Sesini kıs!
Bu sözle hemen her genç karşı karşıya gelmiştir. Yüksek sesle dinlenen müzik güzeldir. Konser havası verir, rahatlatır. İstediğin ve dilediğin kadar sesi açmakta özgürsün ta ki diğer bir insanın rahatsız olduğu noktaya kadar.
Açık hava ya da köy gibi yerlerde böyle sorunlarla karşılaşmazsın. Sesini duyan yoktur istediğin kadar bağır, çağır… Zevk senindir.
Şehirde böyle bir şeyin olmasının ihtimali yok gibi. Gibi diyorum; gündüz gençlerimiz yine pop, rock vs bir çok tür müzikle ve yüksek dozda sesle haşır neşir olurken, bu durumdan rahatsız olanlar içlerinden neler neler saydırmaktalar kim bilir?
Bir de bunun gecesi var. Uykudan zıplatan bir sesle köşeyi hızla dönen araç, ani kısılan fren sesi ve ardından müzik… Olacak iş mi?
Oysa insan haklarında bir kişinin özgürlüğü diğerinin özgürlüğünün başladığı yerde bitiyor. Bu birazcık da saygısızlık oluyor. Bana göre…
Gündüz bir nebze göz yumabiliyoruz buna, gürültü fazla oluyor. Bu nedenle duymazlıktan geliyoruz. Fakat gece daha sakin olduğu için tek bu müzik sesi ağır yaralar açıyor bizde…
Hastası var, yorgunu var, uyuyanı var, dinleneni var, kitap okuyanı var, film izleyeni, var da var…
Bu ses açık müzikle gezmenin bir ara yasaklandığını anımsıyorum. Eğer hafızam beni yanıltmıyorsa tabi.
Sayın Salih Çakır mesajınız istediğiniz yere ulaşmıştır diye düşünüyorum. Çok da haklısınız. Özellikle yeni nesil gençliğinde bu araba, müzik, tesisat, bilmem kaç bin voltluk sistemler, apart dedikleri ses çıkaran egzozlar ve daha nicesi boy gösteriyor sokaklarda.
Ne diyelim ki sonumuz hayırlı olsun…