İslam dinince kabul edilen ve her yıl kutlanan iki bayramdan birisi olan Kurban Bayramı bu sene 15.10.2013 – 18.10.2013 tarihleri arasında kutlanacaktır. Hükümetin “idari izin” vermesiyle kamu çalışanları ve devlet memurları 12 Ekimle20 Ekim arasında 9 gün tatil yapacaktır. Peki nedir bu bayramın tarihçesi, kutlanış hikayesi; neden bu bayramı kutluyoruz ve “kurban” kesiyoruz?
Kutsal kitap Kur’an-ı Kerim’de yazan bilgilere göre ilk “kurban” tecrübesi Hz. İbrahim zamanına uzanmaktadır. Allah’a oğlu olması için yakaran Hz. İbrahim’in “oğlu olması halinde onu Allah’a kurban edeceğini” söyler. Allah ona bir güzel oğlan çocuğu verir. Çocuk büyüyü Allah Hazreti ibrahime verdiğin sözü tut ve oğlunu bana kurban et der Bu olay Kuran’da şöyle tasvir edilmektedir:
“İbrahim ‘Ey Rabbim, bana iyilerden (bir oğul) ihsan et’ dedi. Biz de kendisine yumuşak huylu bir oğul müjdeledik. Oğlu yanında koşacak çağa gelince, ‘Ey oğlum, ben seni rüyamda boğazladığımı görüyorum, bir düşün, ne dersin ?’ dedi. (İsmail) Babacığım, sana ne emir olunuyorsa yap. İnşaallah beni sabredenlerden bulacaksın.’ dedi. Her ikisi de Allah’a teslim oldular (Allah’ın emrine boyun eğdiler). İbrahim, oğlunu şakağı üzerine yatırdı. Biz de ona şöyle seslendik: ‘Ey İbrahim, rüyana gerçekten sadakat gösterdin, şüphesiz ki bu apaçık bir imtihandı.’ Dedik ve ona (İsmail’e karşılık ) büyük bir kurbanlık fidye verdik.
İslam’da ilk Kurban Bayramı ise: 624 yılında Medine’de, Hz. Muhammed’in Müslüman cemaate kıldırdığı “ilk kurban bayramı namazının” ardından vermiş olduğu hutbede kurban kesmenin faziletlerinden bahsetmesi, Allah’a adanarak kesilecek kurbanın kazandıracaklarını açıklaması ile beraber kutlanmıştır. Bu tarihten sonra da bu gelenek Müslümanlıkta dini bayram şeklinde süregelmiştir. Hz. Muhammed kendisi de ilk Kurban Bayramı’nda 2 kurban kestirmiştir. Bunlardan bir tanesinin duasını: “Allah’ım! Bu senin birliğine ve senden bana gelenlere şehâdet eden bütün ümmetim namınadır.” şeklinde yaparken diğerinin duasını: “Allah’ım! Bu da, Muhammed ve Muhammed’in ev halkı içindir.” şeklinde yapmıştır. Bu da aslında kurbanın hem toplumsal hem de bireysel bir yön taşıdığına en güzel örnektir.
Kurban kesmek, maddi gücü yerinde olan, hadislerce ve İslami kaynaklarca belirlenmiş belirli “refah” kriterlerine sahip olan kişilere farz kılınmıştır. Bu vazife aslında toplumsal yardımlaşma seferberliğine bir çağrıdır. Toplum içerisinde maddi imkansızlıklar yüzünden “et ve et ürünleri” ihtiyacını karşılayamayan kişilerin en azından senede bir kez bu ihtiyaçlarını doya doya karşılayabilmeleri için bir fırsattır. Fakirlere yardım etmek, insanlık ve Müslümanlık görevlerini yerine getirmek niyetiyle kurban kesen kişi bunun sevabını kazanmaktadır. Bunun dışında “kan akıtmak”, “boğazlamak” ,”öldürmek” gibi basit ve vahşice duyguların, düşüncelerin, niyetlerin hiçbirisi kesinlikle “Kurban Bayramı” içerisinde yoktur. Kurban kesen kişilerin kesilen kurbanın etinin tamamını kendilerine saklaması yanlıştır. “Allah için kurban kesmenin” ve Kurban Bayramının maneviyatına, muhteviyatına tamamen terstir. Öte yandan, kesilen kurban etlerinin tamamının fakirlere, yoksullara dağıtılması da yanlıştır. Bunun ile ilgili olarak genel uygulamaya göre kesilen kurbanın etlerinin 3’te 1’i fakir ve yoksul kişilere, 3’te 1’i kurban kesen kişinin komşularına ve akrabalarına, kalan 3’te 1’i de kendi evine kalacak şekilde paylaştırılmalıdır.
Görüldüğü gibi Kurban Bayramı yüzyıllardır bir gelenek şeklinde süregelmektedir. Müslümanların toplumsal dayanışma örneklerinden birisi olarak modern hayatta yerini almıştır. Kesilen kurbanların etlerinden, derilerinden, her türlü nimetlerinden gerçekten ihtiyacı olan kişilerin faydalanacak şekilde dağıtılması Kurban Bayramının gereklerindendir.
Cumhuriyetimizin ilk yıllarından itibaren Kurban derileri Türk Hava Kurumuna Bağışlanmakta ve Türk Havacılığının yükselmesinde bir kaynak olarak kullanılmakta idi. Bu güzel gelenek bu bayramda hükümetimizin çıkardığı bir yönetmelik değişikliği ile kaldırılmış ve  tarikat ve cemaat derneklerine de kurban derilerini toplama yetkisi verilmiştir. Acı ama gerçek. Bu şekilde  Türk Hava Kurumu hükümetimizce bu bayramda kurban olarak seçilmiştir.
Bayram vesilesiyle Allah’ın Türk milletine akıl, bilim, ahlak, fazilet, düşünce ve milliyetçilik yolunda ilerlemeler ve başarılar bahşetmesini diler bu duygu ve düşüncelerle bütün yurttaşlarımızın ve Dünya Müslümanlarının Kurban Bayramlarını en derin sevgi ve saygılarımla kutlarım.

İslam dinince kabul edilen ve her yıl kutlanan iki bayramdan birisi olan Kurban Bayramı bu sene 15.10.2013 – 18.10.2013 tarihleri arasında kutlanacaktır. Hükümetin “idari izin” vermesiyle kamu çalışanları ve devlet memurları 12 Ekimle20 Ekim arasında 9 gün tatil yapacaktır. Peki nedir bu bayramın tarihçesi, kutlanış hikayesi; neden bu bayramı kutluyoruz ve “kurban” kesiyoruz?

Kutsal kitap Kur’an-ı Kerim’de yazan bilgilere göre ilk “kurban” tecrübesi Hz. İbrahim zamanına uzanmaktadır. Allah’a oğlu olması için yakaran Hz. İbrahim’in “oğlu olması halinde onu Allah’a kurban edeceğini” söyler. Allah ona bir güzel oğlan çocuğu verir. Çocuk büyüyü Allah Hazreti ibrahime verdiğin sözü tut ve oğlunu bana kurban et der Bu olay Kuran’da şöyle tasvir edilmektedir:

“İbrahim ‘Ey Rabbim, bana iyilerden (bir oğul) ihsan et’ dedi. Biz de kendisine yumuşak huylu bir oğul müjdeledik. Oğlu yanında koşacak çağa gelince, ‘Ey oğlum, ben seni rüyamda boğazladığımı görüyorum, bir düşün, ne dersin ?’ dedi. (İsmail) Babacığım, sana ne emir olunuyorsa yap. İnşaallah beni sabredenlerden bulacaksın.’ dedi. Her ikisi de Allah’a teslim oldular (Allah’ın emrine boyun eğdiler). İbrahim, oğlunu şakağı üzerine yatırdı. Biz de ona şöyle seslendik: ‘Ey İbrahim, rüyana gerçekten sadakat gösterdin, şüphesiz ki bu apaçık bir imtihandı.’ Dedik ve ona (İsmail’e karşılık ) büyük bir kurbanlık fidye verdik.

İslam’da ilk Kurban Bayramı ise: 624 yılında Medine’de, Hz. Muhammed’in Müslüman cemaate kıldırdığı “ilk kurban bayramı namazının” ardından vermiş olduğu hutbede kurban kesmenin faziletlerinden bahsetmesi, Allah’a adanarak kesilecek kurbanın kazandıracaklarını açıklaması ile beraber kutlanmıştır. Bu tarihten sonra da bu gelenek Müslümanlıkta dini bayram şeklinde süregelmiştir. Hz. Muhammed kendisi de ilk Kurban Bayramı’nda 2 kurban kestirmiştir. Bunlardan bir tanesinin duasını: “Allah’ım! Bu senin birliğine ve senden bana gelenlere şehâdet eden bütün ümmetim namınadır.” şeklinde yaparken diğerinin duasını: “Allah’ım! Bu da, Muhammed ve Muhammed’in ev halkı içindir.” şeklinde yapmıştır. Bu da aslında kurbanın hem toplumsal hem de bireysel bir yön taşıdığına en güzel örnektir.

Kurban kesmek, maddi gücü yerinde olan, hadislerce ve İslami kaynaklarca belirlenmiş belirli “refah” kriterlerine sahip olan kişilere farz kılınmıştır. Bu vazife aslında toplumsal yardımlaşma seferberliğine bir çağrıdır. Toplum içerisinde maddi imkansızlıklar yüzünden “et ve et ürünleri” ihtiyacını karşılayamayan kişilerin en azından senede bir kez bu ihtiyaçlarını doya doya karşılayabilmeleri için bir fırsattır. Fakirlere yardım etmek, insanlık ve Müslümanlık görevlerini yerine getirmek niyetiyle kurban kesen kişi bunun sevabını kazanmaktadır. Bunun dışında “kan akıtmak”, “boğazlamak” ,”öldürmek” gibi basit ve vahşice duyguların, düşüncelerin, niyetlerin hiçbirisi kesinlikle “Kurban Bayramı” içerisinde yoktur. Kurban kesen kişilerin kesilen kurbanın etinin tamamını kendilerine saklaması yanlıştır. “Allah için kurban kesmenin” ve Kurban Bayramının maneviyatına, muhteviyatına tamamen terstir. Öte yandan, kesilen kurban etlerinin tamamının fakirlere, yoksullara dağıtılması da yanlıştır. Bunun ile ilgili olarak genel uygulamaya göre kesilen kurbanın etlerinin 3’te 1’i fakir ve yoksul kişilere, 3’te 1’i kurban kesen kişinin komşularına ve akrabalarına, kalan 3’te 1’i de kendi evine kalacak şekilde paylaştırılmalıdır.

Görüldüğü gibi Kurban Bayramı yüzyıllardır bir gelenek şeklinde süregelmektedir. Müslümanların toplumsal dayanışma örneklerinden birisi olarak modern hayatta yerini almıştır. Kesilen kurbanların etlerinden, derilerinden, her türlü nimetlerinden gerçekten ihtiyacı olan kişilerin faydalanacak şekilde dağıtılması Kurban Bayramının gereklerindendir.

Cumhuriyetimizin ilk yıllarından itibaren Kurban derileri Türk Hava Kurumuna Bağışlanmakta ve Türk Havacılığının yükselmesinde bir kaynak olarak kullanılmakta idi. Bu güzel gelenek bu bayramda hükümetimizin çıkardığı bir yönetmelik değişikliği ile kaldırılmış ve  tarikat ve cemaat derneklerine de kurban derilerini toplama yetkisi verilmiştir. Acı ama gerçek. Bu şekilde  Türk Hava Kurumu hükümetimizce bu bayramda kurban olarak seçilmiştir.

Bayram vesilesiyle Allah’ın Türk milletine akıl, bilim, ahlak, fazilet, düşünce ve milliyetçilik yolunda ilerlemeler ve başarılar bahşetmesini diler bu duygu ve düşüncelerle bütün yurttaşlarımızın ve Dünya Müslümanlarının Kurban Bayramlarını en derin sevgi ve saygılarımla kutlarım.