Yaptıkları garip açıklamalara bakılırsa bu yöneticilerin birbirinden farkı yok. Ancak Hiçbiri B.Arınç’ın eline su dökemez.
Yılın son açıklamasında komik demeyeyim ama yine garip sözler etti.
Genelkurmayın gizli belgelerinin bulunduğu kozmik odaya iktidar elemanları girerken Bülent Arınç’a suikast teşebbüsü ana gerekçelerden biriydi. TV yayınlarında günlerce polisiye film gibi sunuldu. Arınç da TV’lerde gevrek gevrek konuştu günlerce. Askeri görevlilerce takip edildiğini, bunun saptandığını, evinin krokisinin bulunduğu kağıt parçasının bunlardan birinin ağzında yutarken yakalandığını usta bir aktör gibi anlattı.
Aynı kişinin bir de dünkü açıklamasına bakar mısınız? Diyor ki: “Üzülerek ifade edeyim ki kozmik odaya girmek için acaba kullanıldım mı? Beni kullandılar mı? Bu odaya giriş benim üzerimden yapılmışsa bunu affetmem.”
Yani “kullanıldım, aldatıldım” diyor.
Aslında bu durumu şöyle de izah edebilirdi: Ben eve gidiyordum, bizim sokağa yaklaştığımda bana bir şişe gazoz verdiler içtim, sonrasını pek hatırlamıyorum, kendime geldiğimde, yarı çıplak halde kozmik duvarın önünde buldum kendimi. Gazozuma bir şeyler koymuş olmalarından endişe ediyorum.
Benim kurduğum bu son cümle ne kadar ciddi bir yanıtsa, bu zatın yaptığı açıklama da o kadar ciddiye alınır.
Pekii, suikast düzenlediği için yakalanan, (birinin ağzında kroki bile olan) kişiler için bugüne dek bir dava açıldı mı? Hayır. Krokinin bulunduğu o “değerli” kağıt da yok ortada.
Aldatmışlar adamı.
Bunları kim aldatıyor gerçekten?
Adalet Ağaoğlu’nun da aralarında bulunduğu bazı liberaller, ”AKP bizi aldattı, onlara inandık, onlar bizi kandırdı. Aldatıldık, aldatıldık” diye açıklamalar yapanları gördük de, sorumlu mevkide bulunan bir Bakan’ın, kendi hükümetinin icraatından yakınıp, aldatıldım, kandırıldım, kullanıldım diyeni de bu ülke keşfetti.
Ne verimli topraklardayız, kıymetini bilelim.
Bir de Ertuğrul Günay’ımız var. Onun da hakkını yemeyelim.
Kendisini unutturduğunu düşünmüş olmalı ki, ufak ufak meydana çıkıp konuşmaya başladı.
Hükümeti eleştiriyor “AKP gerici bir yapıya dönüştü” diyor (29 Aralık, Sözcü).
Soralım: AKP ne zaman ilerici yapıdaydı ki?
Kars’taki, Türkiye-Ermenistan Kardeşlik Anıtı, dönemin, yani senin Başbakan'ın RTE’nin ”yıkın bu ucubeyi” diyerek yıktırdığı zaman siz onun Kültür Bakanı değil miydiniz?
O günlerde, ”Ben başbakanın emirleriyle heykellerin yıkıldığı bir ülkenin kültür bakanlığı koltuğunda oturamam” deyip istifa etmek hiç aklınıza gelmedi mi?
Ne oldu şimdi?
Siz bakanken, heykel yıktıran AKP ilerici yapıdaydı, şimdi siz bakanlıktan ve AKP’den uzaklaştırılınca, AKP gerici yapıya mı dönüştü?
Kim dönüştü, AKP mi, siz mi muhterem?
Roboski (Uludere) savaş uçakları tarafından bombalanıp çoğu genç, hatta çocuk yaştaki 34 kişi öldürüldüğünde siz bakandınız. Bu olaydan sonra iki yıl daha bakanlık yaptınız. Hangi hukuki ve vicdani çıkışı yaptınız? O zaman, yani siz bakanken AKP gerici yapıda değildi, değil mi?
Size de mi gazoz içirdiler? “Kendime geldiğimde bir de baktım ki bakanlık da gitmiş, partiden de uzaklaştırdılar” mı diyeceksiniz?
Yeni yılın ilk siyasi gündemi Cumhurbaşkanı'nın 19 Ocak günü Bakanlar Kurulu'nu kendisinin çok odalı mekanında toplaması.
Elbette ki onun için Anayasa, yasa, masa hikaye. O tek adam. ”Cumhurbaşkanlığı üzerinde kimse vesayet kurmaya kalkmasın” diyor.
Yani bu mantığa göre, Bakanlar Kurulu’nun, her demokratik parlamenter yönetimde olduğu gibi Başbakan'ın başkanlığında toplanması “Cumhurbaşkanı üzerinde vesayet” anlamına geliyor.
Bir başka deyişle, “Bakanlar Kurulu'na, hükümete ancak ben vesayet ederim” diyor.
Olur, olur yap.
Sen istediğin yerde topla hükümeti. Hatta al hepsini evine götür, orada topla kabineyi. Götür bunları evine fotoğraf albümlerini bile göster. Ne ki bu kabine, bakanlar, hepsi kuru kalabalık. Sen her şeye yetersin. Sen en büyüksün.
Kim buna karşı çıkabilir? 
Diğer birçok gazete gibi İspanya’da yayınlanan El Pais yazmış; “Türkiye Otoriter bir liderin elinde dünyada tecrit oluyor. Demokrasiden uzaklaşıyor (27 Aralık, başyazı)."
Bunları ciddiye alma, moralini bozma böyük böyük adamsın sen.
Hadi ordan El Pais sen kim oluyorsun?
Eyy El Pais senin yüzde kaç oyun var önce onu söyle!
Çıkar cübbeni, pardon bırak kalemlerini gir seçime, çık karşıma bakalım milli iradeden kaç oy alacaksın?
Bugün yılın son günü.
Yeni yıl diktatörlüğün yıkıldığı, baskının, zulmün yok edileceği, demokrasinin, barışın, emeğin kazanacağı bir seçim yılı olsun.
Dinciliğe, gericiliğe, faşizme karşı demokrasi, barış güçlerinin zafer yılı olsun.
Haydi Birleşik Haziran Hareketi görev başına.
Birleşik Haziran hareketi yolun, yolumuz açık olsun.