Çözüm odaklı terapi, yalnızca sorunların üzerinde durmak yerine sorunlarınıza çözüm bulmanızı sağlar. Bu nedenle, belirli problemleri çözmek için başarıyla kullanılmış olan çözümlerden oluşan bir çalışmayı temsil eder. Bu terapi, iyi sonuçlar almak için göz önünde bulundurmadığınız alternatif çözümleri keşfetmeyi amaçlar.

Çözüm odaklı terapi, sıradan, rutin veya daha erişilebilir bir mantıkla çözülemeyen sorunlara çözüm bulma sanatı olarak tanımlanabilir. Pek çok durumda, terapistler tüm sağduyulara aykırı olabilecek kaynakları kullanırlar. Bu kaynaklar katı şemalar altında saklanmış oldukları için önceden erişilemez durumda olan imkanlar sunar.

Çözüm odaklı terapi, sorunları çözmek için problemlerin doğası hakkında fazla bilgi sahibi olmanız gerekmediğini söyler. Hastalar gerçekten değişmeyi istiyorlar ve bunun için doğru kaynaklara sahip olmak istiyorlar.

Çözüm odaklı terapi amaçları

Bu terapi bir soruna yeni bir çözüm bulmayı amaçlamaktadır. Bireylerin problemleri çözmek için rasyonel, mantıklı ve analitik düşünceyi kullanmalarına yardımcı olur.

Bu, açık terapi hedefleri belirleyerek, çözüm için önceki girişimleri inceleyerek, istisnalar hakkında (problemin ortaya çıkması gereken fakat çıkmayan anlar) araştırma yaparak, alternatif çözümler arayarak ve yeni çözümler uygulayarak elde edilir.

Çözüm odaklı terapinin temel dayanağı

Tüm sorunların bir çözümü var. Bu, bu yaklaşımın ilk temel dayanağıdır. Çoğu zaman aynı çözümü bir probleme uygulamaya odaklanıyoruz. “İnsan aynı taşa iki kez takılan tek hayvandır” sözünü hatırlayın.

Bilişsel olarak, daha ileriye gitmenin ve farklı çözümler bulmanın veya daha iyi çalışan şeyleri bulmanın maliyeti yüksektir. Bu nedenle aynı stratejileri uygulamakta ve benzer sonuçlar elde etmekte ısrar ediyoruz.

Öte yandan, bir grup insana belirli bir sorunun çözümünü sorarsanız, sorduğunuz insan sayısı kadar çözüm elde edeceğiniz kesindir. Bu, bir şeyi yapmanın her zaman birden fazla yolu olduğu anlamına gelir.

Bazen, bu çözümler alışılmadık, gayri resmi görünebilir veya sorunla doğrudan bir ilişkisi olmayabilir. Bu nedenle, benzer problemi olan insanlar farklı çözümler bulabilirler. Dolayısıyla odak noktası sorun değil, çözümdür.