Eyy Kılıçdaroğlu, sen Tayyip’ten değil, yanıbaşındaki Baykal’dan kork.
RTE, koalisyon görüşmelerini Davutoğlu’na bırakmadan Baykal ile başladı, hatta işi bitirdi bile. Bundan sonra yapılacaklar göstermelik işler olacak.
Bilindiği gibi, olası koalisyon hükümeti senaryoları, komplo teorileri mevsimine girdik. Ben de kendi senaryomu, komplo teorimi belirteyim. RTE’nin CHP Milletvekili Baykal’ı çağırması, onun da hemen gidip özel 2.5 saat konuşması önemli.
Baykal, bu görüşmenin ardından partisinin genel merkezine gidip Kılıçdaroğlu’na, ne konuştuklarını anlattığını açıkladı. Biz de inandık hani. Kılıçdoroğlu inandı mı anlatılanlara bilmem. Kılıçdaroğlu’na bu görüşmenin “hava-civa” kısmı anlatıldı. Eee Baykal da haklı, “Cumhurbaşkanı bana başbakanlık verecek” diyecek hali yok ya. Tabii ki asıl konuşulanlar mezara gidecek.
RTE’nin bu tür görüşmeleri zaten hiç hayra alamet değil. Hatırlayın, iki yıldan fazla zaman önceydi, RTE kendisine karşı E-muhtıra yayınlayan Genelkurmay Başkanı Yaşar Büyükanıt’ı Dolmabahçe’ye davet etmiş, 2.5 saat süren görüşmeden sonra, Büyükanıt sessizliğe gömülmüştü. O süreçte de Genelkurmay, dolayısıyla silahlı kuvvetler emir komuta zinciri içinde RTE (AKP iktidarı) tarafından teslim alınmıştı. Bu görüşmeyi soranlara da Büyükanıt,” konuştuklarımız benimle birlikte mezara kadar gider” demişti.
Şimdi de Baykal’ın şahsında milletçe yeni bir “mezara kadar gider” görüşmesine sahip olduk.
Baykal, kuyudan adam çıkarma işini üstlendi. Seçimlerden yenik çıkan RTE’ye ip uzatan kişi oldu.
Kılıçdaroğlu AKP ile koalisyona mesafeli dururken, Yolsuzluklarla mücadeleyi ve Cumhurbaşkanının anayasal sınırlara çekilmesini koşul olarak sayarken Baykal, genel başkanının tam tersini savunuyor. Baykal’ın aynı gün yaptığı açıklama şöyle: ”Yolsuzluklarla mücadele, koalisyon protokoluna konulamaz. Birileri hakkında yolsuzluk önergesi verilebilir ama bunu bir siyasi parti olarak yapmak doğru değil”
Siyasi partinin bunu yapması doğru değilmiş. Peki kim yapacak bu işi?
Geriye kalıyor nalburlar derneği ya da elektrik tesisatçıları federasyonu. Muhtarlar derneği de bu konuda görev üstlenebilir belki.
Aslında hükümet kurma çalışması Baykal ile başladı zaten. Davutoğlu emir kulu, bekliyor.
Mezara gidecek olan sır ne mi olabilir? Şu olabilir: Davutoğlu’na hükümet kurma görevi verilir. CHP yolsuzluklar, hukuk devleti, basın özgürlüğü, emeklilere ikramiyeyi öne çıkarınca bu iş yatar.
AKP, MHP ile dener. Devlet Bahçeli de 4 eski bakanın yolsuzluğunu öne çıkarır, (son açıklamasında işin içine RTE’yi de katarak ekledi, “versin Bilal’i alsın iktidarı” dedi.) o da yatar.
HDP ile de çok sertleştiler.
Yani lafın kısası, bu turlardan koalisyon hükümeti çıkmayacak.
2. büyük parti olarak CHP Genel Başkanına başbakanlık verecek göz var mı RTE’de?
Sonunda RTE diyecek ki: “Ey ahali, bu tablodan koalisyon hükümeti çıkmıyor. Muhalefet kıvırtıyor. Ben de hükümet kurma görevini Sayın Baykal’a veriyorum. Partiler üstü, partililerin de yer aldığı ama partiler dışı teknokrat hükümeti kurulacaktır.”
“Mezara gidecek “ ikili görüşmede belirttiği gibi, Baykal’a,” CHP’den 15-20 kişi getir, bakan yapalım. Kadın, sosyal işler, spor, mutfak bakanlıklarını siz alın, istersen heykelleri yıkmadan sorumlu bakanlığa da bizim daha önce sizden devşirdiğimiz Ertuğrul beyi getirin. Böylece CHP’yi de çökertmiş, parçalamış, pardon öyle demek istemedim, CHP’yi de sayenizde iktidar yapmış oluruz. Sen de şu Kılıçdaroğlu’ndan kurtulmuş olursun.”
Geri kalan bakanlar da dini bütün AKP’li proflar, milletvekilleri, yanaşma birkaç gazeteci ile tamamlanır.
RTE elbette Baykal’ın gönlünü de okşar. Der ki, “Sayın Baykal, siz ki siyasette görmüş geçirmişsiniz. Sıradan bir milletvekili olarak bu dünyadan göçmenize benim gönlüm razı değil. Başbakan olarak gidin. Geçmişte sen bana en büyük iyiliği yaptın. Şimdi sıra bende.”
Baykal’ın kuracağı AKP ağırlıklı, RTE komutalı teknokrat hükümeti güvenoyu alır mı? diye soranlar olabilir.
Önemli değil ki, Hükümet kurulur, açıklanır, Cumhurbaşkanı onaylar. Güvenoyu almazsa bile yeni kurulacak hükümete kadar seçim hükümeti olarak görevine devam eder. Ülkeyi seçime bu hükümet götürür.
Kemal Derviş, ABD bilmem ne işleri mi? Kafanızı yormayın onlar daha kolay halledilir. Onlar zaten eldeki kuş.
Haa, son bir not: Baykal, “sen partinin Genel Başkanı varken, sıradan bir milletvekili olarak neden RTE’nin ayağına gidip görüştün?” diye eleştirenlere, “Beni bir tek o aradı” yanıtını verdi.
Bu tek cümle bile ne kadar sorunlu bir kişilikle karşı karşıya olunduğunu gösteriyor. Bu ne demek? Seni illa birileri mi araması gerekiyor? “Beni bir tek Hitler aradı, ne yapayım? Başka arayan olmayınca ona gittim“ gibi bir şey.