Gözün gördüğü eksikliklerin ardı ardına yaşandığı günlerden bir gün kafamda binlerce tilki gezintiye çıkmış bende yol boyu ilerliyordum. Yaş ortalaması 10’u geçmeyen 5-6 kişilik bir grup –kendilerine taktıkları isimle namı değer kankalar- bana doğru gelmekte… Bir an ürktüm bakışlarından. Ateş olsa cürmü kadar yer yakar diyemiyorsun, çünki; bu kanka grubu çok farklı. Bakarsın: ne bakıyon tanıyamadın mı? Kafası kızar küfreder, konuşma şekline, sözcük seçimine hatta kaba kuvvetlerinden hiç bahsetmiyorum.
İçimden bir ses bu gruba mensup diğer bir deyişle kanka üyelerinden birine kazara geçerken çarpsam ne olur diye düşünmeye kalmadı kendimi onlara yol verirken buldum. İyi ki de yol vermişim yoksa beş kişiye bir kişi nasıl başa çıkardım?
Büyüklerini taklit etmekten öteye gidemeyen bu özen içinde boy gösteren evlatlarımız neden bu halde olduklarına dair bir cevap istiyorum. Ebeveynler davranışlarına çeki düzen vermeli, kontrol etmeli, çocuklarıyla ilgilenmeli diye düşünüyorum. Birçok sorun da ailede başlıyor. Örneğin baba anneye ne söylerse erkek kardeş kız kardeşe aynısı yapmaya çalışıyor. “Ben erkeğim” tümcesi devreye giriyor. Ağızdan hiç düşmeyen küfürlerin sayısı git gide kullanım sayısı çoğalıyor. Bu da yetmez gibi literatürlerine okumaları gereken kitaplardan birkaç yeni kelime eklemek yerine, bin bir çeşit küfrü geliştirmeyi yeğliyorlar. Yazık! Ki ne yazık!
Eğitim seviyemizin artacağı yönde hayaller kurarken gördüğüm manzaradan aşırı derecede rahatsızlık duyuyorum ve bu duruma bir el atılması gerektiği kanısındayım. Okul evde başlar derler bilinçlendirmelere ailelerden mi başlanmalı? Farklı etkinlikler düzenlenip, seminerler vs toplantılarla bu etkinlikler desteklenirse bir nebze yardımcı olacağını düşünüyorum. Bu konuda yetkililerimizin duyarsız kalacağını zannetmiyorum. Eminim onlarda benimle aynı düşünceleri paylaşıyorlardır.
Sözün özüne gelirsek, geçmişte yaşamış olduğum bu talihsiz olay bende birçok fikir canlandırdı. Tabiri caizse kafamın üzerinde bir ampul yandı. Kendimi aydınlattım. Sıra çevremdekilerde…