21 Eylül 1932;
Ahmet Rasim vefat etti.
Kimdir bu Ahmet Rasim? Ne iş yapar? 
-Türk yazar, gazeteci, tarihçi, milletvekili.
Kendine özgü bir üslupla kaleme aldığı eserleri geniş bir okur kitlesi tarafından okunan, mutlakıyet, meşrutiyet ve cumhuriyet dönemlerine tanıklık etmiş bir yazardır. 50 yılı bulan yazı hayatında farklı edebi türlerde ve çok sayıda eser verdi. Dönemin İstanbul hayatının ayrıntıları üzerinde durduğu fıkralarıyla tanındı. 3.ve 4. Dönem TBMM’de İstanbul milletvekili olarak yer aldı. Tanınmış bestekâr Osman Nihat Akın’ın dedesidir.
Darüşşafaka mezunudur. Muharrirlik, Yazarlık, Bestekârlık, Posta Telgraf İdaresi Memurluğu, Tercümanı Hakikat, Saadet, İkdam, Sabah, Malûmat, Servet, Tanin, Hak ve Tasvir-i Efkâr gazeteleri yazarlıkları, Güneş, Gülsen, Sebat, Say ve Servet-i Fünûn, Resimli Gazete, Musavvar ve Malûmat dergileri yazarlıkları, TBMM III. ve IV. Dönem İstanbul Milletvekilliği ve III. Dönem Kütüphane Encümeni Reisliği yapmıştır. Evli ve altı çocuk babasıdır.
Meraklısına birkaç eseri;
Roman ve Hikâyeleri[değiştir]
İlk Sevgi (1890)
Bir Sefilenin Evrak-ı Metrukesi (1891)
Güzel Eleni (1891)
Mesakk-ı Hayat (1891)
Leyâl-i Izdırap (1891)
Mehalik-i Hayat (1891)
Endişe-i Hayat (1891)
Meyl-i Dil (1891)
Tecârib-i Hayat (1891)
Afife (1892)
Mektep Arkadaşım (1893)
Tecrübesiz Aşk (1893)
Numune-i Hayal (1893)
Biçare Genç (1894)
Gam-ı Hicran (1896)
Sevda-yı Sermedî (1895)
Asker Oglu (1897)
Nâkâm (1897)
Ülfet (ikinci basılışı "Hamamcı Ülfet" adıyladır) (1898)
Belki Ben Aldanıyorum (1909)
İki Güzel Günahkâr (1922)
İki Günahsız Sevda (1923)
21 Eylül 1942.
Zonguldak Kozlu kömür ocaklarındaki grizu patlaması sebebiyle 48 işçi hayatını kaybetti. TTK Genel Müdürlüğü istatistik verilerinden derlenen bilgiye göre, kömür ocakların da 1955-2009 yılları arasındaki iş kazalarında 2 bin 687 işçi öldü, 326 bin 321 işçi yaralandı.
Bu yıllarda kuruma bağlı müessese müdürlüklerinden Kozlu, Armutçuk, Amasra, Karadon ve Üzülmez kömür ocaklarında ”göçük, grizu ve kömür patlaması, karbon monoksit zehirlenmesi ile metan gazı ve karbondioksit boğulmaları” gibi kazalar oldu.
Verilere göre, Kozlu üretim bölgesinde 1992′de 263 madencinin hayatını kaybettiği grizu faciası, Türkiye’de en fazla can kaybı yaşanan iş kazası olarak tarihe geçti.
Aynı yıl grizunun yanı sıra diğer kazalarla 277 işçi yaşamını yitirdi, 5 bin 214 işçi de yaralandı.
Havza madenlerinde saptanabilen en eski ölümlü iş kazası 1875′de, Ahmet Ağa adlı kişinin hayatını kaybettiği kaza olarak kayıtlara geçti.
Taşkömürü kurumunda 2009′daki kazalarda 5 işçi öldü, 2 bin 657 işçi yaralandı. Kentteki özel kömür ocakların da 2003-2009 arasında 41 işçi yaşamını yitirdi, kaçak ocaklarda da 2005-2009 arasında 22 kişi hayatını kaybetti.
Geçen yıl şubat ayında Zonguldak’a gitmiştim. Kasvetli kara bir şehir. Mevsiminden midir nedir anlamadım ama hep karanlık, hep bir bunalım vardı havasında. Kokusunda ise kömür. Dokusunda ise emek. Terk edilmiş ve tekrar hayata döndürülmeye çalışılmamış, ülkemizde böyle bir şehir yokmuş gibi davranılan bir kent haline gelmiş. Kendi halinde, tepeciklerin arasında, sahili yok denecek kadar az fakat fazla denizli bir şehirde dört gün konakladım. Kozlu ve Ereğli ilçeleri gelişmiş güzel. Kozlu daha yeni gelişiyor Ereğli’ye göre… Ama hep buruk bu şehir. İşçisi direği bu kentin. Direkleri yıkılın bina ayakta kalabilir mi? 
23 Eylül 1971.
Yılmaz Güney Altın Koza Film Festivalindeki bütün ödülleri aldı. Yılmaz Güney (Yılmaz Pütün; 1 Nisan 1937; Yenice, Karataş, Adana - 9 Eylül 1984,Paris), Zaza ve Kürt asıllı sinema oyuncusu, yönetmen, senarist ve yazardır. Özellikle Çirkin Kral dönemi sonrasında çektiği ve önemli bir sinemacı olarak kabul edilmesini sağlayan Cannes ödüllü Yol, Sürü, Umutsuzlar gibi filmleriyle tanınır.
Yılmaz Güney, 1972 yılında "devrimcilere yardım ve yataklık yaptığı" gerekçesiyle 2 yıl hapse ve sürgüne mahkûm edildi. Yılmaz Güney içeride kaldığı süre boyunca sinema ve sanat ile ilgili fikirlerini; şiir ve öykülerini o dönemde çıkarmaya başladığı Güney dergisinde yayınlamıştır. 1974'te cezaevinden çıktı.
Haberim yoktu diyenlere işte kitap listesi;
Boynu Bükük Öldüler (1971)
Ağıt
Arkadaş
Sürü
Salpa (1975)
Ölüm Beni Çağırıyor Gençlik Öyküleri
Acı
Sonsuz Bekleyiş Otuz Yılın Şiirleri
Yol
Sanık
Hücrem
Soba, Pencere Camı ve İki Ekmek İstiyoruz [16]
Oğluma masallar
Zavallılar
Sen ve ötekiler
23 Eylül 1969.
Odtü öğrencisi Taylan Özgür İstanbul’da polis tarafından vurularak öldürüldü. Mustafa Taylan Özgür, (d.1948 - ö. 23 Eylül 1969, İstanbul) 1968 öğrenci hareketi liderlerinden, Türkiye Halk Kurtuluş Ordusu'nun kurucularından olan devrimcidir. ODTÜ öğrencisi Özgür, İstanbul Üniversitesi'nde katıldığı Öğrenci Birliği Kongresi sırasında güvenlik güçlerinin yaptığı baskında öldürüldü. Onu kimin öldürdüğü bugüne kadar aydınlanamadı. Can Dündar kendine ait internet sitesinde, kontrgerilla uzmanlarından emekli yarbay Talat Turhan'ın bu cinayeti bir üsteğmenin yaptığını belirten, açıklamasını yazmıştır. Turhan'a göre 1968 hareketinin ilk faili meçhul cinayetini kontrgerilla yapmıştır. Taylan Özgür'ün öldürüldüğü an Hatırla Sevgili dizisinin 38. bölümünde canlandırılmıştır.
24 Eylül 1973.
Şilili şair Pablo Neruda , Santiago’da vefat etti. Pablo Neruda (asıl ismi: Ricardo Eliezer Neftalí Reyes Basoalto) (12 Temmuz 1904Parral, Şili - 23 Eylül 1973 Santiago), Şilili yazar ve şair.
BİZLER SUSUYORDUK - PABLO NERUDA
Bilmek acı çekmektir. Ve bildik;
Karanlıktan çıkıp gelen her haber
Gereken acıyı verdi bize:
Gerçeklere dönüştü bu dedikodu,
Karanlık kapıyı tuttu aydınlık,
Değişime uğradı acılar.
Gerçek bu ölümde yaşam oldu.
Ağırdı sessizliğin çuvalı.
Ne dinlesek dedim ve Neruda’yla ilgili bir şey buldum.
-Yunanlı besteci Mikis Theodorakis Neruda'nın en ünlü şiirlerinden biri olan "Canto General"'i müzik formuna getirdi.
24 Eylül 1996.
Sanat Güneşi.
Zeki Müren vefat etti…
Zeki Müren (6 Aralık 1931, Bursa - 24 Eylül 1996, İzmir), Klasik Türk müziğisanatçısı. Aynı zamanda besteci, söz yazarı ve oyuncudur. Sanat Güneşi ve Paşa olarak anılan Müren, Türk sanat müziğinin en büyük isimlerinden kabul edilir.
Kurallı ve ağdalı bir Türkçe konuşmaya özen göstermesi ile bilinir.
"Müziğin Paşası" olarak anılması, 1969'da Aspendos konserinden sonra ilk defa Antalya halkının kendisi için kullanmasıyla başlamıştır. Kendisi, bu şekilde anılmaktan memnun olmakla birlikte neden uygun görüldüğünü bilmediğini açıklamıştır. 
Askerliğini 1957-1958 yıllarında yedek subay olarak Ankara Piyade Okulu (6 ay), İstanbul Harbiye Temsil Bürosu (6 ay) ve Çankırı'da (3 ay) yaptı. 
Zeki Müren'in Karagöz sanatçısı Hayali Saf Deri Metin Özlen tarafından hazırlanan kuklası doğum yeri olan Bursa'da sahne aldı. 
Genellikle günde dört saat uyurdu ve sabah kahvaltısı yapmazdı.
Her akşam saunaya girerdi.
Göz bozukluğunun derecesi 1,5'tu ancak hayatı boyunca hiç lens kullanmadı.
Doğum günü olan 6 Aralık tarihi, Onur Akay'ın önerisi ile tüm yurtta Türk Sanat Müziği Günü olarak kutlanmaktadır.

 

21 Eylül 1932;Ahmet Rasim vefat etti.
Kimdir bu Ahmet Rasim? Ne iş yapar? 

Türk yazar, gazeteci, tarihçi, milletvekili.Kendine özgü bir üslupla kaleme aldığı eserleri geniş bir okur kitlesi tarafından okunan, mutlakıyet, meşrutiyet ve cumhuriyet dönemlerine tanıklık etmiş bir yazardır. 50 yılı bulan yazı hayatında farklı edebi türlerde ve çok sayıda eser verdi. Dönemin İstanbul hayatının ayrıntıları üzerinde durduğu fıkralarıyla tanındı. 3.ve 4. Dönem TBMM’de İstanbul milletvekili olarak yer aldı. Tanınmış bestekâr Osman Nihat Akın’ın dedesidir.

Darüşşafaka mezunudur. Muharrirlik, Yazarlık, Bestekârlık, Posta Telgraf İdaresi Memurluğu, Tercümanı Hakikat, Saadet, İkdam, Sabah, Malûmat, Servet, Tanin, Hak ve Tasvir-i Efkâr gazeteleri yazarlıkları, Güneş, Gülsen, Sebat, Say ve Servet-i Fünûn, Resimli Gazete, Musavvar ve Malûmat dergileri yazarlıkları, TBMM III. ve IV. Dönem İstanbul Milletvekilliği ve III. Dönem Kütüphane Encümeni Reisliği yapmıştır. Evli ve altı çocuk babasıdır.

Meraklısına birkaç eseri;

Roman ve Hikâyeleri[değiştir]

İlk Sevgi (1890)

Bir Sefilenin Evrak-ı Metrukesi (1891)

Güzel Eleni (1891)

Mesakk-ı Hayat (1891)

Leyâl-i Izdırap (1891)

Mehalik-i Hayat (1891)

Endişe-i Hayat (1891)

Meyl-i Dil (1891)

Tecârib-i Hayat (1891)

Afife (1892)

Mektep Arkadaşım (1893)

Tecrübesiz Aşk (1893)

Numune-i Hayal (1893)

Biçare Genç (1894)

Gam-ı Hicran (1896)

Sevda-yı Sermedî (1895)

Asker Oglu (1897)

Nâkâm (1897)

Ülfet (ikinci basılışı "Hamamcı Ülfet" adıyladır) (1898)

Belki Ben Aldanıyorum (1909)

İki Güzel Günahkâr (1922)

İki Günahsız Sevda (1923)

21 Eylül 1942.

Zonguldak Kozlu kömür ocaklarındaki grizu patlaması sebebiyle 48 işçi hayatını kaybetti. TTK Genel Müdürlüğü istatistik verilerinden derlenen bilgiye göre, kömür ocakların da 1955-2009 yılları arasındaki iş kazalarında 2 bin 687 işçi öldü, 326 bin 321 işçi yaralandı.

Bu yıllarda kuruma bağlı müessese müdürlüklerinden Kozlu, Armutçuk, Amasra, Karadon ve Üzülmez kömür ocaklarında ”göçük, grizu ve kömür patlaması, karbon monoksit zehirlenmesi ile metan gazı ve karbondioksit boğulmaları” gibi kazalar oldu.

Verilere göre, Kozlu üretim bölgesinde 1992′de 263 madencinin hayatını kaybettiği grizu faciası, Türkiye’de en fazla can kaybı yaşanan iş kazası olarak tarihe geçti.

Aynı yıl grizunun yanı sıra diğer kazalarla 277 işçi yaşamını yitirdi, 5 bin 214 işçi de yaralandı.

Havza madenlerinde saptanabilen en eski ölümlü iş kazası 1875′de, Ahmet Ağa adlı kişinin hayatını kaybettiği kaza olarak kayıtlara geçti.

Taşkömürü kurumunda 2009′daki kazalarda 5 işçi öldü, 2 bin 657 işçi yaralandı. Kentteki özel kömür ocakların da 2003-2009 arasında 41 işçi yaşamını yitirdi, kaçak ocaklarda da 2005-2009 arasında 22 kişi hayatını kaybetti.Geçen yıl şubat ayında Zonguldak’a gitmiştim. Kasvetli kara bir şehir. Mevsiminden midir nedir anlamadım ama hep karanlık, hep bir bunalım vardı havasında. Kokusunda ise kömür. Dokusunda ise emek. Terk edilmiş ve tekrar hayata döndürülmeye çalışılmamış, ülkemizde böyle bir şehir yokmuş gibi davranılan bir kent haline gelmiş. Kendi halinde, tepeciklerin arasında, sahili yok denecek kadar az fakat fazla denizli bir şehirde dört gün konakladım. Kozlu ve Ereğli ilçeleri gelişmiş güzel. Kozlu daha yeni gelişiyor Ereğli’ye göre… Ama hep buruk bu şehir. İşçisi direği bu kentin. Direkleri yıkılın bina ayakta kalabilir mi? 

23 Eylül 1971.

Yılmaz Güney Altın Koza Film Festivalindeki bütün ödülleri aldı. Yılmaz Güney (Yılmaz Pütün; 1 Nisan 1937; Yenice, Karataş, Adana - 9 Eylül 1984,Paris), Zaza ve Kürt asıllı sinema oyuncusu, yönetmen, senarist ve yazardır. Özellikle Çirkin Kral dönemi sonrasında çektiği ve önemli bir sinemacı olarak kabul edilmesini sağlayan Cannes ödüllü Yol, Sürü, Umutsuzlar gibi filmleriyle tanınır.Yılmaz Güney, 1972 yılında "devrimcilere yardım ve yataklık yaptığı" gerekçesiyle 2 yıl hapse ve sürgüne mahkûm edildi. Yılmaz Güney içeride kaldığı süre boyunca sinema ve sanat ile ilgili fikirlerini; şiir ve öykülerini o dönemde çıkarmaya başladığı Güney dergisinde yayınlamıştır. 1974'te cezaevinden çıktı.

Haberim yoktu diyenlere işte kitap listesi;

Boynu Bükük Öldüler (1971)

Ağıt

Arkadaş

Sürü

Salpa (1975)

Ölüm Beni Çağırıyor

Gençlik Öyküleri

Acı

Sonsuz Bekleyiş Otuz

Yılın Şiirleri

Yol

Sanık

Hücrem

Soba, Pencere Camı ve İki Ekmek İstiyoruz [16]

Oğluma masallar

Zavallılar

Sen ve ötekiler

23 Eylül 1969.

Odtü öğrencisi Taylan Özgür İstanbul’da polis tarafından vurularak öldürüldü. Mustafa Taylan Özgür, (d.1948 - ö. 23 Eylül 1969, İstanbul) 1968 öğrenci hareketi liderlerinden, Türkiye Halk Kurtuluş Ordusu'nun kurucularından olan devrimcidir. ODTÜ öğrencisi Özgür, İstanbul Üniversitesi'nde katıldığı Öğrenci Birliği Kongresi sırasında güvenlik güçlerinin yaptığı baskında öldürüldü. Onu kimin öldürdüğü bugüne kadar aydınlanamadı. Can Dündar kendine ait internet sitesinde, kontrgerilla uzmanlarından emekli yarbay Talat Turhan'ın bu cinayeti bir üsteğmenin yaptığını belirten, açıklamasını yazmıştır. Turhan'a göre 1968 hareketinin ilk faili meçhul cinayetini kontrgerilla yapmıştır. Taylan Özgür'ün öldürüldüğü an Hatırla Sevgili dizisinin 38. bölümünde canlandırılmıştır.

24 Eylül 1973.Şilili şair Pablo Neruda , Santiago’da vefat etti. Pablo Neruda (asıl ismi: Ricardo Eliezer Neftalí Reyes Basoalto) (12 Temmuz 1904Parral, Şili - 23 Eylül 1973 Santiago), Şilili yazar ve şair.

BİZLER SUSUYORDUK - PABLO NERUDA

Bilmek acı çekmektir. Ve bildik;Karanlıktan çıkıp gelen her haberGereken acıyı verdi bize:Gerçeklere dönüştü bu dedikodu,Karanlık kapıyı tuttu aydınlık,Değişime uğradı acılar.Gerçek bu ölümde yaşam oldu.Ağırdı sessizliğin çuvalı.

Ne dinlesek dedim ve Neruda’yla ilgili bir şey buldum.-Yunanlı besteci Mikis Theodorakis Neruda'nın en ünlü şiirlerinden biri olan "Canto General"'i müzik formuna getirdi.

24 Eylül 1996.

Sanat Güneşi.Zeki Müren vefat etti…Zeki Müren (6 Aralık 1931, Bursa - 24 Eylül 1996, İzmir), Klasik Türk müziğisanatçısı. Aynı zamanda besteci, söz yazarı ve oyuncudur. Sanat Güneşi ve Paşa olarak anılan Müren, Türk sanat müziğinin en büyük isimlerinden kabul edilir.

Kurallı ve ağdalı bir Türkçe konuşmaya özen göstermesi ile bilinir.

"Müziğin Paşası" olarak anılması, 1969'da Aspendos konserinden sonra ilk defa Antalya halkının kendisi için kullanmasıyla başlamıştır. Kendisi, bu şekilde anılmaktan memnun olmakla birlikte neden uygun görüldüğünü bilmediğini açıklamıştır. 

Askerliğini 1957-1958 yıllarında yedek subay olarak Ankara Piyade Okulu (6 ay), İstanbul Harbiye Temsil Bürosu (6 ay) ve Çankırı'da (3 ay) yaptı. 

Zeki Müren'in Karagöz sanatçısı Hayali Saf Deri Metin Özlen tarafından hazırlanan kuklası doğum yeri olan Bursa'da sahne aldı. 

Genellikle günde dört saat uyurdu ve sabah kahvaltısı yapmazdı.

Her akşam saunaya girerdi.

Göz bozukluğunun derecesi 1,5'tu ancak hayatı boyunca hiç lens kullanmadı.

Doğum günü olan 6 Aralık tarihi, Onur Akay'ın önerisi ile tüm yurtta Türk Sanat Müziği Günü olarak kutlanmaktadır.