1.1.El Konulan Cihazlarda Gecikmeksizin İadesi Prosedürünün Yerine Getirilmemesi
Mevzuat uyarınca el konulan cihazda elektronik delile ulaşılmasıyla cihazın “gecikmeksizin” iadesi gerekmektedir. Ancak uygulamada bu hükme uygun hareket edilmemektedir. Bu kapsamda adil yargılanma hakkı ihlalinden de söz etmek yerinde olacaktır.
1.2. Temel Hak ve Özgürlüklerin İhlal Edilmesi
Dijital devrimle birlikte teknoloji hayatımızın fazlasıyla içine girdi. Bilgisayarımız, akıllı telefonumuz adeta yaşam alanlarımız oldu. Bu haliyle, şüphe kapsamında elektronik delil elde edebilmek amacıyla bu cihazların bizden alınması halinde yalnızca o veri kapsamında değil hayatımızın birçok alanına dair bir transparanlık yaratmaktadır. Oysa ki, kanun arama ve el koyma işleminin gerçekleşebilmesini ancak temel hak ve özgürlüklerin korunması kapsamı altında mümkün kılmıştır. Dolayısıyla, elektronik deliller kapsamında da arama ve el koyma işlemi yapılması esnasında şüphelinin temel hak ve özgürlüklerinin kısıtlanmaması hususu önemlidir.
Başta elektronik delillere ilişkin mevzuatta özel hüküm bulunmaması ve bu hususlarda yetersiz kalan genel hükümlere başvurulması, elektronik delillerin arama ve el koymasına ilişkin uygulamaların temel hak ve özgürlüklerin korunması esasında yetersiz kaldığını ortaya koymaktadır. Öyle ki, mevzuatı dahi olmayan bir konuda temel hak ve özgürlüklerin nasıl korunacağı konusu tartışmalıdır. Bu sebeple, ivedilikle yetersiz kalan mevzuat güçlendirilmeli, uygulamadaki esnekliklerin önüne geçilmelidir.
1.3.Kişisel Verilerin Korunması İlkesinin İhlali
Veri koruması tüm dünyada ve yaklaşık üç yıldır ülkemizde güncel bir konu haline gelmiştir. Bu konu üzerinde durulması dijital devrimin bir gereği olmuştur. Dolayısıyla, teknolojiye uyum sağlamak üzere bireylerin verilerine ilişkin korumanın yasal mevzuatla desteklendiği bir düzende elektronik delillerin arama ve el koymasına ilişkin uygulamalar yönünden de bu koruma önem arz etmektedir.
Elektronik delil elde etmek üzere, kolluğa hak ve yetki veren mevzuat uygulamadaki ihmaller neticesinde şüphelinin kişisel verisinin ihlaline fırsat doğurmamalıdır. Bu konuda ölçülülük esası gözetilmelidir. Örneğin, şüphelinin akıllı telefonuna el konulmasıyla birlikte o kişinin telefon uygulamasındaki sağlık verilerine erişim sağlanamamalıdır. Bu durumun denetimi mümkün olmalıdır.
1.4. Özel Hayatın Gizliliği İlkesinin İhlal Edilmesi
3.4. ve 3.5. maddelerde açıklanan sebeplere paralel olarak, elektronik delil elde edilmesi amacıyla arama ve el koyma işlemleri kapsamında özel hayatın ihlal edilmesi hususu da risk altındadır. Bu konuda da mevzuat ve Yargıtay kararları ışığında yeknesak bir sınır çizilerek ölçülülük esası kapsamında uygulamadaki ihlallerin önüne geçilmelidir.