Can ve canân olmak herkesin harcı değildir.Îmân olmalı,samimiyet olmalı,en önemlisi ise teslimiyet ister.Ne mutlu ve müjdeler olsun o kimselere ki;Canansın,canım malım senin yoluna fedadır Ya Resulallah diyebilmelidir.

İmanlı ve ihlaslı kulların, peygamber aşığı gönüller için, dünyalık malın canın ne önemi vardırki; İşte konumuzla alakalı bunun örneği.

Yavuz Sultan Selim han zamanında çok fakir bir adam borçlarını ödeyemeyince zora düşmüş ve sabah soluğu Yavuz Sultan Selim’in yanında almış ve demiş ki:

Sultanım, bana bir kese altın verecekmişsiniz.

Selim Han:

— vereyim vermesine de bir neden söyleyecek misin..?

Fakir adam:

— Ben, 63 yaşında, İstanbul eşrafından Mehmet efendiydim

 Vede çok zengindim sultanım. Lâkin bir süre önce başıma gelen bir musibet sonucu malımı, mülkümü, neyim varsa kaybettim efendim

Ne ettimse kurtulamıyorum borç batağından efendim.

Derdimi Rabb’ime arzetmez, yalvarıp yakarmak için, dün gece herkesin yattığı ve mışıl, mışıl uyuduğu saatte kalktım, iki rekat teheccüd namaz kıldım, sonra koydum alnımı secdeye.

“Ya Rabbi, beni eşime, çocuklarıma ve dostlarıma mahçup etme. Derdi veren de sensin, dermanı veren de.” dedim ve yattım.

Rüyama Resûlullâh Efendimiz (s.a.v gördüm,

Ve bana buyurdularki: “Ey Mehmet, niye hüzünlenirsin evladım?

Yarın ilk işin, saraya git, Sultan Selim’ime selam söyle, sana bir kese altın versin.

Eğer sebebini sorarsa,Zikr-i  ve tefekkürü unuttu aynı zamanda her gece okuduğu ve benim ruhuma hediye ettiği salâvatı dün gece okumayı unuttu;

O okuyamadığı zikirleri ve getiremediği salâvatlar hürmetine seni mutlu etsin.” dedi.

Der demez, Selim Han hemen bir kese altın çıkartıp vermiş adama ve demiş ki:

— Ne olur, tekrar söyle..! Ne dedi Habîbullah..?

Mehmet amca tekrarlamış:

— “Selim’ime selâm söyle, sana bir kese altın versin, her gece okucağı zikir ve salâvatı dün gece okumayı unuttu, okumadığı salâvatlar hürmetine seni mutlu etsin.” dedi,

Çıkartıp adama bir kese daha verdi   -Ama durmamış Yavuz Selim, nasıl dursun ki Allah Resûl’ünün selamı söz konusu,herkese nasip olmaz.

Yavuz Sultan Selim bu selam karşılığında çok sevinmiş çok mutlu olmuş tekrar ederek

— Söyle, ne olur, ne dedi Resûlullâh sallallâhu aleyhi vesellem.?

Mehmet amca tekrar etmiş:

— “Selim’ime selâm söyle…” diyerek tekrardan söylemiş Resûlullâh sallâllahu aleyhi vesellemin söylediklerini.

Çıkarıp bir kese altın daha vermiş. Ama durmamış Yavuz Selim:

— Ne olur bi daha söyleeee,

Ne dedi Muhammed Mustafa sallâllâhu aleyhi ve sellem.?

Adam tekrar etmiş yine. Yavuz Selim bir kese altın daha vermiş.

Her seferinde 100 altından bu keseden

 Tam on yedi kese altın ederince tekrarlatmış.

Mehmet amcanın kucağında 1700 altın olmuş

Mehmet amcanın borçu kederi kalmamış

Neden diye soracaksanız mal-kül mülk

Bütün kainatın bütün canların malların sahibi yüce Allahtur, çünkü derdini Rabbi olan yüce Allahın anlatmış çareyi onu da aramış ona sığınmıştır.

1700 altun bir servet. Ama Yavuz Selim Han kendini kaybetmişçesine durmuyor:

— Ne olur söyle, ne dedi Kâinatın efendisi.?

Selim Han’ın nedîmi Hasancan bunu fark etmiş ve:

— Sultanım, Mehmet amca getirdiği heber vesilesi ile mes’ûd oldu.

 Aldığınız haberle siz de mes’ûd oldunuz.

İsterseniz Mehmet amcayı gönderelim,

Başı sıkıştığında tekrar gelsin,

 Ne dersiniz..? deyip adamı göndermiş.

Hasancan adamı uğurlayıp döndüğünde..

Yavuz Selim’i yerde secde eder vaziyette görünce ona bişey oldu düşüncesiyle omzuna dokunmuş;

Yavuz Sultan Selim başını kaldırmış ki!

Birde ne görsün yavuz sultan Selim’in gözleri sanki kan çanağına dönmüş bir vaziyette.

İşte: Örneği,bir Müslümanda İslam aşkı, Allah aşkı, peygamber sevdalısı olsa olsa ancak böyle olunur

— Duydun mu Hasancan, Resûlullâh benim için “Selim’im” demiş, duydun mu..?..

— Duydun mu Hasancan, Habibullâh benim için “Selim’im” demiş,

Duydun mu..?.. Binlerce şükür olsun, bizi yaratan Allah azze ve  celle bizi bu şerefe nail etti elhamdülillah

Rabbime Hamd olsun.şükürler olsun diyerek..Vede devam etmiş durmuş.

Yavuz Selim Han:

— Ey Hasancan, eğer sen o amcayı göndermeseydin,

Değil; Malımı,mülkümü, tâcımı, tahtımı, sarayımı,ve herşeyimi, Resûlullâh’ın bana “Selim’im” demesine feda edecektim.

Rabbim bizlerede peygamber sevgisi olan kullarından eylesin Efendimiz (s.av) komşu olanlardan eylesin.

Ancak şurasını unutulmamalıyız!Cenâb-ı Hak tevbe Suresi 111’de bize bu müjdeli haberini ve vaadini şöyle vermektedir:”Allah, Cennet karşılığında Müminlerden mallarını ve canlarını satın almıştır.

Peygamberi sevmek;Yüce Allah’ı sevmektir, o’na indirilen Kur’an-ı ve islâm’ı sevmektir.

peygamberi sevmeninde gerçekten imanın bir gereği olduğu ortaya çıkmaktadır. O Sevgililer Sevgilisi zaten bizlere öyle buyurmuştur. “Sizden biriniz beni annesinden-babasından, çoluk-çocuğunuzdan ve bütün insanlardan daha çok sevmedikçe iman etmiş olamaz.” (Buhari, 1926: “İman”, 7

Ne mutlu ki; Nefsâni duygularından vazgeçerek, Allah aşk ve peygamber sevgisi uğrun,malını canını sarfedenlere selam olsun.

Rabbimiz bizlere kalbinde Allah sevgisi ve peygamber aşığı olan kullarından eylesin.

Selamların,en güzeli sizleri üzerinize  olsun kardeşlerim.