AKPye’ iktidar adeta altın tepsi içinde sunuldu. Ekonomik veriler çok güzel, fakat ölümü beklenen bir başbakan, birbiri ile anlaşamayan, bu nedenle erken seçim kararı almış bir koalisyon hükümeti ve de iktidarı hiç düşünmeyen bir ana muhalefet partisi. Kısa süreli başbakanlığı döneminde hiçte iyi not alamayan Refah partisi genel Başkanı Necmettin Erbakan’dan kopan genç bir kadro- Bizler gençlik yılarımızı geçirdiğimiz Milli görüşten ve de Necmettin Erbakan’dan ayrıldık. Bizler her kesimden insanların katılacağı bir kitle partisi olacağız. Dediler. İç ve dış güçlerinde katkıları ile kısa sürede iktidar oldular. Ezilenlerin sesi olabilmek için genel başkan bir vesile tutuklandı. Bu ve benzeri olaylar. AKP’yi iktidara taşıdı. İlk dönemde ılımlı yaklaşımları ile apolitik çevrelerden sempati topladılar. İlk seçimlerde oylarını arttırdılar. Artan oylarla beraber alttan alta varoşlarda sürdürülen çalışmalar giderek arttı. AKP güç kazandıkça gizli ajandası ortaya çıkmaya başladı.

                Yarı gerçek olan Türkiye üzerinde ki vesayeti kaldırıyorum. Diyerek, devlet içinde muhalefet edenlere karşı yeni yasalar çıkararak tasfiye etti. Boşalan yerlere yandaşlar yerleştirildi. Medya patronları yandaşlaştırılarak, halkın doğru haber alması engellenmeye çalışıldı. Yıllardan beri polis ve yargıda örgütlü oldukları cümle alem tarafından bilinen cemaat yandaşları etkin görevlere getirildi. Giderek, yürütme ve yasamayı elinde bulunduran AKP yargıyı da ele geçirmeye çalıştı. Fakat yıllardır örgütlü olan cemaat, polis ve yargıyı AKP’ye vermedi.

                Baştan beri Türkiye’de STK’lar güçlü değildir. Fakat Ülkenin içinde bulunduğu konum gereği Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği ve Atatürkçü Düşünce Dernekleri Türkiye’nin her yerinde taraftar bularak gücünü arttırdı. AKP hükümetleri yandaş yargıları vasıtası ile bu iki güzide ve başarılı derneği pasifize etmek için, ellerinden gelen çamuru atarak sindirmeye çalıştılar.

                Sendikalar desen her geçen gün güç kaybettiler. Hava-İş sendikası hak ararken zor duruma düştü. Türk-İş hükümetin operasyonu ile Başkan değiştirdi. Memur sendikaları desen bir başka alem.1980 öncesi 2Milyon olan sendikalı işçi sayısı 600.000 e geriledi. Bunların çoğuda devletin işçileri(Devlet Demir Yolları, Kara Yolları v.b.) Çevre örgütlerinin katılımcıları legal örgütler yerine, inisiyatif veya platform şeklinde örgütlüler. Yani düzenli kalıcılıkları yok. Çoğunluğu bir olay nedeni ile bir araya geliyorlar. Olay bir şekilde sonuçlanınca dağılıyorlar.

                Son yıllarda ülkemizde artan baskılar karşısında, spor kulüplerinin taraftarları devreye girdiler. Yıllardır, sosyal sorumluluk projeleri geliştiren Beşiktaş Kulübünün ÇARŞI taraftar grubu özellikle gezi olaylarından sonra Türkiye’de haksızlığa karşı olan herkesin beğenisini kazandı.

                Fenerbahçe spor kulübünün yıllardır süren şike davası da Fenerbahçe taraftarlarının bir kesimini harekete geçirdi. Galatasaray ve diğer kulüp taraftarları da ÇARŞI gurubunun bu yaratıcı üretken tavrından etkilenerek harekete geçtiler. Örneğin 1Mayıs eylemlerinde formaları ile taraftarları kol kola görmek herkesi mutlu ediyor.

                Adalet ve Kalkınma Partisi’nin kuruluş sürecini iyi takip edebilen insanlar, bu günleri gördüler. Çeşitli nedenlerle göremeyen veya çıkarları için yandaş olanlar şimdi günah çıkarıyorlar.

                Her toplum canlıdır, siz gerçekte olması gereken örgütlerin önünü keserseniz, toplumun sesi bir şekilde bir başka yerden çıkar.

                Mısır’da Hüsnü Mübarek’e karşı ilk direnenlerin arasında laik kesimi temsilen ülkenin iki ünlü takımının taraftarları vardı. Güney Amerika’da faşist cuntaların işbaşına geldikleri dönemlerde spor kulüplerinin taraftarları siyasal tavırlar geliştirmişlerdir. Son günlerde tribünlerden yükselen hükümet karşıtı sloganlar için gözaltılar başladı.Giderek AKP kaybetmenin telaşı ile daha da hırçınlaşabilir.

                Önümüzdeki dönemde, Anadolu Kulüplerinden Fethiye Sporun başlattığına benzeyen eylemler kitlelere yön verebilir.Spor kulübünün taraftarları STK’lar gibi politik söylemler geliştirirken, provokasyonlara da dikkatli olmaları gerekmektedir.

                Yaklaşan yerel seçimler sürecinde AKP karşıtı tirübünler, seçim sonuçlarını etkileye bilir.