Dün Ordu Büyükşehir Belediye Başkanı Sayın Enver Yılmaz sosyal medyada "fındık çuvalına sarılıp yatağa giren üretici" fotoğrafı vardı. O fotoğraf Karadenizlinin derdini mizahla anlatma biçimine örnek olurken, o fotoğraftan derste çıkarmalıyız.

Hatta durumdan vazife çıkarmalıyız.

 

Örneğin; Büyükşehir iseniz, "TEDES-medes" gibi teknolojik zamazingoları kullanıp kavşak tuzakları hazırlayabiliyorsanız; köy, mahalle belde gibi yerleşim yerlerinin güvenliğini de sağlayın. O zaman üretici, köylü, fındıkçı, çiftçi, tarımcı adına ne derseniz fındığını evinde depolayabilsin. Fındık çuvalına sarılıp yatmak zorunda kalmasın!

Ya da fındık sektörünün meslek örgütleri ile ortak proje geliştirip, her ilçede birer lisanslı depo kurun. Çünkü Büyükşehir belediyeleri klasik belediye hizmetlerinin yanı sıra bölgesel kalkınmadan, tarımım gelişmesinden de sorumludur.  

 

***

Karadeniz Fındık İhracatçıları Birliği Başkanı Sayın Edip Sevinç, geçtiğimiz haftasonu Ordu'ya geldi. Efendim Fındık Tanıtım Grubu (FTG) olarak bir proje yapmışlar. Güya fındık yeşil kokarcası fındığı tehdit ediyormuş. Fındığı tehdit etmeyen mi var? Amerikan beyaz kelebeğinden, küllemeye, dalkırandan fındık kurduna, domuzdan tosbağaya, kaplumbağadan fındık faresine, çakaldan kunduza kadar hepsi peşindedir.

 

Bula bula Garip Yeşil Kokarca'yı  mı buldunuz.

 

Yıllardır fındık toplarım. Bir adet kokarcaya ya rastlarsınız ya da rastlamazsınız. Birkaç fındığın yeşil kabuğundan yararlansa ne olur? Onu ilaçlayacağız diye harcadığınız para bir yana doğaya, atmosfere zarar vereceksiniz. O kimyasal madde atmosfere ve yeraltı sularına karışacak. İnsana ve doğaya zarar verecek. Onlar umurunuzda değil. Kimya sanayi kazanacak, onun ticaretini yapanlar kazanacak, siz de ürettiğiniz proje ile güya reklâm yapacaksınız.

Fındık üreticileri iki ayaklı iyi parfümlü kokarcalardan korkuyor. Üretimin, verimin, kalitenin artması değil derdiniz;  fındık piyasası üzerinde baskı kurmak, fiyatları aşağıya çekmek.

Sektörün yabancı devleri 50 milyar, 100 milyar dolar ciro yaparken, bizim toplam ihracatımız 3 milyar doları bulmuyor. Sizler de "Gürcü fındığı bizi tehdit ediyor" diye sızlanıyorsunuz.

 

Fındığın mamul yapın, çikolata sanayinde marka olun, inovasyon yapın, ar-ge yapın, Sagra gibi yeni tesisler kurun, güç birlikleri oluşturun, kümelenin de görelim. Nerede üniversite sanayi işbirliğiniz, nerede bilimsel sempozyumlarınız, panelleriniz, toplantılarınız. Nerede bölgesel ya da yerel kalkınmaya yönelik projeleriniz? Aile şirketleriniz işe sahip çıkan oğullarınız, kızlarınız, gelin ya da damatlarınız olmazsa kurumsallaşmadan, büyümeden yok olup gidiyor. Onunla ilgilenin!

 

****

Sonuz, herkes üzerine vazife olmayan işleri değil, vazife olan işleri yaparsa sorunlar çözülecek...