Başlıktan yazımızın konusu apaçık anlaşılıyor. Evet Melih Gökçek ile Devlet Bahçeli’nin yaşadıkları ile Türk milletine yaşattıkları birer dramdır. Anlatalım.
Önce Devlet Bahçeli’den başlayalım
Devlet Bahçeli başında “Milliyetçi” sözcüğü yer alan MHP nin başında hasbelkader yerleşmiş birisidir. Hasbelkader diyorum çünkü MHP nin geçmişinde yer alan olumlu veya olumsuz hiçbir mücadelesinde katkısı ve başarısını bilen de yoktur gören de. Bu kadar açık mı? EVET bu kadar açık. Bunu neye göre yazıyoruz? Devlet Bahçeli’nin MHP Genel başkanı seçildiği tarih 1997 dir. 1997 de Türkiye Cumhuriyetinin durumu bu günkünden kat be kat İYİ idi. Neden bunu böyle yazıyoruz. ÇÜNKÜ?
1997 de bir ABD doları 161.000 TL idi. Bu gün itibari ile bir ABD doları ise 3.790.000 TL dir. Bölelim.3.790.000:161.000=23,5 eder. Düşünelim, Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı olan bu önemli şahsiyet ayni zaman da bir ekonomisttir. İşte bu adam genel başkan seçildiği 1997 de bir ABD doları 161.000 TL iken 3.790.000 TL ye yani 23 katına çıkaranları seyretmiş. Hatta bir ara kabinede Başbakan yardımcısı gibi önemli ve sorumlu yerde bulunarak bir ABD dolarının bu denli yükselmesini önleyecek DENK bütçe deyimini ağzına almamıştır. Bu nedenle de Türk milleti Devlet Bahçeli’yi defterinden silmiştir. Türk milleti defterinden sildiği için de son bir kurtuluş çaresi olarak. Daha Sayın Recep Tayyip Erdoğan Cumhurbaşkanlığı’na aday olacağını açıklamadan onu destekleyeceğini açıklamıştır.
Şimdi de İsmail Melih Gökçek:
Melih gökçek 1984 yılında Anavatan Partisi’nden Keçiören Belediye Başkanı seçildi. 1989 yılından itibaren Sosyal Hizmetler Çocuk Esirgeme Kurumu Genel Müdürlüğüne getirilen Gökçek , bu görevini 1991 yılı başlarına kadar sürdürdü.
1991 yılında Refah Partisine geçen Gökçek aynı yıl içinde Keçiören bölgesinden Ankara Milletvekili olarak Parlamentoya girdi. 1994 yılında ise Ankara Büyükşehir Belediye Başkanlığına seçilen Gökçek günümüze kadar aralıksız 23.5 yıl Ankara büyükşehir belediye başkanlığına seçilen kişi oldu. Ve Ankara tarihine geçti...
. İşte bu adam Ankara Keçiören Belediyesi Başkanı seçildiği 1984 te bir ABD doları 364 TL iken 3.790.000 TL ye çıkaranları seyretmiştir. 3.790.000:364=10412. Bu ne demektir. Bu şu demektir. Sayın Melih Gökçek iyi kötü küçük de olsa bir iktidarlar serisinin yetkili bir adamı iken bile ABD Doları 10400 defa artmasına rağmen hiç sesini çıkarmamıştır. Partisi AKP iktidarda astığı astık kestiği kestik olduğu dönemlerde de susmuş Doların yükselişine bağlı olarak Türk Milletinin ezilmesini sadece seyretmiştir. Doların bu denli yükselişini önleyecek DENK bütçe lafını bile ağzına almamıştır. Bu nedenle de Türk milleti Melih Gökçek’i defterinden silmiştir. Bunu gören AKP yetkilileri de siz artık Metal yorgunu oldunuz istifa edin diyerek görevinden istifa ettirilerek, Ankara Belediye başkanlığından uzaklaştırılan ilk belediye Başkanı olarak da tarihe geçmiştir.( 1)
Bakıyoruz bu adam 11. Ocak 2018 tarihli bir ABD Dolarının 3.789.000 TL olduğu yazılı bulunan “ SÖZCÜ” gazetesine içini dökmüş ve demiştir ki? “Görevden istifa etmem konusunda partime zarar vermemek için yaptığım açıklamalar dışında konuşmam”
Bu beyanından eğer açıklama yaparsam partim zarar görür anlamı çıkar mı çıkmaz mı? Siz karar verin. Ey Melih gökçek partine zarar verme çünkü partin Türk milletine verdiği zararlara devam etsin AKP'nin Türk milletine verdiği zarar nedir. İşte tek satılık zarar.
AKP döneminde bir ABD doları 1.320.000 TL den yukarıda yazdığımız 3.790.000 TL ye çıkmıştır. AKP nin dediği” Durmak yok yola devam” işte budur. Sayın Melih Gökçek AKP bu yola devam edebilsin diye mi susuyorsunuz.
Her iki liderin ve siyasetçinin dramı aynıdır. Her ikisi de Türk milletinin ezilmesine karşı seyirci kalmışlar. Her ikisi de Türk milletinin çektiği çilenin bitmesi için kalem oynatmamışlar. Her ikisi de Türk milletinin acılar içinde yaşamasını değiştirecek DENK bütçe sözünü ağızlarına bile almamışlardır. Ünlü İngiliz başbakanı Churchill'in, muhafazakâr partiden istifa ederek işçi partisine geçen bir milletvekilinin durumu sorulunca verdiği unutulmaz cevap var ya:” Batacak gemiden önce fareler kaçar. Ama batacak gemiye farelerin kaçtığını ilk defa görüyoruz.” işte bu söz bunlara da uyar mı? Uymaz mı? Bilemem. Ama AKP de izlediği politikalar ( Cebimizden paralarımızı soframızdan yiyeceklerimizi alma) nedeniyle batacaktır. Bunu biliyor ve bütün Türk milletinin ve Dünyanın da gördüğü gibi görüyoruz.
Peki Türkiye’mizin geleceğinde kim veya kimler söz ve karar sahibi olacaklardır?
Hayatta en hakiki mürşit bilimdir diyenler
Bilim Çin’de bile olsa gidip alanlar
Beşikten mezara bilim okuyanlar
Komşusu açken kendisi tok yatmayanlar.
Komşusunu aç bırakmak ve yok etmek için çabalayan harici bedhahlarla şahsi menfaatlerini birleştirmeyenler.
Milletlerine yapacakları hizmetleri düşmanlarından öğrenmek yerine kütüphanelerden/ cephelerden/ meydan savaşlarından ve tarihimizden öğrenenler.
Türk milletine 2018 de bilime dönme yolunda başlarılar dilenir.
1. Aytekin Ertuğrul: Karanlıktan çıkış yolu vardır. ( Siyasi denemeler) AKP ve Metal Yorgunluğu. S. 90. Togan yayınları 2017 İstanbul.