Malum Ramazan ayındayız. Ramazan ayı Müslümanların en kutsal ayı, bu ay boyunca, Müslümanlar oruç tutuyor, namaz kılıyor, zekat veriyor. Zekat vermek İslam dininin şartlarından biri. Zekat inançlarımıza göre; hali vakti yerinde olan Ekonomisi iyi olan, belli koşulları taşıyan, borcu olmayan kişilerin, İslam dinine göre zekat vermek zorundadır. Onun için bu ayda zekat verilir. Fakir kimselere yiyecek, içecek, giyecek ve benzeri şeyler dağıtılır. İşte verilen ve dağıtılan bu şeylerin bedelini, belli koşulları yerine getirmek şartı ile şirket sahipleri veya vergi mükellefleri vergi matrahından düşme imkanı getirilmiştir. Böylece zekat görevini yerine getirmiş, hem de vergiden düşmüş olacak. Her şeye bir kılıf buluyoruz ya, Tabi birileri de çaktırmadan politika yapıyor. Peki nasıl olacak bu iş?
Hem zekat verme, hem de vergiden düşme işi, vergi sistemimize 5179 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile girdi ve hukuki altyapısı oluşturuldu. Ayrıca 2004 yılında çıkarılan 5035 sayılı kanunla da Gıda Bankacılığı vergi sistemine dahil edildi. Gelir vergisi mükellefleri ile kurumlar vergisi mükellefleri(şirketler) yoksullara, kimsesizlere yapacak oldukları yardım bedellerinin tümü ile gelir veya kurumlar vergisinden indirilmesi imkanı getiriliyor. Yapılacak olan yardımlar doğrudan doğruya yoksul veya kimsesizle yapılamıyor. Tüzüğünde gıda bankacılığı yaptığı belirtilen, dernek veya vakıflar aracılığı ile yapılıyor. Gıda bankacılığı yapan dernek veya vakıf bağışlanacak gıda, giyim, yakacak ve temizlik maddelerini bedelsiz olarak ihtiyaç sahiplerine dağıtılmak üzere şartlı bağış koşulu aranıyor.
1-Önce, bir kere, şirket veya şahıs, ramazan ayında yiyecek, giyim, yakacak gibi şeyleri yardım yapmaya karar veriyor
2-Şahıs veya şirket, faturalı olarak piyasadan gıda, giyim, yakacak malzemeleri satın alıyor ve KDV.’sini de ödüyor.
3-Satın aldığı bu malzemeleri, gıda bankacılığı yapan vakfa veya derneğe fatura ediyor.
4-Dernek veya vakıf, kendisine fatura karşılığı verilen ürünlerin bedeli kadar bağış makbuzu düzenleyerek, ilgili kişiye veya şirkete veriyor.
5-Dernek veya vakıf, teslim aldığı bu ürünleri bedelsiz olarak, ihtiyaç sahiplerine dağıtma mecburiyetini yerine getiriyor.
Böylece şirket sahipleri veya şahıslar, gıda bankacılığı yapan vakıf veya dernek üzerinden yaptıkları yardım bedellerinin ilgili yasa gereği tamamını gider yazabiliyor. İnsanlar dini vecibelerini yerine getirirken, vergi avantajlarını bunun yanına getirilmesi ne kadar doğru dur, sen hem hayır yapacaksın, yaptığın hayrın karşılığını gelip, Devlete vereceğin verginin matrahından düşeceksin, bunu tartışmak gerekir. Bu konu hakkında da Diyanet İşleri Başkanlığından yorum almak lazım diye düşünüyorum.