Kadınlar için sosyal sonuçları nedeniyle en önemli sorunlardan biri olan idrar kaçırma markete gitmekten gezmeye gitmeye kadar tüm sosyal hayatı etkileyebiliyor. Türkiye'de 40 yaş ve üzeri her 4 kadından biri, yani 2,7 milyon kadın bu durumla gizli kapaklı yaşamaya çalışıyor. İdrar kaçırmanın yarattığı psikolojik sorunların yanı sıra enfeksiyonlar gibi fizyolojik problemlere de neden olabilirken oldukça basit şekilde tersine çevrilerek çözüme de kavuşturulabiliyor...
Öksürme, hapşırma, gülme ya da yerden bir şey kaldırma gibi durumlarda istemsiz olarak idrar kaçırma stres inkontinansı olarak tanımlanıyor. Sorun, idrar kesesinde ya da rahimde olan sarkmalardan kaynaklanıyor. Mesane aşağıya doğru sarktığı için idrar yollarıyla olan açısı değişiyor ve hasta daha kolay idrar kaçırmaya başlıyor. Eğer kadının günlük yaşamı etkileniyor, sosyal yaşamı kısıtlanıyor ya da ped kullanmak zorunda kalıyorsa, mutlaka çözüm bulması gerekiyor. Çünkü bu durum sadece fizyolojik olmaktan çıkarak daha önemli bir hal alıyor. İdrar kaçırma tehlikeli olmamakla birlikte kadını ciddi şekilde yıpratırken, idrar kaçırma problemi olan kadınlarda özgüven kaybı, cinsel aktivitede azalma ve depresyona eğilim de artabiliyor. Ancak hiçbir kadın bu şekilde yaşamak zorunda değil. Hatta günümüz şartlarında bu durumu tamamen tersine çevirmek hiç de zor değil.
En önemli etken hamilelik ve doğum
Stres inkontinansına neden olan kasların zayıflamasına genellikle vajinal doğumlar, gebelikler ya da kilo alımı etken oluyor. Ancak bazen sarkma görülmese bile kadında yapısal olarak bağ dokuları gevşek olabiliyor. Mesane ile idrar kesesi arasındaki açı değişiyor. Sorun genellikle 40’lı yaşlardan sonra ortaya çıkıyor. Çünkü bağ dokusuna destek olan östrojen düzeyi bu yaşlarda ve özellikle menopoz sonrasında azalıyor.
Doğuma bağlı olarak ortaya çıkan idrar kaçırma sorununda ise iri bebek doğurmak, zorlu ve doğumun uzun sürmesi etken oluyor. Doğumda perine (karın) kasları geri dönüşümsüz olarak zarar görebildiği için sık doğum yapmış olmak, sancı çekerek sezaryene gitmek de sarkma nedenleri arasında yer alıyor. Bununla birlikte idrar kaçırma doğumun hemen sonrasında olabileceği gibi yıllar sonra da görülebiliyor. Dolayısıyla önlem almak adına doğum sonrasında pelvik kasları güçlendirmeye yönelik olarak “Kegel egzersizleri” öneriliyor.
Oluşan açıyla birlikte rahimde sarkma yaşanması, geçirilmiş idrar yolu enfeksiyonu riskini de artıyor. Ayrıca kilolu kadınlarda rahim içi basıncı çok yükseldiğinden, sarkma olmadan bile, idrar kesesine yaptığı bası nedeniyle öksürme ya da hapşırma sonrasında idrar kaçırma görülebiliyor. Kabızlık, astım, KOAH gibi kronik durumlarda da öksürüğe bağlı karın içi basınç arttığından idrar kaçırma yaşanabiliyor. Kadının hem fizyolojik, hem de psikolojik olarak etkilemesinden dolayı sorunun boyutunun da büyüyor. Sosyal problemlerin yanı sıra, enfeksiyonlara de neden olabileceği için mutlaka tedavi edilmesi gerekiyor.
Günübirlik bir işlemle tedavi edilebiliyor
Kadının utanma duygusundan dolayı hekime gitmeyi geciktirdiği stres inkontinansı aslında son derece kolay şekilde tedavi edilebiliyor. Mesaneyi asma ameliyatlarıyla ağrısız, dikişsiz ve hastanede yatmayı gerektirmeyen yöntemlerle aynı gün içinde kesin çözüme ulaşmanın mümkün. Öncelikle hasta jinekolojik olarak muayene edilerek rahimde sarkma olup olmadığı tespit ediliyor ve doğum hikayesi varsa bunlar ayrıntılı şekilde sorgulanıyor. Aynı zamanda enfeksiyon olup olmadığı da araştırılarak kesin neden ortaya çıkarılıyor. Sarkma tespit edilirse de direkt olarak TOT (transobturatuar tape) denilen mesane asma ameliyatı uygulanıyor. Hastanede yatış gerektirmeyen, dikişsiz ve ağrısız ameliyatlarla oldukça yüz güldürücü sonuçlara ulaşılabiliyor. Uygulandıktan sonra da sosyal hayatları tamamen normale dönüyor, yaşam kalitesi artıyor.
Kadının kilo vermesi, kasıklara yönelik Kegel egzersizlerinin de düzenli olarak yapılmasıyla pelvik kasları güçlendirilerek olası bir idrar kaçırma problemi engellenebiliyor.