“insanın insan tarafından sömürülmesi ortadan kaldırıldığı ölçüde, bir ulusun başka bir ulus tarafından sömürülmesi de ortadan kaldırılmış olacaktır.” Friedrich Engels

Engels bu sözlerini yıllar önce söylemiş. Sömürü azalacağına artarak ve biçim değiştirerek dörtnala koşuyor. Çocuğun erişkinler tarafından sömürülmesi karşısında diyecek söz bulamıyorum…

Dünya Çocuk İşçiliğiyle Mücadele Günü; Uluslararası Çalışma Örgütü'nün (ILO) çocuk işçiliğine yönelik farkındalık oluşturmak amacıyla, her yıl  12 Haziran günü kutlanan 2002'de onayladığı bir gündür. Bu güne rağmen Afrika kıtası başta olmak üzere çocuk işçiliği özellikle pandeminin de etkisiyle maalesef artmıştır...

Dünyada ortalama her 10 çocuktan birinin çocuk işçi olarak çalıştırıldığını söyleyebiliriz…

Özellikle “Koruyucu Hekimlik” açısından önemli sorun olan Erişkin  Obezite ve Şeker Hastalığı Artış Hızında Avrupa birincisi olduğumuzu defalarca vurgulamıştım…

Çocuk İşçiliğinde her yıl düzenli artış olması nedeniyle Avrupa da giderek ön sıralara geçiyoruz. Umarım kıskanmazlar!…

TÜİK’in verilerini görünce, bana verileri gönderen gazeteci arkadaşımıza oranları bir daha kontrol etmesini rica ettim. Hocam neden şaşırdınız, bunlar resmî sayılar. Az bile demez mi?..

Arkadaşımız çok haklıydı. Bildiğiniz gibi TÜİK bağlı olduğu siyasi anlayış gereği  sayıları düşük gösterdiğini biliyoruz. Aktarılan TÜİK verileri bile inanın bana fazla geldi…

Çocuk işçi konusuna girerken, konuya uzak dostlar İçin kısaca özetlemem gerekirse; üretimin emek yoğun biçimde gerçekleştiği alanlar kayıt dışı işçi çalıştırılması, fason üretimin parça başı emek karşılığı ücret biçiminde gerçekleşmesi ile adeta özdeşleşmiştir. Bunda çalışabilecek yaş grubunda İşçi yerine, çocuk işçi kullanımı işgücü maliyetlerinin en düşük seviyeye indirilmesinin bir yolu olmuştur. Bunlarla beraber beklenen artı değerin çoğaltılması için, iş alanının esnek iç gücü istemi  göstermesi de çalışamayacak yaştakilerin, yani çocukların işgücü olarak kullanılması seçeneğini gündeme getirmektedir…

Çocuk işçi çalıştırılmasının; sanayi, tarım, tekstil, madencilik, küçük aile işletmeleri, çıraklık gibi alanlarda  sıkça görüldüğünü vurgulayalım…

TÜİK 2023 yılı çocuk istatistiklerine göre ülkemizde  15-17 yaş grubundaki çocukların işgücüne katılma oranı yüzde 22.1'e yükselmiş görülmektedir. Geçen yıl bu oran yüzde 18.7 olarak rapor edilmiş…

İşgücüne katılma oranı cinsiyete göre incelendiğinde, bu oranın erkek çocuklar için yüzde 32,2,  kız çocuklar için yüzde 11,5 olarak tespit edildiğini anlıyoruz. 2 yılda yaklaşık 7 puan artmış...

Ülke genelinde yoksulluk derinleştikçe çocuk işçiliği artmakta olup, çocuklar eğitimden uzaklaşmaktadır…

2021'de yüzde 16,4 olan çocuk işçiliği, geçen yıl yüzde 18,7'ye yükselirken, bu yıl ise yüzde 22,1'e ulaşmış…

Adrese Dayalı Nüfus Kayıt Sistemi (ADNKS) sonuçlarına göre 2023 yıl sonu itibarıyla Türkiye nüfusu 85 milyon 372 bin 377 kişi iken, bunun 22 milyon 206 bin 34'ünü çocuklar oluşturduğunu görüyoruz…

Milli Eğitim Bakanlığı örgün eğitim istatistiklerine göre ise okul öncesi eğitim seviyesinde beş yaş net okullaşma oranı 2023'te, yüzde 81,6'dan yüzde 85'e çıkmış…

Ulusal Eğitim İstatistikleri Veri Tabanı sonuçlarına göre eğitim kademesinde ortaokul tamamlama oranı yüzde 96,3, ortaöğretim tamamlama oranı ise yüzde 80,3'e yükselmiş. Niceliksel bu artışlar maalesef nitelik artışı yapmadığı gibi niteliği düşürmüş…

Sorun herzaman söylediğim gibi ve diğer sorunların çoğunda olduğu gibi siyasi olup, çözümü de siyasidir. Sendikaların “Grev” sözcüğünden, Süreğen Ana Muhalefet  Partimizin, “Erken Seçim” sözcüğünden çekindiği bir iklimde, çocuk işçi artışı kimin umurunda? Onu  ben de bilemem…

Sözümüzü Nazım Hikmet Ustamız ile bitirelim. Çocuklar ne çalıştırılsın, nede öldürülsün dostlarım…

Benim sizden kendim için

hiçbir şey istediğim yok.

Şeker bile yiyemez ki

kağıt gibi yanan çocuk.

Çalıyorum kapınızı,

teyze, amca, bir imza ver.

Çocuklar öldürülmesin

şeker de yiyebilsinler

Sevgiler…

Dr. Mustafa Torun