Eyyy!!! Türk Milleti. Her tarihinin her günün özel bir anlamı var. Ama bu 1 Kasımın çok çok özel bir anlamı var. Oy vereceğimiz şeyler Türk milletinin her ferdi için ayrı bir önemi yok. Tek önemi var. Türk milleti Her karış toprağını şehit kanları ile sulayarak anayurt yaptığı Anadolu’daki egemenliği ilelebet sürecek mi yoksa Anadolu tekrar Haçlı yurdu haline gelecek mi. Bu kadar ağır bir soru ile ve sorumlulukla karşı karşıyız. Tıpkı 19 Mayıs 1919 tarihinde olduğu gibi. Şimdi işin esasından başlayarak günümüze kadar gelelim.

1071 tarihi Türklerin Anadolu’ya giriş tarihidir. O tarihte Türk milleti bir karar vermiştir. Anadolu her tarafı Türk milletinin şehit kanları ile sulandığından Anadolu artık ebediyen Türk milletinin yurdu olarak kalacaktır.

Ayni tarihte Anadolu’yu ellerinden aldığımız haçlılar da bir karar vermişlerdir. Bir gün gelecek Anadolu tekrar Haçlı yurdu yapılacaktır. İşin başı ve esası işte budur. 13 tane Haçlı seferi yapılmıştır. Çanakkale savaşları ve Kurtuluş savaşımız da numaralanmamış birer haçlı seferidirler.

Bu büyük millet esir yaşamaktansa ölsün daha iyidir denilmiştir. Öyleyse karar “ Ya istiklal ya ölüm” olmuş ve 9 Eylülde düşman denize dökülerek Lozan imzalanmış ve Türkiye Cumhuriyeti ilelebet payidar kalmak üzere bütün dünyaya ilan edilmiştir. Ve Türk milletinin başına bir daha bu felaketler gelmesin diye kurulan Cumhuriyetimizin temelleri çok sağlam atılmış DENK bütçe + Laik eğitim+ Devletçilik temelinde karma ekonomi+ çağdaş kültür ve bilime dayanan bir Cumhuriyet yaratılmıştır.

Şimdi isterseniz hükümet şeklileri konusuna yeniden dönelim bilgilerimizi tazeleyelim.

Yaptıkları icraatlar açısından dünyada 4 çeşit hükümet şekli bilinmektedir

         Vatandaşa zarar veren hükümetler,

         Vatandaşa faydalı hizmetler yapan ve vatandaşını destekleyen hükümetler,

         Vatandaşına ne zarar veren ne de onu destekleyen hükümetler,

         Düşmanla işbirliği yaparak düşmana hizmet eden hükümetler.

Vatandaşa zarar veren hükümetler bütçeleri açık hükümetlerdir. Bütçeleri açık olduğundan açıkların kapatılması için,


1-     Para basmak

2-     Borç almak
3-     Zam yapmak
4-     Mal mülk satmak gibi her biri diğerinden zararlı işler yapmak zorundadırlar.
 Kötülük ve ihanet kendilerinde değil onlara benimsetilen yanlış metotlardadır. Bu açıdan bakılınca yöneticilerimiz 14 Mayıs 1950 den beri gaflettedirler de denilebilir. Biz de bu nedenle bıkmadan usanmadan bu yolun yani açık bütçe yolunun yanlış yol olduğunu harici bedhahların empoze ettikleri yol olduğunu yazıyoruz. Neden böyle yapıyoruz. Elimizden başka bir şey gelmiyor da ondan. Bu gün bu yazdıklarımı Türk milletine mektup olarak yazayım da belki böyle daha yararlı olur düşüncesindeyim.
Devamı yarın