Türk milletinin düşmanları tarafından çok iyi bilinen buna karşılık Türk milleti tarafından daha az bilinen bir deyim ulusal egemenliktir.
Ulusal egemenlik deyimi bir Kuvayı milliye deyimidir. Ulusal egemenlik deyimini içeriğini uygulanmasını dâhilli ve harici bedhahlar hiç sevmezler ve istemezler.
Ulusal egemenlik “ Milli Reaksiyonlarla” başlayan ve bütün ulusun bu milli reaksiyonlara katılmasıyla süren çok önemli bir süreçtir.
9 Eylül 1922 de İzmir’de 7 düvelin desteklediği Yunan Kuvvetleri denize dökülmüş. Zaferimiz dünyada ses getirmiş. 4 Ekim 1922 de Ebedi Başkomutanımız Mareşal Gazı Mustafa Kemal TBMM de şu tarihi konuşmayı yaparak Ulusal egemenliği dünyaya bir defa daha ilan etmiştir
“Bu Anadolu zaferi tarihe bir millet tarafından benimsenen bir fikrin ne kadar güçlü ve yaratıcı bir kuvvet olduğunun en güzel örneği olarak kalacaktır. Ben böyle bir milletin ferdi olmakla en büyük Bahtiyarlığı duymaktayım.” ( *)
Ulusal egemenliği temsil etmeyen hükumetlerin yönetimindeki uluslar, ulusal birlik beraberlik kalkınma, kardeşlik, bilim yolunda ilerleme gibi bir ulusun varlığı ve yaşamı için temel olan konularda başarı sağlayamazlar. 14 Mayıs 1950 den beri Türkiye’de bu böyle değil midir. Ulusal egemenliğin istemediği iki şey vardır. Para değerinin düşürülmesi hayatın zamlarla yaşanmaz hale gelmesidir. Ulusal egemenliği temsil etmeyen hükumetler açık bütçe yaparak para basarlar. O takdirde de “ Milli reaksiyonlar” doğar. “ milli reaksiyonları ( bolşevik, anarşist, eşkıya, asi, terörist vs.) gibi sıfatlar vererek bastırırlar. Kurtuluş savaşımızda bizim için de Kurtuluş Savaşı veren TBMM ve hükumetine karşı bu sıfatların bir bölümünü kullanmışlardır. Şimdi gelelim 23 Nisan 1920 TBMM nin açılışına. TBMM nin açılış çağrısı aynen ve özetle şöyledir.
1- Tanrı’nın izniyle Nisanın 23. Cuma günü Cuma namazından sonra Ankara’da Büyük Millet Meclisi toplanacaktır.
2- Vatanın bağımsızlığı, hilafet ve saltanat makamlarının kurtarılması gibi en önemli ve hayati görev yapacak olan TBMM nin açılışının Cuma gününe rastlatılmakla Cuma gününün kutsallığından yararlanılacaktır.
3- Daha sonra Halife ve Padişahımızın, din ve devletimizin, vatan ve milletimizin kurtuluşu esenliği ve bağımsızlığı için dua edilecektir.
4- Bu bildirinin her araca başvurularak ve hızla en uzak köylere, en küçük askeri birliklere ülkenin bütün kurum ve kuruluşlarına duyurulması sağlanacaktır.
Tanrıdan başarılar dilenir.
Heyeti Temsiliye adına
Mustafa Kemal (*)
Ulusal Egemenlik; milletin bilim tarih ve geçmişteki mücadelelerine dayanarak daha ileri başarılar elde etmesi için kenetlenmesidir. Ulusal egemenliği istemeyenler ise dâhili ve harici bedhahlardır. Çünkü ulusal egemenliğin bulunduğu yerde ulusa zarar veren hırsızlık, cehaletin sürdürülmesi, paranın ezilerek milletin ezilmesi gibi facialara yer yoktur.
Ne yazık ki 14 Mayıs 1950 den sonra gelen tüm TBMM leri ve hükumetlerimiz Ulusal egemenliği temsilden çok uzaklarda idiler. Bu nedenle 1938 de 80 kuruş olan bir ABD doları 2.850.000 TL olmuştur. Bu yükselişi bir başka ifade ile söylersek Milli paranın kudreti beynelmilel saldırlar sonunda dahili bedhahlarca 3.400.000 defa ezilmiştir. Bu nedenle Ulusal egemenlik bayramımızı Türk Milleti 66 senedir buruk kutlamaktadır.
Ey Türk Milleti ulusal egemenliğimizi yeniden elimize almak zorundayız. İlk hedefimiz ulusal egemenliğimize yeniden ulaşmaktır. İLERİ. Bu duygu ve düşüncelerle ulusal egemenlik ve çocuk bayramımız kutlu olsun.
Kısa kısa notlar.
Ergenekon davasında yüce Yargıtay kararını verdi. Ergenekon terör örgütü diye bir örgüt yoktur. Örgüt tarafından gerçekleştirilen Hükumeti, devirmeye teşebbüs etmek vs. gibi diş evrene yansıyan bir eylem de yoktur. Anayasamız diyor ki: Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir. Türk milleti egemenliğini, Anayasanın koyduğu esaslara göre yetkili organları eliyle kullanır. Anayasa Madde 6. Yüce Yargıtay bunlardan biridir. İşte Yüce Yargıtay Ergenekon davasında ulusal iradeye ulusal hukukumuza aykırı kararları kaldırarak ulusal egemenliğe dönüş bayramında Türk milletine armağan bir karar vermiştir. Türk milleti için çifte bayram olmuştur.
Ulusal egemenliğin kaybolduğunun en önemli belirtisi ulusal paranın değer kaybetmesidir.
14 Mayıs 1950 tarihinde 3 TL olan bir ABD doları bu gün 2.850.000 TL dir. 2.850.000:3=950.000 bunun anlamı demokrasi kahramanlarımızın o tarihten bu yana ulusal egemenliği yok ettikleri ve paramızın düşman paralarına 950.000 defa ezilmesine yol açtıklarının ve ulusal irademizin elimizden aldıklarını gösteren bir delildir. Bu nedenle 66 yıldır 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramımızı buruk kutlamaktayız. Türk milleti DENK bütçeli laik eğitimli, ulusal egemenliği temsil eden TBMM ve hükumetlerine demokratik haklarını kullanarak dönecektir. Başarılar dilenir.
(*): Mahmut Goloğlu: Üçüncü Meşrutiyet. T.İş. Bankası Kültür Yayınları 2006 İstanbul 2010 S. 1547-58-59
NOT: MHP de Demokratik Genel Başkanlık Mücadelesi Nasıl Gidiyor?
14 Mayıs 1950 de Dâhili ve harici bedhahlar iktidara gelmişler ve demokrasiyi ortadan kaldırmışlardır. Bu kadar kesin karara nasıl varıyoruz. İşte böyle varıyoruz.
“ Biz demokratik rejim dedik. Demokratik rejim kurulmuştur. Demokratik rejim istikametinden ayrılıp baskı rejimine götürmek tehlikeli bir şeydir. Bu yolda giderseniz ben de sizi kurtaramam” İsmet Paşa öyle diyor. Demokrasinin 14 Mayısta bittiğini baskı rejiminin kurulduğunu söylüyor. O gün bu gündür kurulan baskı rejimlerimiz hiç eksik olmadı. Çünkü baskı rejimini zorunlu kılan tek uygulama vardır. O da bütçeleri açık yaparak bütçe açıklarını kapatmak için karşılıksız para basmak ve Türk milletinin cebinden paralarını sofrasından yiyecek ve içeceklerini almaktır. İşte o gün bu gündür açık bütçeler sürekli devam ettiğinden baskı rejimi de sürekli devam ettiriliyor. Bu günkü siyasi mücadelelerimizin temelinde açık bütçeler ve laik eğitimden uzaklaşmalar yatmaktadır. MHP deki muhalifler. En başta Meral Akşener ( Asena ) olmak üzere tek çıkış yolları kalmıştır.Bu yol DENK bütçeye ve laik eğitime dönmektir. DENK bütçeye ve laik eğitime Türk milletini götürecek siyasetlerin arkasında Türk milleti bütün gücü ile yer alacaktır. Sayın Meral Akşener’e ve diğer MHP Genel Başkanı adaylarına ( Ümit Özdağ’a, Sinan Ogan’a ve Derya Sazak’a) Türk milletine hizmet yolunda başarılar dileriz.