Ordu'da çilek tarlaları geliştirdik. Kesme çiçek bahçeleri oluşturduk.
Tavukçuluk ve yumurta sektörünü de bölgesel bir yatırım konusu yaptık.
Ve bu sektörler için Rusya'nın da ideal pazarlar olduğunu söyledik. Diğer yaş sebze ve meyveleri saymıyoruz. Türkiye Rus uçağını vurdu, Ruslar da bizim ihracat kalemlerimiz aracılığı ile "cüzdanımızı ve midemizi" vurdu.
Sınır tabi ki onurdur, gururdur; maddi kayıplarla ölçülemez filan.
Gerektiğinde tabi ki de "ya Allah bismillah!" da... Uluslararası rekabetin sadece silahla, askeri güçle ölçülmediğini de bilmeliyiz. Diplomasi denen bir mekanizma vardır. Öte yandan futbol terimi ile konuşacak olursak maç yapacağın rakibi de kendini de iyi tanıyacaksın ve sahada "gücünü bilerek" oynayacaksın.
Rusya ile yıllık 25 milyar dolarlık bir dış ticaret cirosu var.
Bunun 3-5 miyar doları ihracat. Gerisi ithalat. Almayız bu ürünleri olur biter diyebileceğimiz ürünler de değil. Doğalgazımız onlardan. 1 milyon ton buğday alıyoruz. Bunun dışında ihracata yönelik imalatta kullandığımız ara malları var. Turizm zaten can damarı.
Yatırımlarını Rus Turist profiline göre dizayn eden turizm işletmecileri "ilişkiler düzelmezse batarız", diyor. Doğu Karadeniz İhracatçılar Birliği yaş sebze ve meyvelerin Ruslar tarafından gümrüklerde bekletilip çürütüldüğünü veya iade edildiğini söyleyip Ekonomi Bakanı Mustafa Elitaş'tan "zararlarının devlet tarafından tazmin edilmesini" istiyor. Yani ihracatçının zararını hazine ödeyecek. Müteahhitlik sektörü de öyle.
Önceki gün Mesudiyeli 86 yaşındaki dede, Rusya Devlet Başkanı Putin ile Suriye Devlet Başkanı Esat'a verip veriştirmiş:
“Ben bu Putin’e ulaşmak istiyorum! Ulan zibidiler. Sizler gibi zibidi var mı? Ben bu yaşa geldim, bunlar gibi zibidi görmedim” diye çıkışmış. Büyüklerimizin Rusya konusundaki reaksiyonu da Mesudiyeli Dede düzeyinde...
***
Konuyla bağlantısı olur mu acaba?
Bir fakra var da... Şöyle;
Bizim Temel ve dedesi otele gitmişler.
Otelde tek bir yatak boşmuş, dede torun birlikte yatmışlar.
Gece yarısı dede Temel'i dürtüp seslenmiş:
"Temel bana karı bul."
Temel "Dede sakin ol yat."
Biraz sonra dede ikinci defa "Temel bana karı bul."
Temel "Dede sakin ol yat."
Dede biraz sonra üçüncü defa "Temel bana karı bul" deyince Temel isyan etmiş.
"Dede neye güvenerek karı istiyorsun bilmiyorum ama, tuttuğuna güveniyorsan o benimkidir."
***
Coşmak iyidir de...
Gerçekçi olmak lazım...