Bu olay Türkiye'de birçok "şeyi" değiştirecektir.
***
Hemen söyleyelim.
İşin İŞİD'e mi yoksa başka bir iş grubuna mı ait olduğu bilinmiyor.
Ortalık toz duman. Gerçek failleri bulmak zaman alabilir.
Ama ilk tepkiler IŞİD denen radikal 'İslamcı' terör örgütünün bu menfur katliamı yaptığı yönünde. Hükümet uzun süredir dış politikada yanlışlar yapıyordu. Bunu Türkiye'nin bir önceki "1 Numarası" olan Abdullah Gül söylüyor. Hatta dünkü olay sonrası, Sayın Gül, "işte dış politika gözden geçirilsin, derken bunları demek istemiştim" diye yeni bir beyanda bulundu.
***
Türkiye'yi yönetenler bir süredir ateşle oynuyor.
Radikal İslamcı terörist gruplara açıktan olmasa ve resmen kanıtlanmasa bile güçlü delillerle göründüğü gibi şirinlik yapıyor. Kendilerine yöntem olarak terörü seçenlerin bir gün silahı size de doğrultabilecekleri hesaplanmadı. Şimdi "Türkiye'ye karşı komplo yapılıyor. Arkasında faiz lobisi var. Üst akıl kurguladı" gibi hamasi suçlamalar yavan kalacak.
Olay olur olmaz sosyal medyada konuya ilişkin birçok devlet adamının, siyasetçinin, gazeteci ve yorumcunun ifadeleri yer aldı. Nerede ise tamamı AKP hükümetini, iktidarı suçlayan nitelikte. Yargısız infaza kaçılmasın ama Perşembe'nin gelişinin Çarşamba'dan belli olduğunu söylemek abartı olmaz.
İktidar özellikle sınır coğrafyamızda 'komşularla sıfır sorun' diye yola çıkıp bol sıfırlı sorunlar yaratacak oyunlara girdiler. Başkalarının evine 'taş' atıldı. Atatürk'ün "yurtta sulh cihanda sulh" ilkesi dış politikada terk edildiği için üzerine vazife olmayan girişimler, haddini aşan ve uluslararası politikaya uymayan hamleler Türkiye'yi bugünkü manzara ile karşı karşıya getirdi..
Yani AKP rüzgar ekti, Türkiye fırtına biçiyor.
***
Olay sonrası sosyal medyadaki mesajlardan biri şöyle idi:
"Ülkede patlayan bombaları önleyemediği için şerefiyle istifa etmeyen bakan,
güvenlik ve istihbarat yöneticilerini kulağından tutup atacaksın!"
***
Millet 7 Haziran'da "kulağından tutup" atamadı ki.
O yüzden bu memleketin daha çok çekeceği var...