***
İstanbul'daki DHKP-C paravanı altında girişilen terör eylemi insanların ruhunda korkunç bir elektriklenme yarattı. Elektrik kesintisinin oluşturduğu karanlık bitince başka bir karanlıkla karşılaştık. Medyaya servis edilen fotoğrafta İki terörist bir savcımızın kafasına silah dayamıştı.
Ve sonuç katliam!
Sabancı cinayetinde ve daha birçok eylemde karşımıza çıkan bu taşeron örgüt genelde Türkiye'de tolum mühendisliği hesapları yapılırken ortaya çıkar. Onu izleyen süreçte olacaklardan hepimizi Allah korusun!
Önümüzde 1 Mayıs İşçi Bayramı var, 7 Haziran'da genel seçim var.
İnsanların en çok meydana çıkıp, demokratik haklarını kullanacakları bir zaman dilimindeyiz. CHP 50'ye yakın ilde önseçim yaparak adaylarını demokratik bir şekilde belirledi. Bu kendisine bir ivme ve moral kazandıracak. Öte yandan MHP oyları artıyor ve güçlü bir şekilde meclis'e girecek. Diğer yandan HDP Türkiye partisi olma iddiasında ve oldukça prim yapıyor. Belki de barajı geçecekler ve meclis aritmetiği değişecek.
Yani hiçbir şey eskisi gibi olmayabilir.
Bazılarının evdeki hesapları çarşıya uymayabilir.
Oyun başkanlık sistemi üzerine kuruluyor. Ülkenin tarafsız olmaya yemin etmiş cumhur başkanı aidiyet duyduğu partisine oy ve 400 vekil istiyor. Geriye 150 milletvekili kalıyor; onu niye istemez ki! Onu da alsın ki muhalefet kalmasın!
Dikensiz gül bahçesi.
Başkanlık sistemi adına kurulacak kişisel ya da kollektif hırslar ve tuzaklar demokrasi şöleni olması gereken seçim sürecini hepimize zehir edebilir. "Ya benim olursun ya kara toprağın" cinneti geçirenlerin sevdası bahtımızı karartabilir.
****
Dedektifler bir cinayet sonrası katili bulmak, sır perdesini aralamak için klasik bir paradigma kullanır: "Bu cinayetten kim kazançlı çıkacak?"
Başkanlık sistemi...
İç Güvenlik Yasası....
Toplumsal olaylar...
Seçim sonuçları...
Ve demir yumruk...
O yüzden dikkat!
