Ramazan bütün hızı ile devam ediyor. Aslında bu cümleyi şöyle yazmak isterdim.  Ramazan bütün güzelliği kutsallığı birleştiriciliği güzel muhasebeler yapmamıza vesile olan ilahiliği ile devam ediyor. Âmâ bize bu Ramazan ayında da güzel yazılar yazdırma hevesimizi kursağımızda bıraktılar.
Ramazan ayı barış ayıdır güzelliklerin Tüm Müslümanlara ulaştığı özel bir aydır. Ama bu özel ayı özel olarak bozmuşuz. Karşılıklı sevgiyi saygıyı hoşgörüyü arasak da bulamadığımız bir ay olmuştur.1950 yılından bu yana Türkiye Müslümanları enflasyon ve hayat pahalılığı altında inim inim inlemektedir. Bir Müslüman çıkıp da ey millet bunun çaresi, var ayağımızı yorganımıza göre uzatalım. Bütçemizi DENK yapalım dememiştir. Müslümanlığın “bilim Çin’de bile olsa gidin alın” ilkesine göre çok gerilerdeyiz. Bundan önceki yazımızı şöyle bitirmiştik.
“Müslümanlara Yüce Allah ilk emri olarak “OKU” demiştir. Ama bu güne kadar bu emri “Dâhili ve harici bedhahlar hiç uygulamadılar uygulatmadılar. Uygulayan Büyük Atatürk’e de asıl dinsizlik okutmamak ve ele güne el, avuç açmak olmasına rağmen dinsiz demekte bir sakınca görmediler. Akılları sıra Cahil Türk Milletini uyuttular. Ama Gezi olayları basiretsizlerin yönetiminde çığırından çıkınca gördüler ki Türk milleti uyumuyor.  Allah’ın ve Atatürk’ün askeri olarak görevinin başındadır. Kaybettiğimiz ve bize kaybettirilmiş bulunan dinimize dönmenin tek yolu okumak ve ayağımızı yorganımıza göre uzatmaktır. 1950 yılından bu yana bu satırların yazarı böyle inançlı bir TBMM ve hükümetini görmemiştir.”
Sadece Google den bir haber yazalım ve yaşadığımız cehennemin vahametini görelim. İnternette aynen şöyle bir haber var. 18 Ocakta 1000 TL lik ABD doları alan bir yatırımcının parası bu gün 18 Temmuz itibari ile 1090 TL olmuştur.  Bu rakamın anlamı şudur. Ocak ayından bu güne kadar her Müslüman ABD doları karşısında %9 ezilmiştir. Durmak yok yola devam sürecindeyiz. Durmak yok ezilmeye devam deniliyor. Artık Türkiye Cumhuriyetinin 34 milyar açıkla bağlanan 2013 bütçesi hiçbir yama tutmamaktadır.
Ramazan ayında bu kadar tatsız tuzsuz yazı yazılmaz. Ama tatsız tuzsuz işlerin yazısı da tatsız tuzsuz oluyor. Acıdır ama böyle oluyor. Bu nedenle affınızı dilerim.
Aslında Ramazan ayı Yüce yaratanın ”OKU” emrindeki eksiklerimizi gidermek ve Yüce peygamberimizin” Bilim Çin’de bile olsa gidin alın” emrindeki eksiklerimizi giderme ayı olmalı, Müslümanların kendi milletinden olan Müslümanlara karşı ve dünyanın diğer Müslümanlarına karşı eksiklerini gidereceği özel bir ay olmalıdır. Her Müslüman 5 eser okuyarak bu ayı tamamlamalıdır. Her yazar Müslüman âlemine bir kitap kazandırarak ibadetlerini süslemelidir. Yüce Allah’ın istediği Müslüman okuyan yazan düşünceleri bütün Müslüman âlemine ve dünyaya yayan bir kimsedir. Yani insan-i kamil bir kimsedir. Amacımız bu hedefe varmak olmalıdır.  Yüce Allah’ın “OKU” emrinin ve yüce peygamberimizin “Bilim Çin’de bile olsa gidin alın” Hadis-i Şerifinin anlamı budur. Müslümanları okutmayan ve kendisi de okumayanın Müslümanlıkla fazla bir ilgisi olamaz.
Nitekim Türk milleti 1600- 1923 arasında böyle bir acı dönem yaşamıştır. Okutulmamış ve okumamış yazmamış ve yazdırılmamış bir karanlık dönem. Bu dönemden SEVR masasında uyandık. Atatürk’le ve TBMM ile kendimiz döndük Müslümanlığımıza döndük. Karanlıklarla ve Müslüman Türk milletinin ve Müslüman Âleminin silahlı düşmanları ile CİHAT yaparak Cumhuriyetimizi kurduk. Bakınız İstiklal marşımızın yazarı Mehmet Akif Ersoy bu dönem için ne diyor:” Mısır’da 11 yıl kaldım ama 11 saat daha kalsaydım çıldırırdım. Sana halisane ( Gerçek) fikrimi söyleyeyim mi? İnsanlık da Türkiye’de, milliyetçilik de Türkiye’de Müslümanlık da Türkiye’de, Hürriyetçilik de Türkiye’de. Allah benim ömrümden alsın Mustafa Kemal’e versin”( Sinan Meydan. Bir ömrün öteki hikâyesi İstanbul 2012  S.673-679)
Bu duaya sadece âmin denilir. Ramazan ayının ibadet ayı olduğu kadar ayni zamanda Müslümanlığın eksiklerini giderme ayıdır. Okumadaki, yazmadaki Türkiye ve dünya Müslümanlarının bu gün içinde yaşadıkları acıların kökenlerini bilimde arayarak çarelerini bulmak, tereddütlerimizi ve eksiklerimizi giderme ayıdır.
Ben de bu inancıma uyarak “AKP Anayasa Mahkemesine Verilmeli midir” adlı bir kitap daha yazdım. Müslüman Türk Milletine sundum. Allah bu çabamızı kabul etsin. Gelecek Ramazanların daha büyük şereflerle daha büyük mutluluklarla daha büyük başarılarla idrak edilmesini Yüce Tanrı’dan dilerim.

Ramazan bütün hızı ile devam ediyor. Aslında bu cümleyi şöyle yazmak isterdim.  Ramazan bütün güzelliği kutsallığı birleştiriciliği güzel muhasebeler yapmamıza vesile olan ilahiliği ile devam ediyor. Âmâ bize bu Ramazan ayında da güzel yazılar yazdırma hevesimizi kursağımızda bıraktılar.

Ramazan ayı barış ayıdır güzelliklerin Tüm Müslümanlara ulaştığı özel bir aydır. Ama bu özel ayı özel olarak bozmuşuz. Karşılıklı sevgiyi saygıyı hoşgörüyü arasak da bulamadığımız bir ay olmuştur.1950 yılından bu yana Türkiye Müslümanları enflasyon ve hayat pahalılığı altında inim inim inlemektedir. Bir Müslüman çıkıp da ey millet bunun çaresi, var ayağımızı yorganımıza göre uzatalım. Bütçemizi DENK yapalım dememiştir. Müslümanlığın “bilim Çin’de bile olsa gidin alın” ilkesine göre çok gerilerdeyiz. Bundan önceki yazımızı şöyle bitirmiştik.“Müslümanlara Yüce Allah ilk emri olarak “OKU” demiştir. Ama bu güne kadar bu emri “Dâhili ve harici bedhahlar hiç uygulamadılar uygulatmadılar. Uygulayan Büyük Atatürk’e de asıl dinsizlik okutmamak ve ele güne el, avuç açmak olmasına rağmen dinsiz demekte bir sakınca görmediler. Akılları sıra Cahil Türk Milletini uyuttular. Ama Gezi olayları basiretsizlerin yönetiminde çığırından çıkınca gördüler ki Türk milleti uyumuyor.  Allah’ın ve Atatürk’ün askeri olarak görevinin başındadır. Kaybettiğimiz ve bize kaybettirilmiş bulunan dinimize dönmenin tek yolu okumak ve ayağımızı yorganımıza göre uzatmaktır. 1950 yılından bu yana bu satırların yazarı böyle inançlı bir TBMM ve hükümetini görmemiştir.

”Sadece Google den bir haber yazalım ve yaşadığımız cehennemin vahametini görelim. İnternette aynen şöyle bir haber var. 18 Ocakta 1000 TL lik ABD doları alan bir yatırımcının parası bu gün 18 Temmuz itibari ile 1090 TL olmuştur.  Bu rakamın anlamı şudur. Ocak ayından bu güne kadar her Müslüman ABD doları karşısında %9 ezilmiştir. Durmak yok yola devam sürecindeyiz. Durmak yok ezilmeye devam deniliyor. Artık Türkiye Cumhuriyetinin 34 milyar açıkla bağlanan 2013 bütçesi hiçbir yama tutmamaktadır.

Ramazan ayında bu kadar tatsız tuzsuz yazı yazılmaz. Ama tatsız tuzsuz işlerin yazısı da tatsız tuzsuz oluyor. Acıdır ama böyle oluyor. Bu nedenle affınızı dilerim.

Aslında Ramazan ayı Yüce yaratanın ”OKU” emrindeki eksiklerimizi gidermek ve Yüce peygamberimizin” Bilim Çin’de bile olsa gidin alın” emrindeki eksiklerimizi giderme ayı olmalı, Müslümanların kendi milletinden olan Müslümanlara karşı ve dünyanın diğer Müslümanlarına karşı eksiklerini gidereceği özel bir ay olmalıdır. Her Müslüman 5 eser okuyarak bu ayı tamamlamalıdır. Her yazar Müslüman âlemine bir kitap kazandırarak ibadetlerini süslemelidir. Yüce Allah’ın istediği Müslüman okuyan yazan düşünceleri bütün Müslüman âlemine ve dünyaya yayan bir kimsedir. Yani insan-i kamil bir kimsedir. Amacımız bu hedefe varmak olmalıdır.  Yüce Allah’ın “OKU” emrinin ve yüce peygamberimizin “Bilim Çin’de bile olsa gidin alın” Hadis-i Şerifinin anlamı budur. Müslümanları okutmayan ve kendisi de okumayanın Müslümanlıkla fazla bir ilgisi olamaz.Nitekim Türk milleti 1600- 1923 arasında böyle bir acı dönem yaşamıştır. Okutulmamış ve okumamış yazmamış ve yazdırılmamış bir karanlık dönem. Bu dönemden SEVR masasında uyandık. Atatürk’le ve TBMM ile kendimiz döndük Müslümanlığımıza döndük. Karanlıklarla ve Müslüman Türk milletinin ve Müslüman Âleminin silahlı düşmanları ile CİHAT yaparak Cumhuriyetimizi kurduk. Bakınız İstiklal marşımızın yazarı Mehmet Akif Ersoy bu dönem için ne diyor:” Mısır’da 11 yıl kaldım ama 11 saat daha kalsaydım çıldırırdım. Sana halisane ( Gerçek) fikrimi söyleyeyim mi? İnsanlık da Türkiye’de, milliyetçilik de Türkiye’de Müslümanlık da Türkiye’de, Hürriyetçilik de Türkiye’de. Allah benim ömrümden alsın Mustafa Kemal’e versin”( Sinan Meydan. Bir ömrün öteki hikâyesi İstanbul 2012  S.673-679)

Bu duaya sadece âmin denilir. Ramazan ayının ibadet ayı olduğu kadar ayni zamanda Müslümanlığın eksiklerini giderme ayıdır. Okumadaki, yazmadaki Türkiye ve dünya Müslümanlarının bu gün içinde yaşadıkları acıların kökenlerini bilimde arayarak çarelerini bulmak, tereddütlerimizi ve eksiklerimizi giderme ayıdır.

Ben de bu inancıma uyarak “AKP Anayasa Mahkemesine Verilmeli midir” adlı bir kitap daha yazdım. Müslüman Türk Milletine sundum. Allah bu çabamızı kabul etsin. Gelecek Ramazanların daha büyük şereflerle daha büyük mutluluklarla daha büyük başarılarla idrak edilmesini Yüce Tanrı’dan dilerim.