Klasikleşen bir kararla iktidar Kurban Bayram tatilini 9 güne çıkarınca büyükşehirlerde yaşam
sürdürenlerden fırsatını bulanlar Perşembe ve Cuma'dan gideceği yere gitti, biz de arefe Cumartesi günü yola düştük. Her zamankinin aksine Boğaziçi Köprüsü (yeni adıyla 15 Temmuz
Şehitler Köprüsü) olabildiğince sakindi, hiç takılmadan kolaylıkla Anadolu'ya geçtik.
Tamam dedik bir an sevindirik olduk, Ataşehir kısmı da böyleyse çok gecikmeden Balıkesir'e ulaşacağımız düşündük ama o da ne Gebze-Ankara, Kuzey Marmara Otoyol ayrımıyla
Osmangazi Köprü ayrımına geldiğimize gördüğümüz manzara yolculuğun beklediğimizin
aksine çok daha uzun olacağını gösterdi. Osmangazi Köprü girişiyle gişelerden çıkıncaya kadar adım adım ilerledik. Gişelerden çıkınca yolun rahatlama beklentisi ilk çıkıştaki Oksijen tesislerine girme teşebbüsünde hayal kırıklığına dönüştü. Araç park yeri, markette kasa kuyruğu, tuvaletlerde bekleme kuyruklar...
İlk moladan sonra yola çıktığımız andan Karacabey bölgesine kadar yoğunluk hiç azalmadı, Karacabey’den sona biraz rahatladı, normal zamanlardaki 2,5 saatlik yolculuk tam 5 saat sürdü.
Tabi bu malum tablo karşısında iktidar trolleri klavye başında İstanbul-İzmir Otoyol ve Osmangazi Köprüsünün ne kadar 'isabetli proje' olduğunu, verilen araç garantilerini fazlasıyla
karşıladığını maliyetine-döviz garanti demelerine bakmadan tiratlar attılar... sadece o mu, memleket ekonomisinin ne kadar iyi olduğunu, aslında iddia edildiği gibi ülkede ekonomik bir
sıkıntının, emeklinin, çalışanın geçim diye bir derdinin olmadığı tiratlarını da attılar.
Sanki o yollara düşenlerin her biri Bodrum sahillerine akıyormuş, 500 TL'lik lahmacunu, binlerce liralık plaj giriş ücretlerini dert etmiyorlarmış gibi...
Tabi ki bu yollara düşenler arasında servetin yüzde 40'ını alan yüzde 1'lik kesimden olanlar da vardır elbette. Ama bu yollara düşenlerin hepsi Akdeniz, Ege sahillerine 'cıstıkı, cıstık' eğlenmek için akanlar değil. Bunların önemli bir kısmı aile büyüklerinin yanına köyüne, kasabasına gidenler olduğu da cok açık. Tatile çıkma imkanı bulamayanlar aile büyüklerinin yanında tatilini değerlendiriyor.
Bir araştırmaya göre 100 çalışandan 32'si Kurban Bayramında tatile çıkmayı planlıyor. Tercih edilen lokasyonlar Antalya ve Muğla olurken bu illeri İzmir, Balıkesir, Aydın ve Çanakkale takip ediyor. Pazar Araştırma Şirketi Millward Borown'un “Türklerin Tatil Alışkanlıkları Araştırması”na göre, Ankaralıların geçen seneye göre yaz tatili bütçelerini arttırdığı görülürken, İstanbullular ise diğer iller arasında en fazla bütçeyi azaltan grup olarak belirlenmiş.
Türk halkının seyahate çıkış amacı olarak birinci sırada yüzde 75,3 ile "yakınları ziyaret", ikinci
sırada yüzde 10,4 ile "gezi, eğlence, tatil", üçüncü sırada ise yüzde 8,1 ile "sağlık" amacıyla yapılan seyahatler yer alıyor.
Yine, Tüketici Birliği Federasyonu'nun yaptığı "Yaşasın Tatil" isimli kamuoyu araştırmasına göre Türkiye'de nüfusun yüzde 70'i yeterli bütçesi olmadığı için tatile gidemiyor. Araştırmaya katılanların yüzde 44'ü son üç yıldır tatile gidememiş.
Şimdi 9 günlük Kurban Bayram tatiliyle birlikte yollardaki araç yoğunluğundan, basına yansıyan Bodrum Plaj görüntülerinden, çok küçük bir azınlığın dediği yüksek plaj ve yemek faturalarından ülke ekonomisinin aslında ne kadar iyi durumda olduğunun tiratlarını atın.
Oysa bir dostumuzun dediğine göre Akdeniz'deki sahil esnafı önceki yılların aksine beklenen
yoğunluğun oluşmadığı, işlerin beklediği gibi olmayacağı görüsünü dile getirdiği gibi. Bizim
Kuzey Ege sahillerinde de önceki yılların yoğunluğunu göremiyoruz.
iktidar trolleri ve siyasi karar alıcılar; yollara ve plajlara bakarak ekonominin ne kadar ivi olduğunu düşünerek tatilin keyfini çıkarabilirsiniz!
Fırsat bulup tatile çıkabilenlere iyi tatiller, yaz hazırlığı yapan esnafımıza bereketli bir sezon diliyor ve tüm islam aleminin Kurban Bayramı kutlu olsun; iyi bayramlar.