoğu şimdi Bodrum’dadır. Yatlarındadırlar bunlar.” demiştiniz.
Sayın Başbakan,
Siz Bodrum’a geldiğinizde bin korumayla ahbaplarınızın otellerinde kaldığınız için Bodrum’u bilmemeniz doğal. Bizler, tarihin derinliklerinden gelen olağanüstü bir kültürün mirasçılarıyız. Bu bölgenin tarihinde üretme var; ama talan yoktur. Nüfusumuzun %65’i bu güzel yurdun başka bir ilinden gelmiştir. Ama biz kimseye dinin- mezhebin ne, dilin necedir, ırkın ne diye sormayız. Hangi siyasi görüşten olursa olsun bizim siyasetçilerimiz, her an, her yerde kol kola siyaset yaparlar. Birbirlerini aşağılamaz, birbirlerine hakaret etmezler. Biz, seçimleri demokrasi şöleni biliriz.
Sayın Başbakan,
Bilirsiniz, dünyanın gözde şehirleri belli özellikleriyle gündemdeki yerlerini korurlar: İstanbul, boğazıyla benzersizdir; Budapeşte, Tuna’sıyla doğayla bütünleşir.
Bodrum’a en eskiler ebedi meltemler ülkesi dermiş. Gökova’nın birbirine ulanan eşsiz koylarının kapısını açan odur. İnsan, mavinin, ruhları uçuran renk olduğunu ancak burada anlar.
Bazı ürünler vardır; adları şehirleriyle ikiz kardeş gibidir: Aydın inciriyle, Manisa üzümüyle, Amasya elmasıyla özdeşleşmiş şehirlerdir. O ürünleri, o şehirlerin adlarının yanından kaldırdığınızda şehirler yarım kalır.
Mandalina elbette yalnızca Bodrum’da yetişmez. Ama Bodrum mandalinasının başka yerlerde yetişmediği de bir gerçektir. O, hissedene baharda koku, güzde tattır.
Kimi yapılar vardır; şehrin ününe ün katar. Adını duyduğumuzda bulunduğu şehri de anımsarız. Eyfel Kulesi denince Paris’in; Özgürlük Heykeli denince New York’un, Tac Mahal denince Akra’nın akla gelmesi bundandır.
Bodrum, dünyanın yedi harikasından Mausoleum’un şehridir. Kalesi ve Sualtı Arkeoloji Müzesi’yle belleği güçlü bir dünya markasıdır.
Kimi ünlüler vardır; şehirleri, onların adlarıyla sanat ve bilim dünyasında yıldızlaşır: Milet Tales’le, İstanköy Hipokrat’la yıldızlaşan antik kentlerdir. Victor Hugo Paris’i, Yahya Kemal İstanbul’u, Mevlana Konya’yı yıldızlaştıran insanlardır.
Herodot, Artemisia, Mausolos, Halikarnas Balıkçısı, Neyzen Tevfik… Hepsi Bodrum topraklarından dünyaya ışık saçmışlardır. Bodrum’un, üreten akıl, aşka meyyal kalp olması onlardan gelir. Coşkusu lodostur; sevgisi güneşli yağmur.
Sayın Başbakan,
Kimi şehirler kendilerine kimlik biçerler: Ben turizm şehriyim, ben sanayi şehriyim, ben kongreler şehriyim… Ama bir şehrin kendisine “kültür şehri” diyebilmesi zordur. Çünkü bir şehrin kültür şehri olabilmesi için doğa, tarih, özgün yapı, insan kaynağı gibi birçok değere sahip olması gerekir.
Sayın Başbakan,
“BODRUM, BİR KÜLTÜR ŞEHRİDİR.”
Eğer o muhteşem hitabetinizde Bodrum’a bir daha yer vermek istiyorsanız bir gelişinizde ahbaplarınızın muhkem otellerinden, saray yavrusu yatlarından çıkıp Çamlık’ta, İrmene’de, İnişdibi’nde, Kumköy’de, Karanlık’ta aramıza katılın. Bitez’de, Ortakent’te mandalinadan, Çömlekçi’de, Bahçeyaka’da zeytinden haber sorun. Denizciler kahvesine oturup bir acı kahvemizi için. Denizcilerimiz size, cennet koyların halini anlatsınlar. On yılda Bodrum’a yaptıklarınızı görün.
Sayın Başbakan,
Bizler konukseveriz. Bu kültür ebrusunda, elbette size de sosyaliste de; dindara da dinsize de yer var. Çünkü farklılıklar, bizim en değerli zenginliğimiz; farklılıklara saygı, bizim en güzel
hasletimiz. Bu yüzden sizi de olduğunuz gibi kabul ediyoruz biz. Saygılarımızla…
Bodrum Kent Konseyi Yürütme Kurulu
Bodrum Kent Konseyi, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın Erzurum konuşmasında Bodrum’un yanlış algılanmasına neden olacak konuşmasına yanıt verdiler. Ben de izinleri ile bu anlamlı yanıtı köşemde yayınlıyorum.
Bodrum Kent Konseyi tarafından yazılan mektubun tam metni şu şekilde; Sayın Başbakan, Erzurum’da kitlelere seslenirken Taksim olaylarına katılanlar için “Bunlar var ya, bu kadar seviyesizler. İşte bunlar bu kadar terbiyesizler. Bunlar güya sosyalist. Ama milleti böyle tahkir ederler. Bu sosyalist geçinenler var ya, bunları şöyle arayın. Çoğu şimdi Bodrum’dadır.Yatlarındadırlar bunlar.” demiştiniz.
Sayın Başbakan, Siz Bodrum’a geldiğinizde bin korumayla ahbaplarınızın otellerinde kaldığınız için Bodrum’u bilmemeniz doğal. Bizler, tarihin derinliklerinden gelen olağanüstü bir kültürün mirasçılarıyız. Bu bölgenin tarihinde üretme var; ama talan yoktur. Nüfusumuzun %65’i bu güzel yurdun başka bir ilinden gelmiştir. Ama biz kimseye dinin- mezhebin ne, dilin necedir, ırkın ne diye sormayız. Hangi siyasi görüşten olursa olsun bizim siyasetçilerimiz, her an, her yerde kol kola siyaset yaparlar. Birbirlerini aşağılamaz, birbirlerine hakaret etmezler. Biz, seçimleri demokrasi şöleni biliriz. Sayın Başbakan, Bilirsiniz, dünyanın gözde şehirleri belli özellikleriyle gündemdeki yerlerini korurlar: İstanbul, boğazıyla benzersizdir; Budapeşte, Tuna’sıyla doğayla bütünleşir.Bodrum’a en eskiler ebedi meltemler ülkesi dermiş. Gökova’nın birbirine ulanan eşsiz koylarının kapısını açan odur. İnsan, mavinin, ruhları uçuran renk olduğunu ancak burada anlar. Bazı ürünler vardır; adları şehirleriyle ikiz kardeş gibidir: Aydın inciriyle, Manisa üzümüyle, Amasya elmasıyla özdeşleşmiş şehirlerdir. O ürünleri, o şehirlerin adlarının yanından kaldırdığınızda şehirler yarım kalır. Mandalina elbette yalnızca Bodrum’da yetişmez. Ama Bodrum mandalinasının başka yerlerde yetişmediği de bir gerçektir. O, hissedene baharda koku, güzde tattır.Kimi yapılar vardır; şehrin ününe ün katar. Adını duyduğumuzda bulunduğu şehri de anımsarız.
Eyfel Kulesi denince Paris’in; Özgürlük Heykeli denince New York’un, Tac Mahal denince Akra’nın akla gelmesi bundandır. Bodrum, dünyanın yedi harikasından Mausoleum’un şehridir. Kalesi ve Sualtı Arkeoloji Müzesi’yle belleği güçlü bir dünya markasıdır. Kimi ünlüler vardır; şehirleri, onların adlarıyla sanat ve bilim dünyasında yıldızlaşır: Milet Tales’le, İstanköy Hipokrat’la yıldızlaşan antik kentlerdir. Victor Hugo Paris’i, Yahya Kemal İstanbul’u, Mevlana Konya’yı yıldızlaştıran insanlardır.Herodot, Artemisia, Mausolos, Halikarnas Balıkçısı, Neyzen Tevfik… Hepsi Bodrum topraklarından dünyaya ışık saçmışlardır. Bodrum’un, üreten akıl, aşka meyyal kalp olması onlardan gelir. Coşkusu lodostur; sevgisi güneşli yağmur. Sayın Başbakan, Kimi şehirler kendilerine kimlik biçerler: Ben turizm şehriyim, ben sanayi şehriyim, ben kongreler şehriyim… Ama bir şehrin kendisine “kültür şehri” diyebilmesi zordur. Çünkü bir şehrin kültür şehri olabilmesi için doğa, tarih, özgün yapı, insan kaynağı gibi birçok değere sahip olması gerekir.
Sayın Başbakan, “BODRUM, BİR KÜLTÜR ŞEHRİDİR.”Eğer o muhteşem hitabetinizde Bodrum’a bir daha yer vermek istiyorsanız bir gelişinizde ahbaplarınızın muhkem otellerinden, saray yavrusu yatlarından çıkıp Çamlık’ta, İrmene’de, İnişdibi’nde, Kumköy’de, Karanlık’ta aramıza katılın. Bitez’de, Ortakent’te mandalinadan, Çömlekçi’de, Bahçeyaka’da zeytinden haber sorun. Denizciler kahvesine oturup bir acı kahvemizi için. Denizcilerimiz size, cennet koyların halini anlatsınlar. On yılda Bodrum’a yaptıklarınızı görün.Sayın Başbakan, Bizler konukseveriz. Bu kültür ebrusunda, elbette size de sosyaliste de; dindara da dinsize de yer var. Çünkü farklılıklar, bizim en değerli zenginliğimiz; farklılıklara saygı, bizim en güzelhasletimiz. Bu yüzden sizi de olduğunuz gibi kabul ediyoruz biz. Saygılarımızla…Bodrum Kent Konseyi Yürütme Kurulu