Genel seçimlere sayılı günler kaldı. İllerde, ilçelerde adaylar kıyasıya çalışıyor, mücadele ediyor. Adaylar seçildikten sonra, şirketlerden, akçeli işlerden, çıkar ilişkilerinden tümü ile ‘bağımsız’ kılınmalı, mal varlıklarındaki değişiklikler izlenebilmeli,  seçilenler tüm zamanlarını kendilerini seçenlerin mutluluğu için çalışmaya ayırmalıdır. Anti demokratik maddeleri olan İç güvenlik yasaları değil, siyasi etik yasası  çıkarılmalıdır. Siyasi seçim harcamaları kimler tarafından, nasıl yapılıyor, kaynağı nedir bunun sorgulanması, şeffaf olunması gerekir diye düşünüyorum.

Seçime doğru vaatlerin havada uçuştuğu, hatta bazı adayların yapılması mümkün olmayan şeylerin vaat ettikleri herkes tarafından biliniyor.  Bazıları seçilirse hep birlikte kanatlanacaklarını, Avrupa’yı, Amerika’yı yakalayacaklarını, bazı adayların ise seçim sonrası ‘nasıl olsa unutulur’ diye atıp tutuğunu gözlemliyoruz, bazı adaylarda kendilerini ‘yoksulun sesi’ olarak lanse ediyor. Elbette dileğimiz bunların unutulmaması, gerçekleşmesidir.  Verilen sözlerin tutulması, siyasal etiğin temel koşulları olmalıdır. 

Seçimlerden hemen sonra bir izleme komitesi kurularak partilerin, adayların vaatlerinin tutulup tutulmadığı izlenmelidir. Sonuçlar kamuoyu ile paylaşılmalıdır. Özgürlükçü, çoğulcu demokrasi, bu güne kadar insanoğlunun bulabildiği en iyi yönetim biçimi olmuştur. Sorgulamak lazım, sorunsuz mu, kusursuz mu verilen cevap hayırdır. Şimdilerde olduğu gibi demokraside her şey tozpembe değil, sorunlar, krizler, rejimin ruhuna aykırı gelişmeler yaşanıyor.

Demokrasilerin vazgeçilmez unsuru olan siyasi partilerin yöneticilerinin otoriter eğilimleri nedeniyle zaman zaman sekteye uğruyor. Türkiye’de Sayıştay denetimi olmadan bütçe yapıp mecliste sayısal çoğunluğa denetim yapılmadan Sayıştay raporu olmadan oylatmak demokrasiye yakışmıyor. Yine hukuk sistemini siyasetin emrine, bir Bakana bağlamak hiç yakışmıyor, özgürlükleri kısıtlamak demokrasilerde olmaz. 

Bütün demokrasilerde sivil toplum hükümetlerinin, hesap vermeleri, siyasetin finansmanı daha şeffaf hale gelmesi, seçimlerde daha adil olunması daha çok demokrasi için şart olduğu da bir gerçektir. Demokrasi arzu ettiğimiz rejimdir ama sorunları vardır, sadece sandığı işaret etmek yetmez. Demokrasinin yaşaması ve başarısı için sürekli mücadele etmek gerektiği ortadadır. Demokrasi aynı zamanda ülkesel bütünlük ve toplumsal barış, kuvvetler ayrılığının olduğu bir rejim olmalıdır.