Belli bir bilgi seviyesine ulaşmamış insanlara, bilgi aktarımı sorun oluyor. Ya bilgiyi anlamıyor, ya da yanlış anlıyor. Matematikteki cebir gibi. Çarpım tablosunu bilmeyen kişiye, cebir öğretilemiyor.
İnsan mükemmelliğe ulaşamadı. Yetiştiği inanç sistemine aykırı bilgileri, kabul edemiyor. Prof Dr. Ali Demirsoy'un ifade ettiği gibi ''Yedi yaşına kadar hurafeler ile beslenen beyinden, pozitif bilgiyi anlaması ve özümlemesi'' beklenmiyor.
Mevcut ve yerleşmiş düzeni bozan bilgiler, kabul görmüyor. Düzenden çıkarı olan egemenler, yeni bilgi üretenleri yok ediyor. Gerekçe her zaman vardır. İlkel kavimlerde gerekçe ''Tanrılara kurban etmek'' şeklinde gerçekleşiyordu. Hıristiyan Aleminde ''Cadı ve içine şeytan girmiş'' fetvasıyla ateşe atılıp, canlı-canlı yakılıyordu. İslam Aleminde ''din düşmanı ilan edilerek'' katlediliyor.
Sosyal değerler, bireyde belli bir psikolojik denge kuruyor. Bu dengenin bozulmasına neden olan yeni bilgiler ''kişide psikolojik sorunlar'' yaratıyor.
Kriminoloji Bilimi ''insanın doğuştan suç işlemeye meyilli olarak dünyaya'' geldiğini saptadı. Oranın yüzde 30 civarında olduğu tahmin ediliyor. Suç işlemek üzere gelen insanı engellemek amacıyla, din yoluyla, psikolojik duvar oluşturmak mümkün. Doğru bilgiler bu duvarı yıkabiliyor. Suç işlemeye meyilli birey, bilgiyi kötüye kullanma fırsatı yakalıyor.
''Her bilgi aşamasında haktır'' söylemi, doğruluk payı taşıyor. Bilgiyi özümseme aşaması, eğitim ile yükseliyor.
Bu yazıyı yazmamın nedeni, bir sonraki makaleye gerekçe olmasından kaynaklanıyor.