Birgün köylerin bir tanesinde hiç sevilmeyen bir adam varmış. Köylüler bu adamı hiç sevmezmiş. Bu adamın sadece bir karsı varmış. Bu adam birgün vefat etmiş.
Karısı bu adamı defnetmek için köylüden yardım istemiş. Fakat köylü bu adamı hiç... sevmediğinden yardım bile etmemişler.
Hatta köylüler bu adamı bu köyden dışarda bir yere göm onun mezarını dahi görmek istemiyoruz demişler.
Karısı ağlamaklı bir şekilde ölmüş kocasını tek başına köyün dışına kadar taşımış.
Kadını ağlamaklı bir şekilde ve sırtında ölü kocasıyla gören bir çoban, bu durumu kadına sormuş. kadın ise başından geçenleri anlatmış. kocasının köylüler tarafından sevilmediğinden kimsenin yardım etmediğini anlatmış. Çoban bu durum karşısında üzülüp kadıncağıza yardım etmiş. Adamı köyün dışında bir yere defnetmişler.
Ardından herkes 'Cehennemi boylamıştır' diye dünüşünüyordu.
Aradan bir müddet geçti. Beldenin ileri gelenlerinden biri rüyasında
ayyaş adamı cennette gördü.
'Adam canım rüyadır, rüyada herşey görülür' diye geçiştirdi.
Ama her gece aynı rüya tekrarlanıyordu.
Hemen imama gidip durumu açtı.
İmam da aynı rüyayı epeydir kendisinin de görmekte olduğunu söyledi.
Bunun üzerine akıllarına bu adamı gömen çobana gidip, nasıl gömdüğünü,
arkasından ne söylediğini sormak geldi.
Birlikte çobana gittiler.
Selam sabahtan sonra hemen konuya girdiler:
- Bir süre önce defnetmen için karısı tarafından sana bir cenaze getirildi.
Sen onu nasıl gömdün? Gömerken ne dedin?
- Valla merakınızı anlamıyorum. Biliyorsunuz ben cahil biriyim.
Bir çukur açtım, adamı koyup üstünü kapatıverdim.
- Peki bu sırada hiç birşey söylemedin mi? Bir dua falan?
- Ben pek dua mua bilmem.
Yalnız şunu söyledim:
'Rabbim, şimdiye kadar sen bana birçok misafir gönderdin.
ALLAH misafiridir diye,
bana geleni senin rızan için ağırlamaya, memnun etmeye çalıştım.
Kırk yılda bir, bir misafir de ben sana gönderiyorum.
Sen de onu şanına uygun bir şekilde ağırla'...
Birgün köylerin bir tanesinde hiç sevilmeyen bir adam varmış. Köylüler bu adamı hiç sevmezmiş. Bu adamın sadece bir karsı varmış. Bu adam birgün vefat etmiş. Karısı bu adamı defnetmek için köylüden yardım istemiş. Fakat köylü bu adamı hiç... sevmediğinden yardım bile etmemişler.
Hatta köylüler bu adamı bu köyden dışarda bir yere göm onun mezarını dahi görmek istemiyoruz demişler.Karısı ağlamaklı bir şekilde ölmüş kocasını tek başına köyün dışına kadar taşımış.
Kadını ağlamaklı bir şekilde ve sırtında ölü kocasıyla gören bir çoban, bu durumu kadına sormuş. kadın ise başından geçenleri anlatmış. kocasının köylüler tarafından sevilmediğinden kimsenin yardım etmediğini anlatmış. Çoban bu durum karşısında üzülüp kadıncağıza yardım etmiş. Adamı köyün dışında bir yere defnetmişler.
Ardından herkes 'Cehennemi boylamıştır' diye dünüşünüyordu.
Aradan bir müddet geçti. Beldenin ileri gelenlerinden biri rüyasındaayyaş adamı cennette gördü.
'Adam canım rüyadır, rüyada herşey görülür' diye geçiştirdi.Ama her gece aynı rüya tekrarlanıyordu.
Hemen imama gidip durumu açtı.İmam da aynı rüyayı epeydir kendisinin de görmekte olduğunu söyledi.
Bunun üzerine akıllarına bu adamı gömen çobana gidip, nasıl gömdüğünü,arkasından ne söylediğini sormak geldi.
Birlikte çobana gittiler.
Selam sabahtan sonra hemen konuya girdiler:
- Bir süre önce defnetmen için karısı tarafından sana bir cenaze getirildi.
Sen onu nasıl gömdün? Gömerken ne dedin?
- Valla merakınızı anlamıyorum. Biliyorsunuz ben cahil biriyim.
Bir çukur açtım, adamı koyup üstünü kapatıverdim.
- Peki bu sırada hiç birşey söylemedin mi? Bir dua falan?- Ben pek dua mua bilmem.
Yalnız şunu söyledim:
'Rabbim, şimdiye kadar sen bana birçok misafir gönderdin.ALLAH misafiridir diye,bana geleni senin rızan için ağırlamaya, memnun etmeye çalıştım.Kırk yılda bir, bir misafir de ben sana gönderiyorum.Sen de onu şanına uygun bir şekilde ağırla'...