GENÇLERDEN KORKMAYIN
EFENDİLER
Gençlerimizin toplumla bütünleşmesi, çeşitli sosyal, kültürel ve sportif faaliyetlere katılımının sağlanması amacıyla her yıl 15-21 Mayıs arası tüm yurtta 'gençlik haftası' olarak kutlanıyor. Haftanın Ankara'da yapılan kutlamalarında 81 ilimizden ve yabancı ülkelerden gençlerin buluştuğu 'dünya kültürleri ve gençlerinin Büyük Anadolu Buluşması' düzenlenir. Kurulan festival köyünde sanat ve kültür aktivitelerinde bulunan dünya gençliğinin kaynaşmasına katkı sağlanmasına çaba gösterilir.Benim üniversite yıllarımın üzerinden 50 sene yani yarım asır geçti. Sanki hiçbir şey değişmiyormuş gibi bir izlenim ediniyorum. Türkiye gelişiyor, olanakları artıyor. Değişmeyen ise yönetim anlayışı. Değişimden korkanlar, özgürlüklerden korkanlar, en çokta gençlerin siyasetle ilgilenmesinden muhalefet etmelerinden korkuyorlar. Gençliği düşman gören TUTUCU KAFALAR hiç değişmiyor. Cumhuriyetin 89. yılında üniversitelerin sorunları tartışılmaktadır.. Türkiye genelinde üniversitelerde okuyan gençlerimiz hep aynı şikâyeti dile getiriyorlar. "DÜŞÜNME, KONUŞMA, KIPIRDAMA." Ben şahsen üniversite gençliğinin sıkıntılarını, umutsuzluklarını çok iyi anlıyorum. Üniversiteye başladığımda hayallerim yoktu şimdi de yok. Aslında hayalsiz yürek petrolsüz lambaya benzer. Aslın da neler olacağını tahmin ediyorum ama bu kadarını da değil. Diplomam vardı ama işsizlikten korkuyordum. Tam olarak da istemediğim bölümü okumuştum,bu bölümün para getirmeyeceğini bile bile!... Birileri bu memlekette idealist olmalı bence, ayrıca eğitim merkezinde sivil polis güvenlikçi biraz komik oluyor. Tabi gerekçeler hazır; "Siz siyaset yapmayın biz de bunlara gerek duymayalım." Önemli olan sen körel, özgüvenini kaybet, gerisi önemli değil. Bence önemi olan din bağı değil, ulus bağıdır. İşte Arap Ülkelerinin durumu. Eğitimsiz ya da yalnız din eğitimiyle yetiştirilmiş bir toplumun başına neler geleceği çevremizdeki ülkelerin durumuyla bellidir. Devletimizin kurucusu Mustafa Kemal, Büyük söylevinin sonunda ''Bilimin ve tekniğin son gereklerine göre bir devlet kurduk''diyor. Bence gelip geçmiş iktidarların görevi bilgili, ahlaklı, adalet anlayışı, yurttaşlık bilinci doyurucu, özgür düşünceli,yüksek karakterli gençler ve yurttaşlar yetiştirmektir Demokrasi,insan merkezli sistemdir.Din karşıtlığı da yok.Ama laik düzende dindar yetiştirmek devletin görevi değil.O bilgi ve terbiye aileden başlayarak kişinin vicdanına bırakılmalıdır.Allah ile kul arasına kimsenin araya girip sözleşme yapması imkansızdır. 'Ulusun esenliği ve ulusal gençlerimizin yetişmesi için akıl yeğlenmeli, safsata kalkmalı, batı inançlar bırakılmalı, fen edebiyat tarih dersleri okullara konularak adam gibi gençler yetiştirilmeli'.Bu bir ideolojik yığın yaratma değil, buradaki maksat tümüyle gerçek insan gerçek gençlik, gerçek üniversiteli yetiştirme çizgisidir. Namazla oruçla insanları kandırıp dinsel öğretilerle yarınlara hazırlamak olanaksızdır. Gelmiş geçmiş bütün iktidarların, siyaseti eğitimle yoğurmak, toplum düzenini eğitimle kurmak, ahlak ve adaleti egemen kılmak, aklı ve bilime dayanarak yapmak, devletin önde gelen ödevidir. Dert ve sıkıntılarını dinleyecek onlara yardımcı olacak bir büyüğe ve öğretim üyesine ihtiyaç var.Biz iyi eğitimli, dünya gerçeklerine uyumlu, hür düşünceli güç karşısında eğilip bükülmeyen, güçlünün uşağı olmayan ruhu kuş gibi özgür,soran, sorgulayan, adam gibi adam, insan gibi bir gençlik istiyoruz.Din eğitimi devletin değil, ailelerin, anne ve babanın işidir.Bizim gençlerimiz dinine her zaman saygılı olmuş fakat hiçbir zaman tinerci olmayacaklardır.Bence en iyi yol medeniyettir.Allah ile kul arasına ne tarikatı, ne cemaati, ne softaları, nede devleti sokmayalım.%99'u müslüman olan bu ülkemizde yetişen büyüyen gençlerimizden asla korkmayınız.Ama toplumda 'afyon etkisi' yaratılmak isteniyorsa,ozaman başka…! Televizyonlarda daima üniversite üzerindeki tartışılan konuları ve açık oturumları izliyorum,kimsenin üniversiteleri geliştirmek,dertlerine çare aramak için bir sorunu da yok.Bütün bu sorunu yaşı elliyi geçmiş bir takım siyasetçi ve idarecinin 'buraya kim hakim olacak' dışında bir takım hedeflerinin bulunmamasından kaynaklanıyor.Öğrencilerin ve öğretim üyelerinin yönetime katıldığı,üniversite öğrencileriyle birlikte kurmayı amaçlayan bir anlayışla düğümleniyor.Bütün mesele Türk gençlerinden korkmayın,onlar sizin ve bizim geleceğimiz. Cumhuriyetimizi koruyacak olan bu GENÇLİKTİR EFENDİLER.
Gençlerimizin toplumla bütünleşmesi, çeşitli sosyal, kültürel ve sportif faaliyetlere katılımının sağlanması amacıyla her yıl 15-21 Mayıs arası tüm yurtta 'gençlik haftası' olarak kutlanıyor. Haftanın Ankara'da yapılan kutlamalarında 81 ilimizden ve yabancı ülkelerden gençlerin buluştuğu 'dünya kültürleri ve gençlerinin Büyük Anadolu Buluşması' düzenlenir.
Kurulan festival köyünde sanat ve kültür aktivitelerinde bulunan dünya gençliğinin kaynaşmasına katkı sağlanmasına çaba gösterilir.Benim üniversite yıllarımın üzerinden 50 sene yani yarım asır geçti. Sanki hiçbir şey değişmiyormuş gibi bir izlenim ediniyorum. Türkiye gelişiyor, olanakları artıyor. Değişmeyen ise yönetim anlayışı. Değişimden korkanlar, özgürlüklerden korkanlar, en çokta gençlerin siyasetle ilgilenmesinden muhalefet etmelerinden korkuyorlar.
Gençliği düşman gören TUTUCU KAFALAR hiç değişmiyor. Cumhuriyetin 89. yılında üniversitelerin sorunları tartışılmaktadır.. Türkiye genelinde üniversitelerde okuyan gençlerimiz hep aynı şikâyeti dile getiriyorlar. "DÜŞÜNME, KONUŞMA, KIPIRDAMA." Ben şahsen üniversite gençliğinin sıkıntılarını, umutsuzluklarını çok iyi anlıyorum. Üniversiteye başladığımda hayallerim yoktu şimdi de yok. Aslında hayalsiz yürek petrolsüz lambaya benzer. Aslın da neler olacağını tahmin ediyorum ama bu kadarını da değil. Diplomam vardı ama işsizlikten korkuyordum. Tam olarak da istemediğim bölümü okumuştum,bu bölümün para getirmeyeceğini bile bile!...
Birileri bu memlekette idealist olmalı bence, ayrıca eğitim merkezinde sivil polis güvenlikçi biraz komik oluyor. Tabi gerekçeler hazır; "Siz siyaset yapmayın biz de bunlara gerek duymayalım." Önemli olan sen körel, özgüvenini kaybet, gerisi önemli değil. Bence önemi olan din bağı değil, ulus bağıdır. İşte Arap Ülkelerinin durumu. Eğitimsiz ya da yalnız din eğitimiyle yetiştirilmiş bir toplumun başına neler geleceği çevremizdeki ülkelerin durumuyla bellidir. Devletimizin kurucusu Mustafa Kemal, Büyük söylevinin sonunda ''Bilimin ve tekniğin son gereklerine göre bir devlet kurduk''diyor. Bence gelip geçmiş iktidarların görevi bilgili, ahlaklı, adalet anlayışı, yurttaşlık bilinci doyurucu, özgür düşünceli,yüksek karakterli gençler ve yurttaşlar yetiştirmektir Demokrasi,insan merkezli sistemdir.Din karşıtlığı da yok.Ama laik düzende dindar yetiştirmek devletin görevi değil.O bilgi ve terbiye aileden başlayarak kişinin vicdanına bırakılmalıdır.Allah ile kul arasına kimsenin araya girip sözleşme yapması imkansızdır. 'Ulusun esenliği ve ulusal gençlerimizin yetişmesi için akıl yeğlenmeli, safsata kalkmalı, batı inançlar bırakılmalı, fen edebiyat tarih dersleri okullara konularak adam gibi gençler yetiştirilmeli'.
Bu bir ideolojik yığın yaratma değil, buradaki maksat tümüyle gerçek insan gerçek gençlik, gerçek üniversiteli yetiştirme çizgisidir. Namazla oruçla insanları kandırıp dinsel öğretilerle yarınlara hazırlamak olanaksızdır. Gelmiş geçmiş bütün iktidarların, siyaseti eğitimle yoğurmak, toplum düzenini eğitimle kurmak, ahlak ve adaleti egemen kılmak, aklı ve bilime dayanarak yapmak, devletin önde gelen ödevidir. Dert ve sıkıntılarını dinleyecek onlara yardımcı olacak bir büyüğe ve öğretim üyesine ihtiyaç var.Biz iyi eğitimli, dünya gerçeklerine uyumlu, hür düşünceli güç karşısında eğilip bükülmeyen, güçlünün uşağı olmayan ruhu kuş gibi özgür,soran, sorgulayan, adam gibi adam, insan gibi bir gençlik istiyoruz.Din eğitimi devletin değil, ailelerin, anne ve babanın işidir.Bizim gençlerimiz dinine her zaman saygılı olmuş fakat hiçbir zaman tinerci olmayacaklardır.Bence en iyi yol medeniyettir.Allah ile kul arasına ne tarikatı, ne cemaati, ne softaları, nede devleti sokmayalım.%99'u müslüman olan bu ülkemizde yetişen büyüyen gençlerimizden asla korkmayınız.Ama toplumda 'afyon etkisi' yaratılmak isteniyorsa,ozaman başka…!
Televizyonlarda daima üniversite üzerindeki tartışılan konuları ve açık oturumları izliyorum,kimsenin üniversiteleri geliştirmek,dertlerine çare aramak için bir sorunu da yok.Bütün bu sorunu yaşı elliyi geçmiş bir takım siyasetçi ve idarecinin 'buraya kim hakim olacak' dışında bir takım hedeflerinin bulunmamasından kaynaklanıyor.Öğrencilerin ve öğretim üyelerinin yönetime katıldığı,üniversite öğrencileriyle birlikte kurmayı amaçlayan bir anlayışla düğümleniyor.Bütün mesele Türk gençlerinden korkmayın,onlar sizin ve bizim geleceğimiz. Cumhuriyetimizi koruyacak olan bu GENÇLİKTİR EFENDİLER.