“Gerçek anlamıyla bir demokrasi hiçbir zaman var olmadı ve var olmayacak.”
(Jean-Jacques Rousseau)
* Ben bir hekim, hem de “Koruyucu Hekimlik” ilkesini benimsemiş, Nusret Fişek Hocamızın bir öğrencisi olarak, ülkemizdeki KADIN CİNAYETLERİNİ yazarken abartmıyorum; Nefesim daralıyor, kalbim sıkışıyor. İnanın yazmaktan utanıyorum. Ama farkındalık oluşturmak gerekirse, yazmak zorundayım. Bu böyle biline!..
*
Konuya ilgi duyan arkadaşlarım bilirler; Haziran ayında da 49 kadının ölümü basına yansıdı. Bunların 22'si kadın cinayeti, 27’si ise şüpheli ölüm olarak belirtilmiştir.
*
Öldürülen kadınlardan 6'sı kendi hayatına dair karar vermek istemesinden, 2'si ekonomik bahane, 13'ü ise nedeni tespit edilememiş olarak kayda geçmiştir. Bunlardan 1’i ise çocuğun velayetini almak istemesinden dolayı öldürülmüştür. Öldürülen 22 kadından 9'u evli olduğu erkek, 3'ü tanıdığı, 4'ü birlikte olduğu erkek, 1'i eskiden evli olduğu erkek, 2'si eskiden birlikte olduğu erkek, 1'i oğlu, 2'si akrabası tarafından öldürülmüştür.
*
Kadınların 12'si evinde, 4'ü sokakta, 3'ü iş yerinde, 1'i de otelde öldürülmüştür. Ölen kadınların yüzde 55'nin evlerinde öldürüldüğü vurgulanmıştır.
*
Kadınların 12'si ateşli silahla, 6'sı kesici aletle, 1'i darp edilerek, 2'si boğularak öldürülürken, 1'i de motosiklet çarpması sonucunda hayatını kaybetmiştir.
*
Bu verileri Kadın Cinayetlerini Durdurma Platformu sayesinde öğreniyoruz. Kendilerini ve verileri bize ileten sevgili Aziz Muhammet Ulubaş’a teşekkür ediyorum. Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu, kısaca KCDP, 2010 yılında, artan kadın cinayetlerine son vermek isteyen kadınlar tarafından kurulmuş bir platform olup, "Özgecan Aslan cinayeti" protestolarıyla basında geniş yer aldığını unutmayalım. Keşke ülkemiz hiç bir kadının, daha doğrusu hiçbir insanın cinayetlere kurban gitmediği bir ülke olsa da, KCDP’de bu alanın yerine Koruyucu Hekimlik ile ilgili bir platform oluştursa ve adı da “Koruyucu Hekimlik Platformu” olsa…
*
İçimiz kan ağlıyor dostlarım. Bilmeden biryerlere gidiyoruz gündüz gece…
*
Sözlerimi fazla uzatmadan ve sizleri fazla üzmeden Aşık Veysel’den bir dörtlükle bitireyim. Aklımıza gelmiyor değil, acaba Kadın Cinayetlerinin Sırrını Toprak mı gizliyor? Üzerine de merhem mi sürüyor? Ne dersiniz?…
Bütün Kusurlarımı Toprak Gizliyor
Merhem Çalıp Yaralarım Düzlüyor
Kolun Açmış Yollarımı Gözlüyor
Benim Sadık Yarim Kara Topraktır