Yazımızın başlığını neden böyle koyduk. BU yeni yıla da açmazlarla girdik de ondan Açmazlar demek bilim yolundan sapmalar demektir. Birinci açmaz terörde dir.
 
Akademisyenler bildiri yayınlıyor ama bildiride terörün nedenlerine bilimsel olarak bir cümle ile bile değinilmemiştir. Bilim olmayan yerde çözüm de olmaz. 14 Mayıs 1950 tarihinden bu yana Türkiye Cumhuriyetinin yönetimi bilim ve hukuk verilerine göre yapılmıyor. Yani dinimize uygun yapılmıyor. Peygamber efendimizin Hadis-i Şeriflerine uygun yapılmıyor. Atatürk ilkelerine uygun yapılmıyor. Şimdi bu konuda daha önce yazdıklarımı kopyalama yöntemi ile tekrar sunuyorum.
Her şey 14 Mayıs 1950 de başladı her geçen gün ilerleyerek değişerek bu günlere geldik. O zaman 280 kuruş olan bir ABD doları bu gün üç milyondur. İşte büyük ihanet budur. Türkiye Cumhuriyeti DENK bütçe yaparak parasını koruyamamıştır. İnsanını da koruyamıyor. Esas mesele budur. Terörle mücadele ile teröristle mücadele ayrı ayrı şeylerdir. Terörle mücadele ekonomik kültürel bir bütünlük arz eder. Denk Bütçe+ Laik eğitim+ Devletçilik öncülüğünde karma ekonomik uygulamalarla terör ancak önlenir.
 Oysa  teröristle mücadele ise özel kuvvetlerle teröristleri yok etmek demektir. Terörle bilimsel anlamda mücadele 14 Mayıs 1950 den beri hiç yapılmayan bir mücadeledir. Devlet  Açık bütçeler yaparak ve laik eğitimden uzaklaşarak teröre adeta  davetiye çıkarmıştır/çıkarmaktadır. Terörün istatistiği de vardır. 2004 te hazinemizin altın alım gücü 7,34 ton idi. 2015 te ise 4,8 tona inmiştir. Nüfus ise 7 milyon artmıştır. İşte terörün kaynağı ve istatistikleri bunlardır. Devlet adamı olmayınca devletin neresi düzelecek de bilinemiyor ve Türk Milleti Anarşi batağından çıkamıyor. Yazıklar olsun.
 
Bu yıl da Gazetecileri İşten Attırmaya Devam yılıdır.        
Akşam Gazetesi Köşe yazarı Gülay Göktürk işten kovuldu. Bu ne demektir. Bu şu demek ileri demokrasi ilerleye ilerleye Akşam gazetesine kadar ulaştı demek. Sevinçli bir haber demek. İleri demokrasi demek ileri Başkanlık sistemi demektir.  Geçenlerde Türkiye'mizin tek ve yegâne YÖK'oloji uzmanı Prof. Dr. Tahir Hatiboğlu kardeşimize dostumuza ve eskimeyen arkadaşımıza uğradım. Konu orda da başkanlık sistemi idi. Türkiye’de zaten başkanlık sistemi uygulanıyor. Başkanlık sistemi uygulanan yerler  felç demez mi. Nerde uygulanıyor diye sorunca YÖK te ve Belediye Başkanlıklarında dedi. Evet, gerçekten de öyle. Oralar tek kişi hâkimiyetinde her taraf değilse de büyük bir bölümü yolgeçen hanına dönmüş durumda ne kontrol var ne denetleme var. Sayın Cumhurbaşkanımız da İstanbul belediyesi başkanı olduğu zamanki Başkanlık günlerini özlemiş dedi. Ve ekledi: Başkanlık sistemini biz en iyi şekilde uygulamış bir milletiz. Ne zaman?  Yunan Haymana'ya kadar geldiği zaman. TBMM toplanmış çare olarak Mustafa Kemal Paşanın kanun çıkarma ve başkomutanlık yetkileri dâhil bütün yetkilerle donatılmasına cephede Ordunun başına Başkomutan olarak geçmesine karar vermiştir. Türk işi başkanlık işte budur. Biz bu Türk işi başkanlığa taraftarız. Ama şimdiki başkanlıktan kasıt;
- Bir ABD doları 1.320.000 TL den 3.000.000 TL ye çıktı ama yetmez 5.000.000 TL ye çıksın  diyorsanız ve bunun için başkanlık istiyorsanız
- Bir gram altın 18.000.000 TL den 105.000.000 TL ye çıktı ama yetmez 150.000.000 TL ye çıksın diyorsanız
- Bir çeyrek altın 24.000.000 TL den 167.000.000 TL ye çıktı ama yetmez diyorsanız
- Siz asgari ücretlerle 10 çeyrek altın alınırken eğer biz bunu 6 çeyrek altına düşürdük ama yetmez 4 çeyrek altına inmelidir diyorsanız ve bütün bunlarla ilgili bir yazınız bir karşı görüşünüz, bir karşı çıkışınız yoksa biz size başkanlığı filan veremeyiz. Diyenler de olacaktır. Nitekim deniliyor. Hâkim güç tarihte böyle yazanlar böyle düşünenleri ortadan kaldıran güçtür. Gülay Göktürk'e geçmiş olsun. Bir süre kullandılar baktılar ki bu eskisi kadar rahat kullanılamıyor. Bir cümlesinde " başkanlık bunu da düzeltecek mi" diye sorması var ya işte bu soru onun başını yedi. Kesip attılar. Burada tartışacak anlaşılmayacak hiç bir şey yok.
 
Yayın Yasakları İle Bombalama olaylarının failleri bulunamaz bilakis saklanır.
Her bomba olayından sonra olay yerine ambülans daha henüz gelemeden yayın yasağı konulması adet oldu. Yayın yasakları Antidemokratik ülkelerde devletin yaptığı yanlış uygulamaların halktan saklanması amacıyla uygulanır. İnsanoğlu çiğ süt emmiştir denilir. İstanbul ve Ankara’da uygulanan yayın yasaklarında acaba patlamanın failleri mi saklanmaya çalışılıyor. Yoksa aktif bit kamuoyu desteği sağlanarak faillerin yakalanması daha kolay mı sağlanabilir. Bu yayın yasağı bizi ister istemez patlamanın saklanmasından faillerin yakalanmamasından kimin çıkarı var sorusunu sordurmaktadır. Atatürk bizimdir. Yolunda ve izindeyiz demekle olmaz onun gösterdiği yoldan gitmek uygulamalarından faydalanmak zorundayız. Yıllar evvel o demiştir ki: Fikir hürriyetinden doğan sakıncaların giderilmesi yine fikir hürriyeti ila sağlanır. Hala daha sana yetişemedik bizi bağışlayacak mısın büyük atam. Eski bir şiirimden bir dize ile yazımızı sonlandıralım.
Bir yeni yıl geldi
Sayrılıklarla açlıklarla yokluklarla
Bir yeni yıl geldi eskisi gibi