Sizin de çok iyi bildiğiniz gibi en az Düşmanlarımız kadar yazı yazmak zorundayız.
Zamlara karşı yazı yazmak zorundayız. Çünkü zamlar dur durak bilmiyorlar. Anayasamızın maddeleri içeriği hukuk devleti olmanın gereği acaba zam yapılabilir mi: Zamların kaynağı anayasada var mı yok mu? Eğer varsa bir diyeceğiminiz olmaz. Ama yoksa zamlar Anayasamız çiğnenerek zamlar yapılıyorlar diyeceğiz.
Anayasamızın 166.madesini, birlikte okuyalım ve karar verelim. Daha doğrusu kararı siz verin. Anayasa madde 166. Aynen yazıyorum. Birlikte okuyalım:
Ekonomik, sosyal ve kültürel kalkınmayı, özellikle sanayiin ve tarımın yurt düzeyinde dengeli ve uyumlu biçimde hızla gelişmesini, ülke kaynaklarının döküm ve değerlendirilmesini yaparak verimli şekilde kullanılmasını planlamak, bu amaçla gerekli teşkilatı kurmak Devletin görevidir.
Planda milli tasarrufu ve üretimi artırıcı, fiyatlarda istikrar ve dış ödemelerde dengeyi sağlayıcı, yatırım ve istihdamı geliştirici tedbirler öngörülür; yatırımlarda toplum yararları ve gerekleri gözetilir; kaynakların verimli şekilde kullanılması hedef alınır. Kalkınma girişimleri, bu plana göre gerçekleştirilir.
Yani Hükümet bir plan yapacak bu planda ise:
Planda milli tasarrufu ve üretimi artırıcı,
Fiyatlarda istikrar ve dış ödemelerde dengeyi sağlayıcı,
Yatırım ve istihdamı geliştirici tedbirler öngörülecektir. Kaynakların verimli şekilde kullanılması hedef alınacaktır.
Yani Anayasamız Hükümete bu konuda sınırsız yetki vermemiştir. Ya Anayasa ne yapmıştır? Hükümete yetki ve görev verirken bir çerçeve çizmiş ve bu çerçevenin dışlına çıkmayın emrini, vermiştir Yani ne olacak. Fiyatlarda istikrar olacak ve dış ödemelerde denge sağlayacak. Şimdi bu anayasa metni görüldüğü gibi Türkçe yazılmıştır. Fiyatlarda istikra sağlanacak Dış ödemlerde denge sağlanacak.
Fiyatlarda istikrar var mıdır? Yoktur. Dış ödemelerde denge var mıdır? ( Bu madde aynı zamanda İhracat ve ithalatta açık verilmeyecek demektir.) Ama gel gör ki, Herkes bu maddeleri böyle anlamıyor. 3 Kasım 1983 tarihinde Sayın Turgut Özal’a TSK iktidarı verirken Bir ABD Doları 184 TL idi. Bu gün 1 Eylül 2023 te ise, 26.680.000 TL dir. Bir ABD Doları kaç misli artmıştır. 26 680 000:184=14560 misli artmıştır. Bu ne demektir. 1983 ten bu yana iktidara gelenler bir biri ardından açık bütçeler yaparak TL mız düşman paralarına karşı 14560 defa ezdirilmiştir. Bu olay gaflet midir? Dalalet midir? Yoksa daha başka bir şey midir? Ne yazık ki Türk Milleti, bu yıkılışın mimarlarını oyları ile desteklemiştir. Bu eylemin bir izahı var mıdır yok mudur?
Anayasa Fiyatlarda istikrarı emrediyor. 1983 ten sonra iktidara gelenlerin hepsi de arka arkaya bir istikrar içinde ABD Dolarını 145.000 Misline çıkarmışlardır. Fiyatlarda istikrar yoktur ama fiyatların yükselmelerinde istikrar vardır. Cumhuriyetimizin 100. Yılına fiyatlarda değil ama fiyatların yükselişinde istikrarla giriyoruz.
Paramızın değerini açık bütçeler yaparak ve açıktan para basarak düşürenlerin yaptıkları Atatürk'e göre bağımsızlığımızı yok etmektir. İsmet İnönü'ye göre de Türk milletini tam manasıyla iflasa sürüklemektir. İkisini toplarsanız karşımıza çıkan sonucun anlamı biraz derin ve acı kaçmıyor mu? Atatürk mevzubahis olan vatan ise gerisi teferruattır direktifini TBMM ve Hükümete değil de acaba kime veya kimlere vermiştir.
CHP ve DENK bütçe
Açık bütçelerle Cumhuriyetimiz 6 sıfır atılmış ucube bir para birimine geçmiştir. CHP Cumhuriyetimizi kuran partidir. Bunun için Atatürk direktifine uygun hareket etmek ve Ata yoluna devam etmek zorundadır. Atatürk direktifine bir göz atalım bakalım:
Bugünkü savaşmalarımızın gayesi tam bağımsızlıktır. Bağımsızlığın bütünü ise ancak mali bağımsızlıkla mümkündür. Mali bağımsızlığın korunması için ilk şart bütçenin ekonomik bünye ile orantılı ve DENK olmasıdır. M. Kemal Atatürk
Atatürk bu direktifi ile CHP’ yı kapsam dışı tutmamıştır. CHP ye, tüm iktidarlara ve muhalefete DENK bütçe yapmayı ilk şart olarak emretmiştir.
Türkçe olan bu direktifi, Türkçe olarak böyle anlıyor ve böyle yazıyoruz.
NOT- 1: Eylül 2023 dünya barış günü idi. Dünyaya ve tüm insanlığa ismi, konulmamış barış günü Atatürk tarafından hediye edilmiştir. “ Yurtta sulh cihanda sulh” Atatürk’ün özdeyişidir. T.C. Anayasasının başlangıç bölümüne de alınmıştır.
NOT- 2: İzninizle kendim için kısa bir not yazacağım. Uzun zamandan beri mide ve barsak şikâyetlerim vardı. Halen KORU Hastanesi Genel Cerrahi bölümü şefi olan ( E) Hv. Tbp. Tümgeneral Prof. Dr. Sadettin Çetiner’e gittim. O da GATA Eğitim ve Araştırma Hastanesi ( GATA artık bir Askeri Tıp Akademisi değildir) Gastroenterolojiye gönderdi. Orada Gastroenteroloji bilim dalı Başkanı Prof. Dr. Mustafa Gülşen mide ve kalın barsak endoskopisi uyguladı. Midede Safra reflüsü ( Safranın mide öz suyuna karışması) tespit edildi, Reçete ve ilaçlarla tedavi oldum. Her iki, meslektaşımıza, kardeşlerimize ilgi ve başarılı müdahaleleri için gönülden teşekkürlerimi sunuyorum.
Bugün Türkiye’de açık bütçelere ve enflasyona rağmen ayakta kalabilenler sadece tedavi kurumlarımız yani hastanelerimizdir. Bu ters gidişe devam edersek bu kurumlarımızı da, içinde görev yapan üstün hizmet veren yetkin bilgili kardeş hekimlerimizi de kaybedeceğiz.