Bu gün Türk milleti zor bir geçitten geçmektedir (4) yazısını yazıyoruz. Gidiş o gidiştir ki 1 Kasıma kadar da aynı başlıklarla daha çok yazı yazmak zorunda kalacağız.  Ama önce geçmiş Kurban Bayramınızı kutlayalım. Bu acı kurban bayramı geçirdik. B u nedenle Kurban bayramı kutlaması da biraz acımsı oldu. Sunuyorum.

“Müslümanlık tektir ve o da Yüce Yaratan tarafından Yüce peygamberimize vahiy edildiği şekildedir. 29 Ekim 1923 te her karış Anadolu toprağı  şehit kanları ile sulanarak kurulan Müslüman Türkiye Cumhuriyetidir. Denize dökülerek Anadolu’yu yeniden  Haçlı yurdu yapamayan haçlılar 30 Ekim 1923 te Cumhuriyetimizi yıkmak üzere harekete geçmişlerdir.  Ne imiş Atatürk'ün kurduğu Cumhuriyet dinsizmiş. Oysa durum tam tersidir. 

Yüce yaratanın ilk emri "OKU" dur.

 Yüce Peygamberimizin   Hadis-i Şerifleri ise;

 "Bilim Çin'de bile olsa gidin alın" 

Ve  Beşikten mezara bilim okuyun" dur. 

Kutsal dinimizin  Bu emirleri de Atatürk tarafından hayata geçirilmiştir.  Bunu ben mi söylüyorum. Hayır Mehmet Akif Ersoy söylüyor. (*)Açıklanan nedenlerle Atatürk'e ve Cumhuriyete düşman olan düşünceler Türk milletine ve her karış toprağı kanları ile  sulayan yüce şehitlerimize de düşmandırlar. Dâhili ve harici bedhahlar bu gün çok ilerlemişlerdir.

Atatürk'ümüzün gününde:

 5 Kuruş olan Bir simit 1.000.000 TL dir. 

Yine Atatürk gününde 10 Kuruş olan Acı patlıcanın kilosu 2.000.000 TL dir. 

25 Kuruş olan Kuru soğan 1,500.000 TL

15 Kuruş olan Patates 2.000.000 TL 

20 Kuruş olan ekmek 1,500.000 TL dir. 

80 Kuruş olan bir ABD doları 3.000.000 TL dir.

Bu acı rakamlar  Türk milletine tuzak kurulduğunu ve yenildiğini yaşadığımız bu bayramın Türk milletine haram edildiğini gösteren rakamlardır. Bayrama siyaset sokulmaz bu kurala uyuyor ve 1 Kasımda AKP yi baraj altına sürme bayramında buluşmak üzere hepinize nice nice bayramlar dileklerimle sevgi ve saygılarımı arz ediyorum. Op. Dr. Aytekin Ertuğrul”

 

(*) Mısır'da 11 yıl kaldım. Fakat bir 11 saat daha kalsaydım artık çıldırırdım. Sana halisane( gerçek) fikrimi söyleyeyim mi; İnsanlık da Türkiye'de, milliyetçilik de Türkiye'de, Müslümanlık da Türkiye'de, hürriyetçilik de Türkiye'de. ALLAH BENİM ÖMRÜMDEN ALSIN MUSTAFA KEMAL'E VERSİN

Mehmet Akif Ersoy

İstiklal Marşımızın Yazarı

Sinan Meydan: Atatürk ile Allah arasında. Bir ömrün hikâyesi. İstanbul 2012 S. 673-679

Yazarların Görevleri Nedir?

Biz bu yazıları alın teri akıtarak göz nuru dökerek neden yazıyoruz. Gelecekte Müslüman Türk milletinin dünyada hak ettiği mutlu ve güvenilir bir Cumhuriyete ( Denk bütçe, laik eğitim ve Devletçiliğe dayalı) kavuşması için öyle değil mi?  O halde ilk hedefimiz bizi 14 Mayıs 1950 de mutlu güvenli denk bütçeli laik eğitimli duraktan alarak bu karanlık dehlizlere getiren dâhili ve harici bedhahlardan ve gaflettekilerden kurtulmaktır. Demokrasilerde bunu tek  yolu sandıktan geçer. O zaman Türk milletinin doğru rotaya dönmek için gösterdiği çabalara “Milli reaksiyonlara” bilim feneri ile katılmak ve onun doğru karar vermesine yardımcı olmakla mükellefiz. Bizi Türk milleti bu günler için ve bu amaçla yetiştirmiştir.

Bazı yazarlarımız okumaz ve anlamazdırlar. NEDEN böyle ağır bir söze gerek gördük? 14 Mayıs 1950 tarihinde iktidara gelen demokrasi kahramanları!!!!!!!! bir ABD dolarını 280 kuruştan 3.000.000 TL ye çıkaran bir politikayı harici bedhahlarla işbirliği halinde yürütmüşlerdir. Bu apaçık bir hıyanet-i milliyedir. Bunlara karşı da “Milli reaksiyonlar” oluşmuştur. Siz bu ihanete ne diyorsunuz. Bir türlü bunu açıklamıyorlar lafı eveleyip geveliyorlar. Siz yazsanız da yazmasanız da tarih onların, devamcılarının ve hatta bu günkülerin bu eylemleri nedeniyle tarihe not düşmüştür. 14 Mayıs 1950 ve sonrası günümüze kadar dönemine " Hıyanet-i Cumhuriyet" dönemi adını vermiştir. Gerisi lafı güzaftır.

Türkiye Cumhuriyetini İdare Edenler Kimlerdir.

Türkiye Cumhuriyeti " Demokrasi bizim içi amaç değil araçtır" diyen bir grup tarafından idare edilmektedir. İşte bu  kadar oluyor. Demokrasilerde insanların sofrasından yiyeceklerinin ceplerinden paralarının alınması demek olan açık bütçe asla yapılamaz. İnsanların diğer ülkelerin hak ve menfaatleri için yapacakları saldırılarda kendi ülkelerini korumak için bilim eğitim demek olan laik eğitimden asla vaz geçilemez. Geldiğimiz noktada acılar kardeş kavgaları iç harp provaları bulunmaktadır. Anayasamızın yasak ettiği bir süreç yaşanmaktadır. Ama gel gör ki DENK bütçeye ve laik eğitime dönmek için sorumlu olanlar bir çaba içinde görünmüyor.

Tartışma ve Sonuç

Bu bayram buruk ve acı geçti. 1 Kasımda Türk milleti bayram yapmaya hazır olsun. Eğer 1 Kasımda bayram yapmak istiyorsak milletimizin 1 kasında doğru karar vermesi için onu doğru bilgilendirelim DENK bütçe laik eğitim ( Bilime dönme) bayrağımızı yükseklere dikelim. Türk milletinin 9 Eylülde 7 düveli denize döken gerçek Müslüman, bilim ve hukuk peşinde koşan bir millet olduğunu dâhildeki ve hariçteki bedhahlara gösterelim. Yüce Yaratana, yüce peygamberimize, Türk Milletine, Atatürk’ümüze inanıyoruz. Türk Milleti cebimizden paralarımızı soframızdan yiyeceklerimizi alarak bizi yok etmek için uygulanan politikalara son verecektir. Türk Milletine inanıyoruz ve ona güveniyoruz.

Başarılar dilenir.