Rize Belediyesi Başkanı Sayın Prof. Dr. Reşat Kasap’a, Ordu Büyükşehir Belediyesi Başkanı Sayın Enver Yılmaz’a ve Hatay Büyükşehir Belediyesi Başkanı Sayın Dr. Lütfü Savaş’a açık mektup
Açık mektup yazmak demek Anayasamızı ihlal denmektir. Neden böyle demektir. Çünkü Anayasamıza göre muhaberenin gizliliği esastır. (Anayasa madde 22 Herkes, haberleşme hürriyetine sahiptir. Haberleşmenin gizliliği esastır.)
Bu mektup bir gizlilik ihlalidir. Ama bu arkadaşlarımız dostlarımız meslektaşlarımız belediye başkanı olmuşlardır. 2 yıldır da Ateşten gömleği giymektedirler.Onları yalnız bırakamayız onlara elimizden geldiği kadar dilimizin döndüğü kadar yardımcı olmak zorundayız. Zaman zaman destek mektuplarımız ve gerektiğinde eleştirilerimiz devam edecektir. Çünkü sizlerin başarısını istiyoruz. Ama sizlerin başarısı için gerekli zemin yoktur. DENK bütçenin ve laik eğitimlerin olmadığı ülkelerde Belediye başkanları başarılı olamazlar. Çünkü belde ve şehir belediyelerinin başarılı olmaları demek insanları bilgilerini artması kazançlarının artması demektir. Her geçen gün insanların ceplerinden paralarının sofralarından yiyeceklerinin para değeri düşürülerek alındığı zaman siz istediğiniz kadar bulvarlar yolar yapın kervansaraylar kondurun insanları mutlu etmenize imkân yoktur. Lak eğitim olmadığı zaman belediyelerin hizmetlerini yürütecek yetkin kadroları kurmanız bile imkânsızdır
Bu satırları size yazdığımız ilk mektuplardan aldık: Başarı için birçok şartlar gereklidir ama iki temel şart kaçınılmazdır. Para ve bilgi. Para yıllık bütçelerle tahsis edilir. Bilgi milli eğitimin çalışmaları ile gençlerimize verilir. Bütçeler açıksa ve milli eğitim de laik eğitim değilse. Belediye başkanları cihan allamesi olsalar da başarılı olamazlar. O zaman da size;
Olmaz ilaç sine-i sad pareme
Çare bulunmaz bilirim yareme
Baksa tabi bani cihan çareme
Çare bulunmaz bilirim yareme
……………………………………………
Şerh edemem halimi, cananıma
Çare bulunmaz birlim yareme
Şarkısını okumaktan başka bir şey kalmaz. Bu kadar kesin hükme nasıl varıyoruz. Bütçe açığı demek paranın ezilerek milletin ezilmesi demektir. Bu olay 14 Mayıs 1950 den beri tam tamına ( 64 senedir) sürüp gelmektedir. Laik eğitim yok demek. Türk milletinin dâhili ve harici bedhahlara karşı yürüteceği savunmaların gerektirdiği insan yetiştirilmiyor demektir. Bu böyle olduğu için de 1950 den beri ve özellikle AKP nin iktidara geldiği 2002 den beri Türkiye’de anayasamıza uygun, milletimizin geleceğine uygun bilime uygun Atatürk ilkelerine uygun( Kıbrıs Barış Harekâtı hariç) bir işi ve hizmeti yoktur. Böyle bir hizmetin yapılabilmesinin şartları da yoktur. Bilenler duyanlar varsa bize bildirsinler bu sütunlar bunları milletimize duyurmaya hazırdır. Hodri meydan.
Açık mektup yazdığımız üç belediye başkanımızdan ikisi AKP den seçilmişlerdir. CHP den Hatay Büyükşehir belediyesi başkanı olarak seçilen meslektaşımız Doç Dr. Lütfü Savaş ise AKP den önceki dönem belediye başkanıdır. AKP yönetimi yukarına arz ve izah ettiğimiz gibi açık bütçede laik eğitimin yok edilmesinde dörtnalla koşmaktadır. Bu yüzden de Rize halkına, Ordu halkına ve Hatay halkına hizmet sunan belediyeler zor durumdadırlar. Hele Hatay için Suriye’deki anlamsız iç savaş ve bu olaydaki izlenen politikalar nedeniyle her şey çok ama çok kötüdür. Hatay’ın yaşadığı Reyhanlı faciası ile başlayan felaketler ardı ardına zincirleme felaketlerle sürdürülmektedir. 13 yılda resmi bütçe açıklarının toplamı, yani Türk milletinin cebinden kanun zoru ile alınan paraların miktarı toplam 345 milyar TL dır. Bu kadar büyük bir meblağ paranın ceplerinden alınan bir milleti hiçbir belediye başkanı hizmetleriyle mutlu edemez.
İşte geldik işin püf noktasına. Yılmayım ürkmeyin. Eğer Yüce Peygamberimize ve Atatürk’e giderek ne yapalım diye sorarsak mesele yoktur. Onlar bize diyecektir ki:
İlim Çin de bile olsa gidin alın
Beşikten mezara bilim öğrenin
Hayatta en hakiki mürşit bilimdir.
Milletimiz belki bunları bilinçli olarak henüz kavrayamamıştır ama sofrasındaki ekmeğin her gün azaldığını yetiştirdiği evlatlarının yiyecek ve içeceklerinin azaldığını her gün yaşamaktadır. Bu nedenle de sizlerden açık bütçe ile savaşmanızı laik eğitime dönülmesi konusunda çabalarınızı beklemektedir. Milletimiz 1950 yılından bu yana açık bütçelerin neden olduğu zamlarla boğuşa boğuşa yorgun düşmüştür. Atatürk gününde 80 Kuruş olan bir ABD doları bu gün itibari ile 2.962.000 TL dır. Tam tamına 3.700.000 defa Türk parası düşman paraları karşısında ezilmiştir. İşte temel sorun budur.
Her belediye başkanı hangi partiden olursa olsun milleti tektir. Türk Milletindendir. Sistemdeki yanlışlar ve eksikler belediye hizmetlerine de yansır. Bu nedenle her belediye başkanı Açık bütçelerle, laik ve bilimsel olmayan eğitim sistemi ile mücadele etmek DENK bütçeye ve laik eğitime dönüş mücadelesinde milleti ile birlik olmak zorundadır.
Bu böyle devam ederse biliniz ki sizin başarı şansınız yoktur. Türk milletinin mutlu olma olanağı yoktur. Anarşi batağından çıkamayız. En tepedeki yöneticiler size sesleniyoruz. Balık baştan kokar siz başsınız kokuşmuşsak sizden başlamıştır. Belediye başkanı seçilen sizler; denk bütçeye ve laik eğitime dönmek mücadelesinde Türk milletine öncülük ve rehberlik yapmak zorundasınız. Aksi halde bir gün gelir “ deniz bitti dümeni nereye kıracağım” demek zorunda kalırız. Dost acı söyler. Başarırlar dilenir.