Var ile yok arasında çürüyoruz. Çürüyoruz evet. Çünkü hayatımızda öyle anormal şeyler yaşıyoruz ki! Ve öyle anormalliklere alıştık ki! 
Sağlı sollu saldırılar, bombalar, tecavüzler, kaçırılmalar, öldürmeler ve daha nicesi. Hiç suçu olmayan insanlardan ne istiyorlar acaba merak içerisindeyim. Derdiniz kimleyse direk onunla uğraşın kardeşim. Halkın ne suçu var?
Sığınmacılara alıştık. 
Önceden biri yabancı dille konuşsa dahi hemen dikkat kesilirdik. Şimdi yüzde onumuz yabancı neredeyse. Hatta Türkçe öğrenmemekte ısrarcılar. Bu nedenle bende olaya milliyetçi bakmak istiyorum. Bende onların dillerini öğrenmek istemiyorum. Nokta.
Yerli dilenciler el ayak çekti.
Yadırgamak ya da hor görmekle alakalı olmamakla birlikte Suriye’den gelen dilenciler bizimkilere el ayak çektirdi. Yerli dilenci göremiyorum artık sokaklarda.
Eşini öldüren kocalar gün geçtikçe artıyor.
Kadınların suçu ne? Şimdi hemcinslerim bana kızabilirler ama kadının görevi ayrı erkeğin görevi ayrı. Onu bilerek evleneceksin arkadaşım. Yoksa düğünden iki sene sonra anlaşamıyoruz demenin mantığı kalmıyor. Haliyle hazin son.
Erkek çocuklarına tecavüzü biri bana anlatsın!
Ne tür bir zaaftır bu anlamadım gitti. Anlayamam, anlamayacağım da. Yoksa kan beynime sıçramışken bir cinnette ben geçireceğim. İstismar kelimesini  “dokunmak-ellemek” anlamında bilirken artık “tecavüz” de eklendi. Buna da alıştırıyorlar bizi bilesiniz?
Korkacağın işi yapmayacaksın.
Bir taraftar grubundan kaçmak yerine doğru iş yapmalısın. Bu herkes için geçerli hani derler ya her zaman doğruyu söylersen ne yalan söylemiştim acaba diye düşünmene gerek kalmaz diye. Aynı hesap. Doğru ol, canımı ye…
Hayatımız çürüdü.
Alıştık ve alıştırıldık. Bir yerlerde hala bombalar patlıyor ama biz hala instagrama resim atmakla, komşunun çocuğu agugu yapmış onu izlemekle meşgulüz. Sıradanlaştık. Malum şahsın bir reklam filminde “bunlar basit, bunlar sıradan” repliğini yaşatıyoruz.
Acaba daha fena ne olabilir de uyanırız? Nasıl uyanırız? Uyanır mıyız?
Kısmet.