Mondodros mütarekesi ile Osmanlı silah bırakmış. İngiliz ve Fransızlar 13 Kasım 1918 günü İstanbulu işgal etmişler. Ermeni-Rum ve Yahudiler BAYRAM ediyor, Türkler kan ağlıyor.
Aradan iki yıla yakın bir zaman geçiyor. Fransızlar su koyveriyor. Nedeni basit. Bunlar emperyeşist ülkeler. İstanbul para kazandırmıyor. Fransız Amiral “ASKERİN YİYECEĞİ EKMEKLİK UNU PARİSDEN GETİRİYORUZ” diye şikayet ediyor.
İşgalciler bir gerçeğin farkına varıyorlar. İstanbul katma değer üretmiyor, para kazandırmıyor.
İstanbulun para kazanması TİCARETE bağlı. Üretim açısından ANADOLUYA bağlı. İstanbulun ANADOLU ile bağı kopmuş. Milli kuvvetler ANADOLUDA var gücüyle mücadele ediyor.
1917 ayılında RUSYADA SOSYALİST DEVRİM olmuş. Rusya ile ticaret yapılamıyor. Dolayısıyla İSTANBUL MERKANTİLİZMİ sonlanmış. İstanbul tam takır. Kimse para kazanamıyor. Türkler, köylerdeki evlerine gitmişler. Ticaretle uğraşan azınlıklar, işgal kuvvetlerinin ihtiyaçları üzerinden para kazanıyor.
Bu durumu yaşayarak öğrenen İNGİLİZ VE FRANSIZ kurmayı bir araya geldiler. İstanbulu terk etmeye karar verdiler. Ancak kazanımlarını da kaybetmek .istemiyorlar. İSTANBULDA, AZINLIKLARA DAYALI KONSTANTİPOL ADINDA BİR DEVLET KURUP, yetkileri bu devlete terk edip gidecekler.
Devleti kurmak için gerekçe lazım. EMLAK SAHİPLİĞİNİ esas aldılar. Çünkü, Osmanlı döneminde Türkler İstanbula yerleşemiyordu. Emlakin yüzde doksanı azınlıklara ait idi.
Olaydan İstanbul Hükümetinin haberi oldu. Padişah tapu müdürünü çağırdı. Her tapu üzerine, HİSSEDAR olarak bir TÜRK adını yazmasını emretti. İşgalciler tapu kütüğünü inceledikleri zaman, TÜRK isminin çok olduğunu gördüler. Azınlıklara dayalı devlet kurma girişimi rafa kalktı.
Heybeliada Papaz Okulundaki yetkililer işin farkına vardılar. İşgalcilere haber verdiler. Geç kalmışlardı. Zira, 30 Ağustos 1922 günlü zafer kazanılmıştı. Şimdi karşılarında ATATÜRK gibi bir komutan vardı. Beklemeyi tercih ettiler.
4 yıl on ay yirmi üç gün işgalden sonra, 6 Ekim 1923 günü ATATÜRKE selam vererek İstanbulu terk ettiler.
Şinasi KARA.