Anlamsız şeylere gülmeye değer, arada sırada ciddi şeylere de gülmeye değer. Herkes her gün en azından bir anlık sükuneti, ve bir anlık da kaosu tatmayı hak eder. Sadece yapmaya değer olanı yapın, ve sahip olmaya değer olana sahip olun.
Nasıl bugün size iyilik yapan biri birkaç güzel kelime duymayı hak ediyorsa, en kötü günlerinden birini yaşayan ve bunun hıncını sizden çıkaran kişi de sizden aynı muameleyi görmeyi hak eder. Çünkü en kötü anımız, aslında en çok sevgiye ihtiyaç duyduğumuz andır.
Her gün sorunlarımızdan bahsettiğimiz, hep bizi dinleyen kişi, bu kişi kendimiz bile olsak, bizden birkaç soruyu duymayı hak eder. Uzun süre oturduktan sonra, sabırla kendi sırasını bekleyen vücudumuz güzel bir yürüyüş yapmayı hak eder.
Yüksek binalara gizlenip başımızı dışarı çıkarmaya fırsat bulamasak da, havaya, güneşe, rüzgara ve yağmura, doğayla aramızda bağ kurdukları için her zaman hak ettikleri değeri vermeliyiz.
Küçük ahşap bir kutuda kilitli tuttuğumuz, asıl olmak istediğimiz kişiye bizi götürecek anahtara sahip olan o rüyalar bir fırsatı hak ediyor.
Para için nelerden vazgeçtiğimizin farkında olmamızda bir kötülük yok. Bilgi birikimimize hiçbir şey olmayacak ve işimizi kaybetmeyeceğiz ancak telafisi olmayan kısıtlı zamanımızdan vazgeçeceğiz. Zamanımızı öldürüyor olsak da, bizden nefret edenlerin ve canımızı acıtmak için bize hatalarımızı hatırlatanların inadına her an iyileşme fırsatına sahibiz. Çünkü bizim için de hayat buna değer.