Hayat ileriye doğru yaşanır ancak geriye doğru anlaşılır demiş Søren Kierkegaard ve bu saikle dünün muhasebesini dünde bırakıp, güne dünü unutmadan başlamanın ve devam etmenin gerekliliğini anımsatmak ve Hazreti Mevlâna’nın şu mısralarını dikkatlerinize sunmak isterim;
“Her gün bir yerden göçmek ne iyi,
Her gün bir yere konmak ne güzel
Bulanmadan, donmadan akmak ne hoş,
Dünle beraber gitti cancağızım
Ne kadar söz varsa düne ait
Şimdi yeni şeyler söylemek lazım”
Değişmek ve dönüşmek için her günün muhasebesini yapmayı ilke edinmek, bu zorlu hayat yolculuğunda yaşantımızı kolaylaştıracaktır. Dünle övünmek bir yana, kendini takdir etmeyi unutmadan daha iyi insan olmanın yolunda yolcu olmak kadar insanı bahtiyar kılan başka bir hal olduğunu sanmıyorum.
İnsanın halden hale geçen yolculuğu boyunca iki temel rehberi vardır biri aklı diğeri de yüreğidir, ikisi bir araya gelince gönlü gelene ağam gidene paşa der ve yürür gider. Her adımda biraz daha ileriye giden yaşam er ya da geç sona da gelecek ve erecek. Bu yolda dünü değerlendirip günü dünden öte yaşamak en temel gailemiz olmalı. Hayat ileriye doğru yaşanır geriye doğru değerlenir…Bu değerleme ise ancak ara ara değerlendirmelerle yapılabilir. Adına kimileri muhasebe de diyorlar, kendini daimi sorgulayan kimseler kimsesiz de değildirler, duru bir insan olarak yaşayabilmenin ve kalabilmenin yolu geçmiş-gelecek örgüsüne sahici ilmekler atmaktan geçer…