Sele Gapılıp Gidiyoruz Galiba!..
KIZAMIK deyince Ceyhun Atuf Kansu Ustamızı, değerli meslektaşımızı anmamak mümkün mü? Bakın “Kızamık Ağıdı” şiirinde neler söylemiş?
“Ben gördüm bu köyü, damlarının altında,
Çocukları kızamuk döküyor,
Gözleri, göğüsleri, yüzleri, ah bırakılmış tarla,
Gelincikler arasından öyle masum bakıyor.
Habersiz hepsi, kızamuktan ve ölümden,
Kirli yüzlerinde açan ölümden habersiz,
Ve, düşmüş bir gül oluyorlar birden,
Bebekler ölüyor, ölümden habersiz.”
*
Kızamık konusunda yazı yazmam istenince, ister inanın ister inanmayın çok duygusallaşıyorum. Aklıma Bulaşıcı hastalıklardan ölen milyonlarca yoksul çocuk aklıma geliyor. A.Azap ve Ç. Büke arkadaşlarıma notlarından yararlandığım için teşekkür ederim.
Konuyu yine sorulu yanıtlı anlatmaya çalışıp, iyi anlaşılsın diye kesin ifadeler ile ara ara Tıbbi isimler kullanacağımdan bağışlana!…
*
Kızamığın tekrar ülkemizde belirginleşmesi konusunda neler söylenebilir?
Covid pandemisi sürecinde başlayan Aşı Karşıtlığı, Aşı Reddi ve Denetimsiz Göçmenler, Aşı Programlarının Aksaması; Kızamık olgularının son günlerde belirgin artmasına sebep olmuştur dersek yanlış olmaz. Kızamığın özellikle çocuklarda görülmesinin ise ebeveynleri endişelendirmekte olduğunu görüyoruz.
*
Kızamık nasıl bir hastalıktır?
• Paramyxoviridae ailesinden, zarflı, tek parçalı RNA’ya sahip bir virus olan kızamık, tıbbi ismi ile Rubeola Virüsünün neden olduğu döküntülü bir hastalıktır.
• Virüs çok çok bulaşıcıdır. Bulaşmada Damlacık ve Damlacık Çekirdeği önemlidir. Doğrudan temas gerekmez.
• Aşılanmamış topluluklarda 2-3 yılda bir salgın yaptığını biliyoruz.
*
Klinik seyri nasıldır?
• Klasik bilinen kızamık,
• Modifiye yani hafif seyirli seyreden kızamık,
• Atipik yani bilinen dışı kızamık,
• Ağır seyirli kızamık,
• Komplikasyonlu yani yan etkili nispeten ağır seyreden kızamık şeklindedir.
Kızamık virüsü nasıl hastalık yapar?
• Virüs gözden(konjonktiva) veya solunum mukozasından vücuda girer.
• Giriş yerinde çoğalarak, bölgesel lenfbezlerine bulaşır.
• Kan dolaşımı ile RES dediğimiz bağışıklık sisteminin organ ve dokularına gider.
• Burada çoğaldıktan sonra ikinci kez tekrar kana karışır.
• Bu evrede Prodrom dediğimiz Erken Dönem belirtileri başlar. 8-10 gün sürer.
*
Kızamık bulguları nelerdir?
•Ateş(40 dereceyi bulabilir),
•Halsizlik,
•iştahsızlık,
• Gözde yanma, batma ve sulanma ile giden Konjonktivit dediğimiz göz enfeksiyonu,
• Burun akıntısı ile beraber olan burun iltihabı yani Rinit,
• Kuru öksürük ile beraber nefes borusu iltihabı yani Trakeit,
• 2-3 gün sürebilen ve 8 güne uzayabilen Koplik Lekeleri görülebilir.
Kızamıkta tipik bulgu olan Koplik Lekeleri hakkında bilgi verebilir misiniz?
Yanak mukozasında, arka diş olan molar diş hizasında, kızarık(eritemli) mukoza üzerinde 1-3 mm’lik beyaz- mavimsi-gri kabarıklıklar olan tuz zerreleri şeklindedir.
• 12-72 saat sonra kaybolur.
• Döküntüden 48 saat önce ortaya çıkar.
• Tanı koydururucu yani Patognomoniktir. Ancak her hastada görülmez.
Bulaşıcılık konusunda neler söylenebilir?
•Döküntüden 4 gün önce ve 4 gün sonra en yüksek seviyede bulaşıcılık olur.
•Virüs Bulaştırma katsayı dediğimiz R0 katsayısı 12-18 olup, Atak Hızı: % 75 dir.
•Tek rezervuarının insan oluşu, etkili ve güvenli aşısının bulunması nedeniyle kızamık eradike edilebilir, yani yeryüzünden silinebilir bir hastalıktır.
•Kızamık virüsünün dolaşımının durdurulabilmesi için toplumun %92-95'inin Kızamık Aşısı içeren bir aşı ile aşılanması gerekir. Ancak aşısızlar bölgesel birikim göstermemelidir. Hollanda’da yaşanan bir salgında aşılanmamış bireylerin aşılılara kıyasla 224 kat daha fazla olasılıkla kızamık oldukları bildirilmiş. ABD’de 1967’de kullanıma giren canlı aşı, 1985’e gelindiğinde; 52 milyon olgu, 5200 ölüm ve 17400 mental retardasyon vakasını önlemiştir.
*
Kızamık aşıları hakkında neler söylenebilir?
Kızamık aşısı uygulandığında, antikorlar ilk olarak 12-15 günde görünmeye başlar. 21-28 günlerde en yüksek değere ulaşır. IgM tipi antikorlar geçici olarak kanda, IgA tipi antikorlar mukozal salgılarda bulunur. IgG tipi antikorlar ise kanda sürekli olarak yıllarca varlığını sürdürür. Kızamık Hastalığından en önemli korunma yöntemi aşılanmaktır. Mutlaka risk grubunun acilen aşılanması gerekir. Yoksa Kızamıktan ölümler bizleri çok üzecektir.
Aşı yan etkileri nelerdir?
•Ateş aşıdan 1-2 hafta sonra, %5-15 olguda,
•Döküntü %5 olguda,
•Lenfadenopati dediğimiz lenf bezi hastalığı; çocuklarda %5, erişkinde %20 olguda görülebilir.
•Trombositopeni dediğimiz kan pulcuklarının azalması 25 bin-40 bin dozda bir olur. Aşıdan sonraki 2 ay içinde olur. Genellikle bu süre 2-3 hafta olup, geçicidir.
•Anafilaksi dediğimiz ağır allerjik tablo en ağır bulgudur. 1 milyon dozda bir görülebilir.
•Febril konvülsiyon denen ateşli havale 3000 dozda bir görülür. Birinci derece yakınlarında buna dair bir öykü sözkonusu ise, bu yan etki daha sık görülebilir.
*
Aşı kimlere yapılmamalıdır?
•Gebelik durumunda aşıyı yapamayız. Aşı yapılacak kadının en az 30 gün gebe kalmaması önemlidir.
• İmmünsupresyon dediğimiz bağışıklık sisteminin baskılanması durumlarında aşı yapılmaması doğrudur.
•Uzun süre kortizon(prednizolon) alanlara tedavi bitiminden en az 30 gün sonrasına kadar kızamık aşısı yapılmamalıdır.
•Jelatin veya Neomisin alerjisi varsa, aşı yapılması yine doğru değildir.
Aşıda dikkat edilecek noktalar nelerdir?
•Kan ürünleri veya damardan verilen bağışıklık proteini olan IVIG alanlar.
•IVIG sonrası 3-11 ay, Kanın Alyuvarları içeren Eritrosit Süspansiyonu verilmesi sonrası 6 ay, kanın sıvı kısmı olan Plazma, Kanın Kan Pulcuklarını içeren Trombosit Süspansiyonu sonrası aşının verilmesi için 7 ay beklenmelidir.
•Orta ve ağır bir başka enfeksiyon geçiriliyorsa iyileşene kadar beklenmelidir.
•Kan pulcukları azalması dediğimiz Trombositopenili olan kişilerde; MMR yani zihinsel yetilerin gerilemesi ile giden tablo trombositopeniyi arttırır. İki aşı arasında en az 6 hafta olmalıdır.
•PPD testi negatifleşebilir. PPD aşıdan önce veya aynı anda veya 4-6 hafta sonra yapılmalıdır.
*
Aşı karşıtlığı Bulaşıcı Hastalıkları ve Özellikle Kızamık Hastalığında Belirgin Artış Oluşturdu mu?
Bu sorunun yanıtı maalesef evettir. Son zamanlarda aşıların içerisinde, bakteri ve mantar üremesini önlemek üzere yer alan ve içeriğinde civa bulunan"Tiomersal'in çeşitli zararlı etkilerine,özellikle de "Otizm'e" neden olduğuna ilişkin bazı bildirilerin, duyumların, Sosyal Medya paylaşımları ve görüşlerin tüm dünyada aşı karşıtlığını yeniden artırdığını maalesef görmekteyiz.
Bu durum aşılanma oranlarında belirgin azalmaya yol açmış, dolayısıyla aşı ile korunabilir enfeksiyon hastalıklarının görülme sıklığı da artmaya başlamıstır. Genellikle çoklu aşıların içerisinde bulunan "Civa (Tiomersal)," Etil Civa halindedir. Bu formu vücutta birikmemekte ve 30 gün içerisinde vücuttan atılmaktadır. Buna karşın başta kabuklu deniz ürünleri olmak üzere çeşitli besinlerden alınan Civa ise Metil Civa olup, vücutta birikir. Aşı ile Otizm ilişkisi günümüzde hala tartışma konusudur. Civa içeren aşıların uygulaması ile Otizm arasında doğrudan bir ilişki saptanmamakla birlikte İngiltere, Amerika ve Avrupa´da özellikle çocukluk yaş grubunda uygulanan aşıların içerisinden Etil Civa çıkartılmıştır. Bu örnekler de göz önünde bulundurulduğunda özellikle de çocukluk yaş grubunda civa içermeyen aşıların uygulanmasının hem güvenirlik açısından hem de Otizm ile ilgili tartışmaları ortadan kaldırması açısından önemli olduğu düşünülmektedir.
*
Sözlerimi Refik Başaran Ustamızdan alınan öyküsü çok acıklı güzel bir Nevşehir-Ürgüp türküsü ile bitireyim. Bu türküyü her dinlediğimde ağlamaklı olurum. Halk olarak “Sele Gapılıp Gidiyor,” azgın selden bizi kim kurtaracak diye bekliyoruz. Aziz Nesin Usta’nın dediği gibi; Du-Bakali Ne Olacak? Deyip, elimizde cep telofonu ile bu gidişatı izleyip duruyoruz. Sadece Kızamık değil daha salgınlar olursa şaşmayalım. Bu durumlara gelde yanma!…
Ayşemin Yeşil Sandığı
Daha Elinin Değdiği
Hiç Aklımdan Çıkmıyor
Gapılıp Sele Gittiği
Sevgilerimle…