Türkiye’de 7 Haziran 2015 te Genel seçimlerin yapılacağını biliyoruz. Secimler nedeniyle ortalık toz, duman, bir curcuna gidiyor. Siyasi partilerin aday adayları, kendi rakiplerini geride bırakmak için kıyasiye yarışıyor. Nihayet sıralama bitti, En demokratik sıralama yarışını ön seçim yaparak CHP yaptığı da bir gerçek. Her siyasi parti bir şeyin peşinde, Birisi Başkanlık sistemi istiyor, (hem de Türk usulü) Sosyal yardımlar, emeklinin maaşları ve ikramiyeleri konuşuluyor, desteklemeler birisi özerklik istiyor, birisi açlık, yokluk diyor, Bir diğeri milliyetçilik, hak adalet diyor, diğerleri başka bir şeyler söylüyor. Fakat görüyoruz ki Türkiye’de siyaset daha çok ya cami üzerinden, yada kışla üzerinden yapılıyor. Kimse fikir üzerinden, ülkenin kalkınması ile ilgili fikir üretmiyor, tartışmıyor. Şu anda Ülkemizin cari açığı 453 milyon doları geçmiş, 278 milyon dolar özel sektör borcu ile birlikte 730 milyar dolar yurt dışı borcumuz olmuş, Dolar son iki ayda 2.720 TL.ye çıkmış, resmi işsizlik %11.2 ye yükselmiş, şu anda ülkemiz tüketerek kalkınmaya çalışıyor, el parası ile borçlanıp, el malı tüketiyoruz. Bu ekonomik politikanın sonu hüsran, ekonomik çöküntü olacağı aşikârdır.
Ekonomi, kalkınma, işsizlik konusunda herkes bir şeyler söylüyor ama kalkınmanın dinamosu, işsizliğin panzehri olacak olan sanayi yatırımları maalesef çok aza düştü. Eğitimli genç kuşak iş bulamıyor. Şu anda Tuikin resmi rakamlarına göre , işsizlik %11.2 civarlarında son 5 yılın en yüksek oranı. Yıllardır, Hükümetin de desteği ile yatırım diye bol bol inşaat yapıyoruz. Gerçi inşaat çok geniş bir yelpazeye hitap ediyor, demirdi, çimento, boyaydı, kalebodur, plan proje, nakliye, iş makinası idi, Hafriyattı, işçi, usta vs. daha 200 ün üzerinde sektörü ayakta tutuyor, istihdam da yaratıyor, ama yatırım denilince inşaatı anlamamalıyız. İnşaat belki Türkiye’de ekonominin itici gücü ama sonuçta karşımıza tüketim olarak çıkıyor. Bu kadar inşaat yapılması, kaynakları tüketiyor, Sanayi yatırımlarına kaynak kalmıyor. Asıl olan üretim yapacak sanayi yatırımları olmalı, büyüme inşaatla değil, sanayi yatırımları ile olursa kalıcı olur. Ülkemizde sanayi yatırımları %19 – 20’ye düşmüş. O yüzden işsizlik rakamları artıyor. Halbuki kalkınacak olan bir ülkede, üretim, sanayi yatırımları önde, ondan sonra hizmet yatırımları gelmeli.