Anlaşıldığı, görüldüğü kadarıyla 7 haziran günü genel seçimler yapılmadı. Yani seçim olmadı. Yani, RTE’nin AKP’si iktidar çoğunluğunu kaybetmedi. RTE ve partisi hiç bir şey olmamış gibi yine iktidarda, yine ülkeyi yöneten tek adam.

            Anayasa, yasalar, yine RTE’nin keyfine göre uyacağı ya da( çoğunlukla yaptığı gibi) yok sayacağı sıradan hükümler. Sadece, kabinesine iki kişi HDP’den usulen dahil edildi. Usulen dedim, Çünkü bu kişilere, bakan olduktan üç gün sonra hiçbir atama yapamayacakları bildirildi. “Size birer otomobil ve koruma polisi yeter” dediler.

            Atamaları yasaklayan Başbakanlık Genelgesinin anlamı şu; biz AKP olarak bütün devlet kadrolarını kendi militanlarımızla doldurduk, onlara dokunulmayacak. Değişmeyen, devam eden RTE iktidarı iki ay sonra yapılacak seçimlere önemli uygulamalarla girdi. Savaş kararını uygun gördüler. Uygulamaya koydular. Savaş, örneğin Suriye’ye ya da başka yabancı bir ülkeye değil, kendi ülkesinde uygulanmaya başlandı. Tepedeki kişi, “İç Savaş”ın kahramanı oldu. Bununla da övünüyor.

            İçeride, yandaş medya organları, yanaşma yazarları kanalıyla Orta Doğu’nun, İslam aleminin, dünyanın lideri diye yutturulmaya çalışılan şahsın yönettiği ülkede,  askerler, gençler, çocuklar, siviller, öldürülüyor, bayraklara sarılarak toprağa veriliyor. Öldürülenlerin sayısı 2-3 değil, artık yüzlerle ifade ediliyor. Tabutların başında da bu şahıs nutuk atıyor. Hükümetin icraatlarını anlatıyor.

            Çok sayıda ilçede, “Güvenlik Bölgesi” adı altında fiili sıkıyönetim uygulamasına geçildi. Erzincan –Tunceli örneğinde olduğu gibi iller arası devlet karayolu iki gün ulaşıma kapatılıyor. Hem de devlet tarafından.

            Bir başka yenilik, “Muhbirlik” uygulaması. Önce RTE, topladığı muhtarlara, “sizlere emrediyorum ahali sen anla” dedi. “Hangi evde kim oturuyor. Eve kim girip çıkıyor. Terörist mi değil mi? hemen karakola bildireceksiniz. “ Yani önce muhtarlar kanalıyla hakla muhbirlik dayatıldı. Sonra, “ üste para da vereceğiz, yeter ki kapı komşunu ihbar et “denildi. İşin ucunda 4 milyona varan ödül de var. İnternette ihbarlar yağmaya da başladı aslında.

            Bir örnek: “İhbar ediyorum. PKK liderlerinden Cemal kod adlı Murat Karayılan Kandil dağında bulunuyor. Orada yatıp kalkıyor. Lütfen 4 Milyon ödülümü hesabıma yatırın.” Bu ödüllendirmeye ilişkin uygulama, “her türlü terör örgütü” elemanını ihbar etmeyi öngörüyor.

Dolayısıyla “devlet terörü” de bu kapsamın dışında değil.

            Buna dayanarak, devlet terörü uygulayan, gençlerin, çocukların, askerlerin beşer, onar öldürülmesine, iç savaşa yol açan şahsın, külliyede saklandığını, orada yatıp kalktığını ihbar edenler de bu büyük ödülün sahibi olacak. Haydin görev başına.