“Faşizm son kalıntısına kadar ortadan kaldırılmadıkça barış ve demokrasi olmayacaktır.” Georgi Dimitrov
Dimitrov yllar önce faşizm’i yok etmedikçe “Barış ve Demokrasi’nin” olamayacağını net olarak bizlere aktarmış. Örgütlü kötülüğe karşı akıllı hareket etmediğimiz sürece; kadın, sağlıkçı, eğitimci, İşçi, çocuk, yoksul ve şimdi de masum hayvanların ölümleri daha doğrusu katliamları devam edecektir.
Aynı kişilerden, aynı yöntem ve araçlar kullanılmasına rağmen farklı sonuçlar beklemek ne derece doğru onu siz tahmin edin...
20 yıldan fazla süredir bizler birisinden veya birilerinden farklı ve olumlu tavırlar içinde güzel sonuçlar umut edip, düzel(t)melerini bekliyoruz. Maalesef her seferinde aynı sonuçları alıyoruz. İstediklerimiz olmayınca da her seferinde kahroluyoruz. Yazık ki ne yazık!..
Güzelim meslek odaları, meslek cemiyetleri, sendikalar ve yüzlerce bilimsel derneklerimiz kısaca demokratik kitle örgütlerimiz olmasına rağmen, bunların bilgi birikiminden ve deneyimlerinden yararlan(a)mıyorsak, veya yararlandırılmıyorsak bizlere de yuh olsun. Kabahatin çoğu bizde galiba!..
Veteriner Hekimlerimiz ve derneklerimiz sahipsiz sokak hayvanları raporunu yayınlamış. Okuyunca bu rapordan niçin yararlanmıyor, aynı dil yerine farklı dil kullanıyor ve ayrışıyoruz diye hayıflanmadım desem yalan olur…
Bu rapor talimat ile sabaha kadar sahipsiz sokak hayvanlarının öldürülmesi için çalışıp, bu yasayı halka rağmen çıkaran saygın ve halkımızı temsil etmesi gereken TBMM’nin durumunu da gösteriyor. Gelin kısaca bu anlamlı raporu okuyalım…
“Sahipsiz sokak hayvanlarının sayısı hızla artmakta, yaşadıkları ve yaşattıkları sorunlar her geçen gün daha ciddi boyutlara ulaşmaktadır…
Alman merkezli istatistik şirketi Statista, dünyada her yıl yaklaşık 35.000 insanın köpek saldırılarında hayatını kaybettiğini açıklamış. Şirket raporuna göre sivrisinek, insan ve yılandan sonra dünyadaki en ölümcül canlının köpek olduğunu unutmayalım diyor. Her yıl dünya çapında on milyonlarca köpek saldırısı ve ısırığı vakası meydana gelmektedir…
Buna paralel bir şekilde ülkemizde de köpek sayısı sürekli bir artış göstermektedir. Tahmini olarak ülkemizde 5 milyon civarında kuş, kemirgen ve akvaryum sahipleri vardır. Kedi, köpek ile beraber kabaca 10 -12 milyon kişi evinde kuş, kedi, köpek gibi ev hayvanına sahiptir. Türkiye’de hayvan sevgisi ve koruma bilinci gelişmiş insan oranı kabaca %20 civarındadır. Sokaklarda yaşayan köpek sayısı, Dünya Sağlık Örgütüne göre insan nüfusunun %10’na karşılık gelmektedir. Bu sayının %75’nin sahipsiz olduğu düşünülmektedir. Bugün
Türkiye’de ise, 6,5 milyon civarı sahipsiz köpek varlığı tahmin edilmektedir…
TBMM Meclis Araştırma Komisyonu tarafından yayınlanan raporda, yerel yönetimler tarafından 2004-2019 arası sahiplendirilen hayvan sayısı 363358 olmasına rağmen, sokaklar köpeklerle doludur…
Türkiye’de tüm yerel yönetimler tarafından kurulmuş toplam 91955 hayvan kapasiteli 254 adet hayvan bakım evi bulunmaktadır…
Birçok Belediyede maalesef Veteriner İşleri Müdürlükleri bulunmamaktadır. Sağlık Bakanlığı verilerine göre, ülkemizde yılda yaklaşık 250000 kuduz riskli temas bildirimi yapılmakta olup, yılda ortalama 1-2 kuduz vakası görülmektedir…
Kısaca Türkiye’de her yıl 200 binden fazla insan sokak köpekleri tarafından saldırıya uğrayıp, ısırılmaktadır…
Sahipsiz sokak hayvanlarından geçen direkt temas ile dışkı ve idrar temasıyla, pire. kene, sinek gibi vektörlerle geçen çok sayıda hastalık vardır…
Isırık, tırmalamaya bağlı yara enfeksiyonları, Kedi Tırmalama Hastalığı, Tularemi, deride ya da sistemik gelişen Mantar, Uyuz, Kampilobakter, E.coli, Salmonella, Yersinia, Ekinokok, Toksoplasma, Kancalı kurt, Toksokara, Giardia, Bordetella, Klamidya, Brusella, Lyme, Erlişya, Anaplasma, Leishmania, Tüberküloz, kedi köpeklerden geçen sayısız hastalıkların başlıcalarıdır…
Sahipsiz köpekler toplumda herkesin sağlığını riske atmaktadırlar. Örnek olarak ülkemizde küçümsenmeyecek oranda görülen “Kist Hidatik”hastalığının en çok topraktan bulaştığı ortaya konmuştur. Çünkü köpek dışkısı ile atılan bu parazitin yumurtaları toprakta ve soğukta 1 yıl gibi bir süre canlı kalabilmektedir. Rüzgârla, yağmurla yayılıp gıda olarak tükettiğimiz sebzelere kontamine olmakta ve iyi yıkanmamış bu ürünleri tüketmek suretiyle insanları enfekte etmektedirler...
Kaynaklara göre dünyada 600 milyondan fazla, yaklaşık 900 milyon civarında köpek bulunduğu tahmin edilmektedir. Bu köpeklerin büyük çoğunluğu sokaklarda yaşamaktadır…”
Bu verilere göre sahipsiz sokak hayvanlarını öncelikle yerel yönetimlerin sorumluluğuna aktararak onları kısırlaştırmak, hasta olanları sağaltmak ve gerekli aşılarını yapmak, halkımızı bilimsel olarak bu konuda eğitmek temel işlevimiz olmalıdır. Çıkarılan yasa umarım AYM’den döner. Böylece katliam durur. Karlı dağları aşacağız dostlarım. Şimdi gül alıp satmanın zamanı değil..
Sözlerimi Nuri Üstünses’in kaynaklık ettiği, Muzaffer Sarısözen Hocamızın derlediği güzel bir Sivas/Divriği türküsünün ilk dörtlüğü ile bitirelim…
Aşan Bilir Karlı Dağın Ardını
Çeken Bilir Ayrılığın Derdini
Bülbül Kaça Aldın Gülün Nargını
Gül Alıp Satmanın Zamanı Değil
Sevgilerimle…
Dr. Mustafa Torun