CHP önceki genel başkanı Kemal Kılıçdaroğlu 2 Aralık günü Sözcü gazetesinde ‘’Bugün, toplumsal ittifakı sağlayarak yeni bir gelecek inşa etmek zorunda olduğumuz zor bir dönemin tam da başındayız… Tarih ‘biz’ olamayanların hüsranını, tarih arenasından sessizce silinip gidişini anlatan hikayelerle doludur. Esneklik ve birlikte çalışma, yeni yönetim anlayışımızın önemli taşları olmalıyken, değişimi kavrayamayan ve gerekli olduğunda ‘değişim’ ile ‘adapte olmayı’ karıştıran yapıların tarihin yaprakları arasında nasıl unutulduğunu gördük’’.

Bu açıklamalardan da anlaşılacağı gibi Kılıçdaroğlu, Kurultay kaybını ‘bir türlü’ içine sindirememiş, yerel seçimlerde elde edilen başarı bile tekrar genel başkan olma isteğini azaltmanın aksine geri gelme isteğini daha da artırmış! Değişim ile adapte olmayı karıştıranların tarihin yaprakları arasında unutulacağını iddia ediyor!

Bir gün sonra 3 Aralık’ta İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, İstanbul İl Danışma Kurulu Toplantısında, CHP’de aylardır bitmeyen ‘’Kurultay dedikodularına’’ karşı, ‘’Partimiz, her an kurultay olabilir dedikodularına muhatap edilen partimize karşı bir süreç yönetilmekte. Bu dedikoduların kaynağının parti dışı çevreler olduğu apaçık ortadadır ama dedikodu ateşine odun taşımamak hepimizin görevidir. CHP demokratik bir partidir ve şartları oluşursa her an bir kurultay söz konusu olabilir. Bunun tartışılacak hiçbir yönü yoktur. Demokratik bir haktır ve özgürce kullanılır ancak kurultay çağrısı yapmak ve çıkıp açıkça imza toplamaya başlamak başka bir şeydir. Her an kurultay olabilir dedikodusu üretip yaymak ve sanki partinin böyle bir gündemi varmış gibi ortaya çıkmak başka bir şeydir. Daha sekiz ay önce yapılan seçimlerden Türkiye’nin birinci partisi olarak çıkmış, daha üç ay önce seçimli de olabilecek türde tüzük Kurultayı’nı olgunlukla bitirmiş ve tamamlamış, bütün muteber anketlerde birinciliğini koruduğu geleneksel oy yüzdesini de kalıcı biçimde yukarılara taşıdığı görülen bir partiyi sanki olağanüstü kurultay ihtiyacı varmış gibi göstermek, gösterilmesine vesile olmak asla kabul edilemez. Hele de ülkenin bugünkü şartlarında böyle davrananlar kesinlikle halkın gönlünde vicdanında kendilerine asla yer bulamazlar. Kurultaylar partisi olarak anıldığımız günleri artık geride bıraktık. Bundan sonra kurultay dedikoduları partisi de olmayacağız, olmaması gerektiği yerde de son derece mücadele vereceğiz’’.

İmamoğlu parti kulislerinde sürekli olarak gündemde tutulan ‘her an kurultay’ olabilir tartışmalarına karşı kurultay ihtiyacının olmadığına yönelik bir çıkışı daha öncede yapmıştı. Anlaşılan bu tartışmalar kesilmeyince tekrar bu çıkışı yapma gereği hissetmiş olmalı ki il danışma kurulunda bu yönde çok net bir çıkış daha yaptı.

İmamoğlu’nun bu konuşmasının ardından, kurultay talebinde olanlar hep birden organize olmuş biçimde sosyal medya üzerinden ‘kurultayın bir hak’ olduğundan tutun buna ‘birilerinin’ karar vermeyeceği yönünde yoğun paylaşımlar yaptılar.

Evet, İmamoğlu da kurultay istemenin demokratik bir hak olduğunu bununda nasıl olacağının tüzükte açıkça belli olduğunu, gereğinin yapılmasını yapılmıyorsa partiyi sürekli olarak kurultay tartışmaları içinde tutmanın anlamsız olduğu ve partiye zarar verdiğini dile getirmektedir.

Kurultay isteyenler yönetimi beğenmiyor, partinin kötüye gittiğini söylüyorlar ama kamuoyu araştırmalarının hiçbiri bunu doğrulamıyor. SONAR’ın Eylül ayı genel seçim anketinde CHP % 36.6, AKP % 25.1’dir. Mesela ORC 25-28 Kasım kamuoyu araştırmasına göre CHP % 31.2, AKP % 28.1 olarak gözüküyor. Eleştirenlerin döneminde hiçbir zaman birinci olmayan CHP 47 yıl sonra birinci olduğu gibi 22 yıl sonra il kez AKP’yi geçmiş ve halen birinciliğini korumaktadır.

CHP’deki kurultay tartışmalar, belirsizlik havası elbette iktidarın istediği tartışmalardır. CHP’ye umut bağlayan iktidar mağduru, iktidarın değişmesini isteyen kitlelerde CHP’ye olan güven, güven kaybına ve umutsuzluğa yol açabilir.

CHP bütün bu tartışmaları halkın iktidardan bunaldığı, CHP’ye yönünü döndüğü, CHP’nin umut olması gerektiği bir dönemde. Hem de içerde ve dışarda ‘yeni senaryoların’ yazıldığı, uluslararası ‘büyük projelerin’ tasarlandığı bir süreçte topyekûn geleceğe ve iktidara hazırlanması, iktidar planlarının yapılması gerektiği bir süreçte iç hesaplaşmalar ve kurultay tartışmalarıyla halkın beklentilerinden uzaklaşmaktadır.

İktidar kötü yönetim anlayışını, ekonomideki başarısızlığını, antidemokratik uygulamalarını, açlığa, yokluğa, sefalete çözüm bulamamasını uluslararası BOP projesinin bir parçası olarak sözde ülkeyi büyütme iddia ve algılarıyla ‘yeni bir oyun’ kurma çabaları içindeyken; CHP’de kurultay olsun mu, yönetim değişsin mi tartışmaları içinde boğulması anlaşılır değildir!

Ekrem İmamoğlu’nun çıkışı yerinde ve doğru bir çıkıştır…