Geçen yazımda 2012 yılında Dünya'da olanları görebildiğim kadar anlatmaya çalıştım. Bu yazımda da ülkemizde ve yakın çevremizde yaşananları anlatmaya çalışacağım. 
Sondan başlayacak olursak, asgari ücret 35 lira artabildi. Kalkınan ülkemizin işçileri bin lira bile alamayacaklar. Bu durum ucuz iş gücü ile ülkemizi üçüncü dünya ülkeleri kategorisinde bırakacak. Sendikalaşma oranından hiç bahsetmiyorum Doğal gazın olduğu birçok kentimizde maalesef halkın büyük çoğunluğu faturaları ödeyemeyeceği için doğal gazı kullanamıyor.
Ülkemizi yönetenler, ülkemiz içinden çok müslüman ülkelerin dertlerine derman olmaya çalıştılar. Araplardan çok Filistin değil Hamas'ı meşrulaştırmaya çalıştı, ülkemizi yönetenler. Ama BM sonunda Filistin'in meşru seçilmiş başkanı Mahmut Abbas'ı BM'ye çağırdı.
Yargı ile yürütme adeta iç içe geçti. Başbakan kuvvetler ayrılığından yakındı.'önümüzü kesiyorlar. Elimizi kolumuzu bağlıyorlar'Dedi. 
Yaklaşık beş yıldır süren, gayya kuyusuna dönen, Ergenekon, Balyoz ve Oda tv davaları kördüğüm. Sonu nereye varacak bilen yok. 
Sayın Başbakanın örtülü ödenek harcamaları arttıkça artmış. Doğal olarak hesap sorulamıyor. Suriye'den gelen mültecilere yapılan harcamalar, BM mülteciler yüksek komiserliğinden tahsil edilebilecek mi?
Bu yıl dört partinin uzlaşısı ile yapılması düşünülen sivil anayasa büyük olasılıkla yeni yılda da birçok tartışmaya sebep olacak gibi duruyor.
Ciddi anlamda AKP hükümetinde iktidar yorgunluğu görülmeye başladı. Bakanların kabul ettiği yolsuzluk için bile başbakan, adeta şehircilik bakanını azarlıyor. Bülent Arınç'ı söylemeye zaten gerek yok. Köşkle, başbakan arasında ki mesafe artık gizlenemiyor.
Başbakan her hafta bir konu ortaya atıyor. Çoğu gayrı ciddi. Örneğin; 'Her kürtaj, bir Uludere'dir' diyor. İki hafta sonra unutuluyor.
Ama 2012'nin en önemli olayı 4+4+4 diye bilinen eğitim yasasında yapılan değişiklik. Hiçbir eğitim fakültesinden görüş alınmadan apar topar kavga dövüş TBMM'den geçirilen yasa ile imam hatip ortaokullarının açılması yaşama geçirilmiş oldu. Ardından Anadolu'nun her yerinde bin bir baskı ve zorlama ile imam hatip okulları açıldı.
Son olarak ta ODTÜ lilerle takıştı başbakan. Sayın Başbakan hedef büyüttü. Dünya çapında bir bilim kuruluşu olan üniversitenin öğrencilerinin yanında hocalarına da verdi veriştirdi. Bakalım daha kimler kaldı fırçadan nasibini almayan. 
Yani uzun lafın kısası 2012 yılı sayın başbakanın meydanı boş bulması ve medyanın yetersizliği nedeni ile yaklaşık böyle geçti.
Gelelim, yakın çevremize. İlimiz Muğla yeni yasa ile büyük şehir oldu. Belde belediyeleri kaldırıldı. İlk yapılacak yerel seçimde Muğla Büyük Şehir Belediyesi ve Ula Belediyesi olarak temsil edileceğiz. Bakalım bu yeni oluşum neler getirecek 
Ana başlıklarla aklıma gelenleri sizlerle paylaşmaya çalıştım. Umarım ve de dilerim ki; Tüm Dünya barış içinde, doğaya saygılı, esenlik ve mutluluk dolu bir yıl yaşar

Geçen yazımda 2012 yılında Dünya'da olanları görebildiğim kadar anlatmaya çalıştım. Bu yazımda da ülkemizde ve yakın çevremizde yaşananları anlatmaya çalışacağım.  Sondan başlayacak olursak, asgari ücret 35 lira artabildi. Kalkınan ülkemizin işçileri bin lira bile alamayacaklar. Bu durum ucuz iş gücü ile ülkemizi üçüncü dünya ülkeleri kategorisinde bırakacak. Sendikalaşma oranından hiç bahsetmiyorum Doğal gazın olduğu birçok kentimizde maalesef halkın büyük çoğunluğu faturaları ödeyemeyeceği için doğal gazı kullanamıyor.

 Ülkemizi yönetenler, ülkemiz içinden çok müslüman ülkelerin dertlerine derman olmaya çalıştılar. Araplardan çok Filistin değil Hamas'ı meşrulaştırmaya çalıştı, ülkemizi yönetenler. Ama BM sonunda Filistin'in meşru seçilmiş başkanı Mahmut Abbas'ı BM'ye çağırdı. Yargı ile yürütme adeta iç içe geçti. Başbakan kuvvetler ayrılığından yakındı.'önümüzü kesiyorlar. Elimizi kolumuzu bağlıyorlar'Dedi.  Yaklaşık beş yıldır süren, gayya kuyusuna dönen, Ergenekon, Balyoz ve Oda tv davaları kördüğüm. Sonu nereye varacak bilen yok. 

Sayın Başbakanın örtülü ödenek harcamaları arttıkça artmış. Doğal olarak hesap sorulamıyor. Suriye'den gelen mültecilere yapılan harcamalar, BM mülteciler yüksek komiserliğinden tahsil edilebilecek mi? Bu yıl dört partinin uzlaşısı ile yapılması düşünülen sivil anayasa büyük olasılıkla yeni yılda da birçok tartışmaya sebep olacak gibi duruyor. Ciddi anlamda AKP hükümetinde iktidar yorgunluğu görülmeye başladı. Bakanların kabul ettiği yolsuzluk için bile başbakan, adeta şehircilik bakanını azarlıyor. Bülent Arınç'ı söylemeye zaten gerek yok. Köşkle, başbakan arasında ki mesafe artık gizlenemiyor. Başbakan her hafta bir konu ortaya atıyor. Çoğu gayrı ciddi. Örneğin; 'Her kürtaj, bir Uludere'dir' diyor.

İki hafta sonra unutuluyor. Ama 2012'nin en önemli olayı 4+4+4 diye bilinen eğitim yasasında yapılan değişiklik. Hiçbir eğitim fakültesinden görüş alınmadan apar topar kavga dövüş TBMM'den geçirilen yasa ile imam hatip ortaokullarının açılması yaşama geçirilmiş oldu. Ardından Anadolu'nun her yerinde bin bir baskı ve zorlama ile imam hatip okulları açıldı. Son olarak ta ODTÜ lilerle takıştı başbakan. Sayın Başbakan hedef büyüttü. Dünya çapında bir bilim kuruluşu olan üniversitenin öğrencilerinin yanında hocalarına da verdi veriştirdi. Bakalım daha kimler kaldı fırçadan nasibini almayan.  Yani uzun lafın kısası 2012 yılı sayın başbakanın meydanı boş bulması ve medyanın yetersizliği nedeni ile yaklaşık böyle geçti. Gelelim, yakın çevremize. İlimiz Muğla yeni yasa ile büyük şehir oldu. Belde belediyeleri kaldırıldı. İlk yapılacak yerel seçimde Muğla Büyük Şehir Belediyesi ve Ula Belediyesi olarak temsil edileceğiz. Bakalım bu yeni oluşum neler getirecek  Ana başlıklarla aklıma gelenleri sizlerle paylaşmaya çalıştım. Umarım ve de dilerim ki; Tüm Dünya barış içinde, doğaya saygılı, esenlik ve mutluluk dolu bir yıl yaşar