Hayatımızın macerası, kendimizi şartsız koşulsuz sevmeye başlayınca başlar, çünkü tüm hayatımız boyunca, eninde sonunda, beraber yaşamak zorunda olduğumuz insan, yine kendimiziz. Kendimizi sevmek, en başta sahip olduğumuz karakteri kabul etmek ile başlar; hatalarımızı ve başarılarımızı, hem iyi hem de kötü yanlarımızı.
Ancak kendini sevmek, öyle hemen olacak bir şey değildir. Sosyal açıdan kabul görmek adına yerine getirmemiz gereken bir takım toplumsal kıstaslar olduğu söylendi hep bize. İnsanlar ile aramızda bir bağ kurabilmek için, başkalarının bize hayran olması için uğraştık da durduk.
Zaman içerisinde, başkaları tarafından kabul görmeye bağlı olan o saçma dürtümüzün bizi ne kadar da mutsuz bir insan haline getirdiğini, kendimizden ne kadar uzaklaştığımızı görüp, kendi hayatımızı başkalarının bize bakış açısına göre şekillendiği için kendimizi nasıl kabul edeceğimizi anlayamaz olduk.
Varlığımızın değerinin bizim sandığımızın da ötesinde olduğu, işimizde iyi ya da kötü olmak ile ilgilisi olmadığını, doğru şeyi yapıp yapmamak ile bir ilgisi olmadığını anlamak çok büyük bir çaba ister. Sahip olduğumuz değerler her zaman için ruhumuzun en derin köşelerindedir, biz nasıl isek aynen öyle görünür ve her şeye rağmen bizim sevilmeyi hak ettiğimizi bilir.
Ben sevilmeye layığım
Hepimiz sevgiye layığız. Sık sık sevgiyi kendimiz dışındaki kaynaklarda arıyoruz, çünkü sevgiye ulaşmak için , bir şeyler başarmanın, yapmanın ya da bir şey olmanın gerekli olduğu anlatıldı duruldu bize.
Gerçekte ise, sadece “var olmak” yeterlidir. duygularımızı ifade etmek gibi temel ihtiyaçlarımıza yönelmek daha da zor bir hal alır.
Bize herhangi bir değer katmayan ya da hayatlarımıza yeni bir akış açısı getirmeye sıradan meseleler ile meşgul oluyor ve kendimizi bunun gibi durumlarım endişelendirmesine izin veriyoruz. Hayat boyunca öğrenmiş olduğumuz tüm korkularımızdan ötürü, beklentilerimizden, akla hayale gelmez tutkularımızdan ve karar alma yetimizi kaybettiğimizden dolayı acı çekiyoruz.
Başkalarını sevmek için kendini sevmek
Gerçekten saf duygular sevmeyi başarabilmenin ilk adımı, hayatın kıymetini bilerek, kendini sevmektir. Kendimizi anlayamayacağız, böylece kendimizi anlayıp saygı göstereceğiz. Kendimizi anlayabilmek ve kendimize saygı duymak adına, nasıl hissettiğimizin farkına vararak ve bu hayatta neye ihtiyacımız olduğunu bilerek, kendimize önem değer vererek, kimseyi yargılamamalıyız.
Çoğu zaman, sahip olduğumuz karakterden uzaklaşır, kendimize dikkat etmez, neye ihtiyacımız olduğunu umursamaz ve bu sebepten ötürü, kendimize vermeye üşendiğimiz değeri, dikkati ve tüm enerjimizi başkalarının ihtiyaçları için harcarız.
Başkalarını iyi sevmek için kendini sevmek esas meseledir; aynı zamanda, başka bir insandan sevgi görebilmek, bize sunabileceği sevgiye güvenmek adına kendimizi sevmek de önemlidir. Eğer kendimizi sevmeye başlayamazsak, değer vermeyi öğrenemezsek, başka insanların bize getirdiği harika şeyleri kabul etmenin de bir manası olmaz.