Ekonomi DİNAMİK DENGE ile yoluna devam eder. İçeriden ya da dışarıdan ekonomik dengelere müdahale edilir ise, dinamik denge daha farklı bir fiyat seviyesinde kurulur. Enflasyona yakalanmış bir ekonomide, denge kurulana kadar, fiyatlardaki artış önlenemez.
Türkiye TASARRUF=YATIRIM dengesini bozdu. Hiç bir ekonomide, gerçekleşen tasarruflardan daha çok yatırım yapılamaz. Devlet gücü ile, mevcut tasarruftan daha çok yatırım yapıldığı zaman, ekonomi tasarrufa zorlanır. Tasarruf gelirin tüketilmeyen kısmı olduğu için, fiyat artışı otomatik olarak devreye girecektir. Yükselen fiyatlar karşısında insanlar daha az tüketecek ve tasarruf artacaktır. Bu artış, yeniden Tasarruf=Yatırım dengesine ulaşıncaya kadar devam eder.
Yüksek oranlı enflasyon ile yaşayan ülkemiz için tasarrufları artırmak şart. Artırmadığımız taktirde, yatırımları azaltmamız gerekecek. Başka türlü Tasarruf=Yatırım dengesi kurulamaz. Bizim gibi gelişmekte olan ülkelerde yatırımları azaltmak, büyümeninin dinamizmine ket vurabilir. Yatırımlarda seçici olma dönemine girdik. Bir süre, faiz hadleri kadar getiri sağlamayan yatırımlardan vaz geçmek zorundayız.
Bütçemiz açık veriyor. Devlet gelirinden çok harcıyor. Öncelikle devletin tasarrufa gitmesi gerekiyor. Gitmez ise, bütçe dengesi fiyat artışı ile kurulur. Devlet bütçesinin ekonomideki yeri yüzde 22 civarında. Yüksek değil. Kolayca bütçe dengesi kurulabilir. Bütçedeki en önemli harcama kaleminin SGK giderleri olduğu görülüyor. SGK giderlerinde yapılacak bir parça tasarruf, bütçe dengesini kurmaya yeterli gelebilir.
4 milyon 800 binden fazla mükellefin yapılandırma yoluyla devlete olan borçları tahsil edilmeye çalışılıyor. Bu gerçek bize, devletin vergileme sınırına ulaştığını, gösteriyor. Daha fazla vergi ile vatandaştan para tahsili imkansız hale gelmiş.
Bu nedenle, vergi artışı yoluyla, bütçe açıklarının ödenmesi imkansız. Sorunu çözmek için, açığa neden olan tüketim ve yatırım harcamalarında kesintiye gitmek gerekiyor. Gidilmez ise ne olur? Ekonomi fiyatları artırarak dengeyi kuracaktır. Zira enflasyon, nakit varlıkların vergilenmesi olarak sonuç yaratır. Nakit varlıklarını koruyanlar, vergiden kurtulur. Sabit gelirliler ise, vergi mükellefine dönüşür. Gelir bölüşümündeki adaletsizlik zirve yapar.
Bir süre özel sektörün de tasarrufa gitmesi gerekiyor. Doğası gereği, özel sektör tasarruflu davranmak zorunda. Başka türlü, marjinal maliyetleri düşüremez. Düşüremediği sürece de karlı olamaz. Enflasyonist ortamda şirketlerin döner sermayeleri tükenir. Bu durum en çok, Döner sermaye=Borçlanma dengesini kuramayan şirketlerde yaşanır.
Şahıslar da tasarrufa gitmek zorundalar. Gönüllü tasarrufa gidilmediği taktirde, fiyat artışları yoluyla zoraki tasarruf dönemi başlar.
Bu aşamadan sonra, herkesin, elini taşın altına koyması gerekiyor.