Dün yenen hurmaları hatırlatır.
Ak Partinin iki Genel Başkan Yardımcısı. Biri Prof. Dr. Numan Kurtulmuş...
O Sadet Partisi'nden kurtulmuş gelmiştir.
Diğeri de yine Ak Parti Genel Başkan Yardımcısı Sayın Süleyman Soylu'dur.
O da Demokrat Parti'den soy kütüğünü söküp gelmiştir.
Yani başka iki muhalif siyasetten "transferler" iki koltuğu kapmışlardır.
Koltuklarının ve yeni yuvalarının hakkını vermeye çalışıyorlar.
Biri Ordu'dan diğeri de Trabzon üzerinden çalışıyor.
Siyasette her ne kadar "dün dündür, bugün bu gündür" dense de geçmişte yaptıklarınız bir gün önünüze konulur. Beşer ve balıklar unutsa bile "Google Amca" unutmaz. Ona sorun "Süleyman Soylu Recep Tayyip Erdoğan için ne demişti?" diye
O şipşak zaman tüneline girer yanıtı da "şak" diye ortaya koyar:
Mesela Süleyman Soylu demiş ki:
"Başbakan padişah olmak istiyor."
"Bu hükümete zıkkımın kökünü göstereceğiz."
"Hükümet yolsuzluk çukurunun içinde."
"Başbakan rantın babasını getirdi."
"At üzerinde duramayan ülkeyi de yönetemez."
"Daha neler demiş" dedi diye sormuyoruz."
***
Peki şimdi ki Süleyman Soylu Trabzon'da ne diyor:
"AK Parti'nin gücü millettir, sandıktan çıkan oylardır."
"Erdoğan'a her gün Menderes'in idam fotoğrafı gösterildi."
"AK Parti sadece bir siyasi parti değildir, bu medeniyetin rengidir, ışığıdır, sesidir."
"Başkanlık sistemi hukukun bağımsızlığının, tarafsızlığının olduğu sistemin adıdır."
" AK Parti sayesinde Türkiye ve Trabzon abat oldu."
***
Eskiden okullarda bilmece yarışmaları yapılırdı.
Onlardan bilmecelerden biri de, "Ben giderim o gider, yanımda tin tin eder" diye başlardı.
Cevabı da bildiğiniz gibi "gölge"dir.
Fakat yanımızda giden ve "tin tin" eden sadece gölgemiz değildir.
Aynı zamanda söylediklerimiz de peşimizden gelir.
Ve böyle "tin tin" eder.