Demokratik ve çağdaş bir devlet üç yetkiden oluşur. Bunlar YASAMA, YÜRÜTME, YARGI dır. Türkiye’de de sistem bu üç güç üzerine kurulmuştur. Yasama yetkisi TBMM 'ye aittir. Ülke için gerekli yasalar Bakanlar Kurulu yada milletvekillerinden gelen istemler doğrultusunda çıkarılır.Bu yetkinin kullanılması sırasında hiç bir kuruluş müdahalede bulunamaz bu yetkiyi TBMM adına kullanamaz Yürütme yetkisini Bakanlar kurulu yani hükümet kullanır.
Genel olarak TBMM'nin içinden çıkan Bakanlar kurulu ülke yönetimindeki aktif güçtür.Yürütmenin yasama yetkisine müdahale etmesi ise sadece menfaatlerine uygun kanunlar çıkarması anlamına gelir ki bu da vatandaşın hukuka ve devlete güveninin sarsılmasına neden olur. Devlet güvenilirliğini kaybeder.Yani yasama ve yürütmenin tek elde toplanması halkın aleyhine sonuç doğurur. Yargı yetkisi ise Hakimler ve Savcılar eliyle kullanılır.
Türk milleti adın karar verecek olan yargı mensuplarının bağımsız olması gerekir. Hak ve özgürlüklerin korunmasında asıl unsur bağımsız bir yargıdır. Baskı altında ki bir yargı hiç bir şekilde adil bir karar veremez ve haklı olana değil güçlü olana hizmet eder. Yargı denetiminin olmadığı yerde yasama ve yürütmenin tek elde toplanmasıyla diktatörlük oluşur. Türkiye ‘de çağdaş, demokratik bir ülke olmakla kuvvetler ayrılığı ilkesini benimsemiştir. Bu nedenle bir hukuk devletidir.
Tüm kurum ve kuruluşlar yargı denetimine tabidir. Hukuk devleti ilkesi, insan haklarına saygılı ve bu hakları koruyucu âdil bir hukuk düzeni kuran ve bunu devam ettirmekle kendini yükümlü sayan, hukuk kurallarına ve Anayasa’ya uygun davranan, bütün eylem ve işlemleri yargı denetimine bağlı olan devlet demektir. Hukuk devletinde, yasama organını (yani TBMM) da kapsayacak biçimde devletin bütün organları üzerinde hukukun ve Anayasa'nın mutlak egemenliği vardır. Yasa koyucu her zaman hukukun ve Anayasa'nın üstün kuralları ile bağlıdır: Hukuk kurallarına bağlı olmayan ve yargı denetimine de tâbi olmayan devlet hiç bir zaman adil bir düzen kuramaz.Çünkü hukuk güvenliğini sağlayamaz. Yargı denetimine açık olan, yasaların üstünde yasa koyucunun da bozamayacağı temel hukuk ilkeleri ve Anayasa bulunduğu bilincinden uzaklaştığında geçersiz kalacağını bilen devlettir Bu nedenle devletin üç temel kurumu da yani YASAMA, YÜRÜTME ve YARGI da hukuka uygun olmalıdır.
Sayın Başbakan Recep Tayyip ERDOĞAN’IN neden kuvvetler ayrılığı önümüzü engelliyor demesini anlıyorsunuz sanırım. Kuvvetler ayrılığı ilkesi Cumhuriyetin Silahsız bekçisidir. Bu sistem demokrasi ile yönetilen ülkelerin işlevlerinde vardır. İleri demokrasi diyerek halkı kandıranlar, diktatörlüğe kulaç açmışlardır. O nedenle kuvvetler ayrılığını arzu etmemektedirler. Aynen krallıkta veya padişahlık yönetimlerin de olduğu gibi. Benim anlamadığım halkın dut yemiş bülbül gibi susmalarıdır.