Bir zamanlar binmişiz bir alamete gidiyoruz kıyamete denilmiştir. Kısa kısa bazı konuları yazalım ve siz karar verin nereye götürülmekteyiz.

Tutuklu vekillerin sorgulanması tutuklanması özel mahkemelerde davalarının görülmesi Anayasaya aykırıdır.

Avukat Mehmet Cengiz Ulusal Kanalda açıkladığına göre;  Anayasamızın 83. Maddesine göre Tutuklu Milletvekillerinin derhal serbest bırakılmaları gerekir. Çünkü bu madde diyor ki: Türkiye Büyük Millet meclisi üyesi hakkında secimden önce veya sonra verilmiş bir ceza hükmünün yerine getirilmesi üyelik sıfatının sona ermesine bırakılır.

Bu maddeyi daha açık ve Sayın Adalet bakanımız Sadullah Ergin'in de anlayacağı şekilde söylersek.Hükümlü bir bay veya bayan milletvekili seçilirse derhal tahliye edilir kalan ceza milletvekilliği sona erdikten sonraya bırakılır.

Bu maddeyi Sayın Özel yetkili mahkeme savcıları ve hâkimlerinin de anlayacağı şekilde yazarsak. Milletvekili hiç bir şekilde tutuklanamaz ve hapsedilemez. Her türlü cezaların infazı milletvekilliğinin sona ermesine bırakılır.

İş bu kadar açıktır. Türkiye’miz artık denilebilir ki: Anayasaya göre idare edilememektedir.

 

 

Hiç bir davada ( Ergenekon ve Balyoz davaları ) bu kadar çok kitap yazılmamıştır. Çünkü c hiçbir mahkemede bu kadar hukuk usul kanun ve hatta Anayasa ihlalleri yaşanmamıştır. Bu kitaplar alınmalı okunmalı ve dostlara da ulaştırılmalıdır. Onlar gerçekleri gözlemleri ile yazan esir kahramanlarımızın geçiş dönemi kitaplarıdır. Türk milleti bu dar geçitten de geçecektir.

Ne mutlu Türküm diyene, Egemenlik kayıtsız ve şartsız milletindir, Bu büyük millet esir yaşamaktansa ölsün daha iyidir, Hattı müdafaa yoktur sathi müdafaa vardır, Siz orada yalnız düşmanı değil ayni zamanda milletin makûs talihini de yendiniz

Söze konu kitaplar ayni zamanda olaylara bu ilkelerle yaklaşan kitaplardır.               

  Avrupa Birliği Veya Eski Adı İle Ortak Pazar Nedir?

Avrupa birliği yani ilk adı ile Ortak Pazar. Nedir bu Ortak Pazar. İşte cevabı. Türkiye İşçi partisi Genel sekreteri Orhan Arsal cevap veriyor. Ne zaman?  1965 te. Ve diyor ki; " Evet ortak pazar ama onlar ortak biz pazar". Yabancı sermaye içinde Sayın Hocaların Hocası Prof. Dr. Sadun Aren ise şöyle diyordu." Yabancı sermaye Türkiye’mizi baştan sona fabrikalarla donatsa bile Türk Milletinin kaderi işçi olmak ve ücret almaktan ileri gidemez." Bu sözler tarihidir, Yurtseverlerimizin ve milliyetçilerimizin sözleridir. AKP iktidarı bu konularda Milletimize bazı konularda olduğu gibi gerçeği söylemiyor. Allah taksiratlarını affetsin

                               

                            AKP Dur ve Doğru Yola dön

Balık bastan kokar. Bu gün vatandaşlarımız endişelidirler. Endişelerini GEZİ PARKİ olayları nedeniyle açığa vurmuşlardır. Endişeleri AKP iktidarının Anayasaya uymayan, tarihimize uymayan, Atatürk ilkelerine uymayan, bilime uymayan, Yüce dinimizin ilkelerine uymayan, yalan söyleyebilen, çalabilen,  milletin varlığını yok pahasına satabilen bu memlekete bir çivi bile çakmayan bazı kişileri bünyesinde barındırmaktan kaynaklanmaktadır. Çare her mahalleye muhbir kutusu koymak değildir.Çare DENK bütçeye ve Laik eğitime dönmektir. Durmak yok yola devam değil yolumuzu Atatürk yoluna Anayasa yoluna yüce peygamberimizin yoluna ve hatta "OKU" emrini veren Yüce Yaratan ALLAH yoluna döndürmektir. Yolunuz açık olsun başarılar dilenir.                          

 

          Sayın Prof. Dr. Renan Pekünlü’nün Cezası Nedir?

Bu karar çok düşündürücüdür. Bir defa Sayın Hocamız Renan Pekünlü’nun başına gelenleri biliyorsunuz. Türbanını çıkarmayı kabul etmeyen bir öğrenciye demiştir ki : . Türbanını çıkar okula öyle gel. Bu eylemi nedeniyle eğitim hakkının kullanılmasını engellemek suçu ile 2 seneden fazla ceza verilmiştir. Bu davranışı eğitim hakkına tecavüz vs. gibi eğitimin engellenmesi kabilinden bir suç olamaz. Neden. Çünkü hocamız yönetmeliği ve Anayasa mahkemesi kararlarını uygulamıştır. Öğrenciyi nedensiz yere derse almamak kastı ile hareket etmemiştir. Bu uygulamanın amacı eğitim ve öğretimi engellemek değil ki. Yönetmelikleri YÖK karalarını ve Anayasa Mahkemesi kararlarını uygulamaktır. Bir defa sucun manevi unsuru yani kasıt yoktur. Bu kararı veren mahkeme onaylayan Yargıtay hukuku yerle yeksan etmişlerdir. Ceza kanununda sucun manevi unsurunun varlığı mutlaka gereklidir. Yanı sucun bu amaçla işlenmiş olması şarttır. Bu açıdan baktığımızda Hukuk, hukuku uygulamak olan Mahkemelerde ve Yargıtay’da yere düşürülmüştür. Kararın düzeltilmesi yoluna mutlaka gidilmelidir.

 

Prof. Dr. Mehmet Haberal’ın  Tahliyesi

Sevgili Mehmet Haberal Hocamız 12 sene hüküm giydi ama yattığı süre göz önüne alınarak tahliye edildi. Sayın Hocamıza yapılanların özü şudur. Bilimle uğraşmayın. Organ nakli ve yanık merkezleri açmayın. Üniversite vs. gibi tehlikeli şeyler kurmayın. Kitap yazmayın yazdırmayın. Hepsi de Gâvur icadı organ nakli gibi şeylerle uğraşmayın. Sonun işte böyle olur bundan sonra da dikkatli olun denilmektedir. Mesaj Alınmıştır. Bundan sonra ameliyat yapmayacak, derslere girip organ nakli anlatmayacak, Yüce Peygamberimizi “ Bilim Çin’de bile olsa gidin alın”  Hadis-iş Şerifine uyarak Bilimi ABD gidip almayacak ben hocaya kefilim. Hoca bunları asla yapmayacak. Haberal hocamızı kucaklar içtenlikle geçmiş olsun ve bu kadardan  daha fazla olmasın dileklerimizi sunarız.