İktidar her gün gündem oluşturarak halkı somut hayattan uzaklaştırarak, soyut hayat yaşamaya zorluyor. Halk somut hayatında geçim derdine düşmüş, giderlerini, gelirleriyle karşılayamaz duruma gelmiş. Gider açığını ya bankadan, ya da tefeciden faizi ile aldığı paralarla gidermeye çalışıyor. Buralardan para alırken de evini tarlasını ipotek veriyor. Evi tarlası olmayanın buralardan para alması zaten mümkün olmuyor. Aldığı paranın ödeme zamanı gelince ödemesini yapamıyor. Ödemesini gelecek yıla devretmek için kooperatif müdürlerine, banka çalışanlarına, tefecilere kul köle oluyor. Kişiliklerinden ödün veriyor. Çaresizlık içinde kalmış, kafası karışmış, yolda yürürken kendisi ile konuşuyor. Etrafında olanlardan haberi bile olmuyor. Olsa da çaresizlik içinde bakıp geçiyor. Geldiğimiz  süreçte, baba oğluna, oğlu babasına yardımcı olamıyor. Halkın içinde durumu iyi olanlar daha çok kazanmak için vıjdeanlarına, insanlıklarına, inanaçlarına kilit vurmuşlar. Geçim sıkıntısı çeken akrabasına, komşusuna yardımcı olmaktan uzak duruyorlar. Çünkü yardım yaptıklarında kendilerinin de sıkıntı çekeceklerini düşünüyorlar. Geçimlerinden artan paralarını faize yatırıyor. Borsada oynuyor. Altına yatırıyor. Paraya para kazandırıyor. Yatırım yaparak üretmek, iş gücü yaratmak gibi düşünceden uzaklaşmış. Kolay para kazanma yolunu seçmiş.
        Halkın oylarını alarak devleti yöneten iktidarın görevi, halkının geçim sıkıntısını çözmek için devletin olanaklarını seferber ederek çözüm aramak değil midir. Halkına iş, aş sağlayacak yatırımlar yapmak değil midir. Sanayi yatırımları yaparak üretime dönmek değil midir. İktidarın uğraşması gereken somut gerçekler bunlar iken.
         İktidar soyut gündemler üreterek, halkın somut gerçeklerinden uzaklaşmasını istiyor. Gerçeklerle yüzleşmek istemiyor. Dini söylemleri, ırkcı söylemleri, hukuki söylemleri, eğitim söylemleri, çocuk yapın söylemleri, yazılı ve görsel yayında gündem oluşturduğu bütün söylemleri soyut gündemler. İktidar, halkına olan görevini soyut gündemlerle yerine getiriyormuş gibi gösteriyor.
         Türk halkı artık kendisinin somut gerçekleri ile ilgilenecek iktidarı seçmek için sandığa gideceğinin sinyallerini meydanlara inerek vermeye başlamıştır. Türk halkı kendisinin somut gerçeklerini çözmeyen iktidarları sandığa gömmesini bilir. Geçmişte örnekleri çoktur. 

         İktidar her gün gündem oluşturarak halkı somut hayattan uzaklaştırarak, soyut hayat yaşamaya zorluyor. Halk somut hayatında geçim derdine düşmüş, giderlerini, gelirleriyle karşılayamaz duruma gelmiş. Gider açığını ya bankadan, ya da tefeciden faizi ile aldığı paralarla gidermeye çalışıyor. Buralardan para alırken de evini tarlasını ipotek veriyor. Evi tarlası olmayanın buralardan para alması zaten mümkün olmuyor.

Aldığı paranın ödeme zamanı gelince ödemesini yapamıyor. Ödemesini gelecek yıla devretmek için kooperatif müdürlerine, banka çalışanlarına, tefecilere kul köle oluyor. Kişiliklerinden ödün veriyor. Çaresizlık içinde kalmış, kafası karışmış, yolda yürürken kendisi ile konuşuyor. Etrafında olanlardan haberi bile olmuyor. Olsa da çaresizlik içinde bakıp geçiyor. Geldiğimiz  süreçte, baba oğluna, oğlu babasına yardımcı olamıyor. Halkın içinde durumu iyi olanlar daha çok kazanmak için vıjdeanlarına, insanlıklarına, inanaçlarına kilit vurmuşlar.

Geçim sıkıntısı çeken akrabasına, komşusuna yardımcı olmaktan uzak duruyorlar. Çünkü yardım yaptıklarında kendilerinin de sıkıntı çekeceklerini düşünüyorlar. Geçimlerinden artan paralarını faize yatırıyor. Borsada oynuyor. Altına yatırıyor. Paraya para kazandırıyor. Yatırım yaparak üretmek, iş gücü yaratmak gibi düşünceden uzaklaşmış. Kolay para kazanma yolunu seçmiş.       

Halkın oylarını alarak devleti yöneten iktidarın görevi, halkının geçim sıkıntısını çözmek için devletin olanaklarını seferber ederek çözüm aramak değil midir. Halkına iş, aş sağlayacak yatırımlar yapmak değil midir. Sanayi yatırımları yaparak üretime dönmek değil midir. İktidarın uğraşması gereken somut gerçekler bunlar iken.         

İktidar soyut gündemler üreterek, halkın somut gerçeklerinden uzaklaşmasını istiyor. Gerçeklerle yüzleşmek istemiyor. Dini söylemleri, ırkcı söylemleri, hukuki söylemleri, eğitim söylemleri, çocuk yapın söylemleri, yazılı ve görsel yayında gündem oluşturduğu bütün söylemleri soyut gündemler. İktidar, halkına olan görevini soyut gündemlerle yerine getiriyormuş gibi gösteriyor.         

Türk halkı artık kendisinin somut gerçekleri ile ilgilenecek iktidarı seçmek için sandığa gideceğinin sinyallerini meydanlara inerek vermeye başlamıştır. Türk halkı kendisinin somut gerçeklerini çözmeyen iktidarları sandığa gömmesini bilir. Geçmişte örnekleri çoktur.